English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nonviolent

Nonviolent translate Turkish

141 parallel translation
Nonviolent.
Vahşi değil.
I am as nonviolent as you.
Siz ne kadar saldırgansanız biz de o kadar saldırganız.
Nonviolent at this stage.
- Şu aşamada tehlikeli değil.
It's a nonviolent household.
Burası şiddetsiz bir evdir.
It'll never work, I'm a nonviolent person.
İşe yaramaz, ben şiddet yanlısı değilim.
We Mu pride ourselves on being nonviolent.
Biz Mu'lar şiddet karşıtı olmamızla gurur duymaz mıyız?
Peaceful, nonviolent noncooperation till you yourself see the wisdom of leaving Your Excellency.
Barışçıl ve şiddetsiz biçimde işbirliğini reddetmek. Kendiniz gitme erdemini gösterene dek ekselansları.
And a constructive program is the only nonviolent solution to India's agony.
Hindistan'ın acısının şiddet dışı tek çözümü yapıcı bir programdır.
And the Golf Ball Liberation Army is a nonviolent group.
Golf Topu Kurtuluş Ordusu şiddete başvurmayan bir gruptur.
That's nonviolent, passive, positive or whatever they call it these old days.
Şiddet içermeyen, pasif ya da olumlu bir yöntem. Nasıl derseniz.
Even though he talked to me 15 minutes... I have no prior convictions, no prior arrests... I was nonviolent for 28 years.
Benimle 15 dakika konuşmuş olmasına daha önceden herhangi bir sabıkam olmamasına 28 yılı suç işlemeden geçirmiş olmama rağmen sadece bir olaya bakarak ki ben böyle bir şey de yapmış değilim bunun yeterli olduğunu ve geri kalan ömrümü gözetim altında geçirmem gerektiğini söyledi.
Nonviolent.
Şiddet içermiyor.
In fact inherently, he has a nonviolent personality.
Aslında, şiddet karşıtı bir kişiliği var.
You are a nonviolent man yet you committed acts of excessive violence.
Sen şiddet karşıtı bir adamsın. Yine de, aşırı şiddet içeren suçlar işlemişsin.
It's my form of nonviolent protest.
Bu benim protestomdur.
Whenever Marge puts on... one of her nonviolent programs, I take a walk.
Marge ne zaman şiddet içermeyen birşey seyretse, yürüyüşe çıkarım.
Moe, I think he meant through nonviolent, grassroots political action.
Moe, sanırım o şiddet içermeyen, sıradan siyasi yollarla demek istedi.
Surely, the Q have evolved to a point where you can find a nonviolent way to resolve a conflict.
Eminim ki, Q'da sorunlarını şiddet içermeyen bir şekilde çözebilmenin yollarını bulabilecek kadar evrim geçirmiştir.
Q has an idea for a nonviolent way to bring this conflict to an end.
Q'nun, bu olayı şiddet içermeyen bir şekilde bitirebilecek, bir fikri var.
Spirits are nonviolent.
Ruhlar zararsızdırlar.
Once we've collected the information we need, and if they appear nonviolent, we'll make contact.
İhtiyacımız olan bilgileri topladığımızda, ve şiddete başvurmadıklarını görürsek, onlarla temas kuracağız.
I'm using nonviolent resistance.
Pasif direniş uyguluyorum.
My native people are enlightened... nonviolent... much like your own.
Benim yerli halkım... seninkiler gibi... şiddete başvurmadan aydınlandı.
- Even though the Leader himself is completely nonviolent - - [Sirens Wailing] he urges you to be as violent as you like in capturing the Simpsons.
Liderimiz şiddet karşıtı olsa da sizden Simpson'ları yakalarken dilediğiniz kadar şiddet uygulamanızı istiyor.
- Nonviolent.
- Şiddet karşıtı.
- Nonviolent? No.
- Şiddet karşıtı mı?
It's time to stop that tanker with a nonviolent human circle.
O tankeri zararsiz insan çemberi ile durdurma zamani.
And that the pennies I am thrown each week... are in exchange for me dealing with these people in a nonviolent manner.
Onlara saldırgan davranmamam için her hafta bir sürü para alıyorum. Genellikle bunu dert etmiyorum.
Our store's policy is to make children's gunplay nonviolent.
Mağazamızın politikası, çocukların oyunlarını şiddetten uzak tutmak.
And it was now time to make an extraordinary initiantive a peaceful, nonviolent initiative.
Ve şimdi sıra dışı-güzel girişimler yapmak zamanıydı. Barışçıl, ve şiddet içermeyen girişimlerin zamanıydı.
We are strictly nonviolent.
Bizler tamamen pasifiz.
Then we'll sit down and have a nice, nonviolent conversation.
Sonra da oturur şiddet içermeyen güzel bir sohbet yaparız.
There's a nonviolent way to handle this.
Bu meseleyi şiddet kullanmadan çözmenin yolları var.
But I like my music nonviolent with limited cussing.
Şiddetsiz, az küfürlü müziği tercih ederim.
Nonviolent, remember?
Şiddetsiz, hatırlıyor musun?
- And nonviolent.
- Ve şiddetsiz.
Thought these county jail crews were nonviolent offenders.
Vilayet Cezaevinden gelen takımlar şiddete meyilli olmayanlardı hani?
- Even back in the day, I was strictly nonviolent.
- Ben gençken bile, kesinlikle şiddete başvurmazdım.
Jallianwala Baug meeting essentially nonviolent people.. .. considered taking up arms.
Jallianwala Bagh özünde barışçıl bir ulusu silah kuşanma düşüncesine itmişti.
We share a vegan / nonviolent outlook on life,
Vejetaryen olmamız ve şiddetten uzak durmamız.
That means they don't revert from sexual assault back to nonviolent crime.
Yani cinsel saldırıyı bırakıp şiddet içermeyen suçlara dönmezler.
In each of those cases, we were just being a nonviolent presence on the street, observing when settlers were acting out.
Bu olayların her birinde, yerleşimcilerin ne zamanlar harekete geçtiğini gözlemlemekteydik ve sokaklarda pasif bir varlık gösteriyorduk.
Finally, a group of Palestinian and Israeli human rights activists, together, created the International Solidarity Movement, which has brought people from around the world, of all ages and backgrounds, to provide a nonviolent, international presence, to try to fill this need.
En sonunda, bir grup Filistinli ve İsrailli insan hakları aktivistleri, birlikte, Uluslararası Dayanışma Hareketi'ni kurdular. Harekete şiddetten yana olmayan uluslararası bir varlık kazandırmak ve bu ihtiyacı karşılamak için dünyanın her yerinden, her yaştan, her kültürden insanı getirdiler.
She's like a dictator, only cute and nonviolent.
Diktatör gibi ama güzel ve şiddet kullanmıyor.
Mr. Miller's an advocate for the principles of nonviolent resistance.
Bay Miller pasif direniş savunucusu.
I have a Warrant out for a totally nonviolent crime.
Şiddet içermeyen bir suç yüzünden hakkımda tutuklama emri var.
What if Santa's Little Helper stops being a police dog, then he can get a nonviolent job like barking songs on novelty Christmas records.
Peki ya Noel Baba'nın küçük Yardımcısı polis köpeği olmayı bırakırsa o zaman Noel şarkılarını havlayarak söylemek gibi şiddet içermeyen bir iş bulabilir.
What do they think I'm gonna do, give him a lecture on nonviolent conflict resolution?
Ne yapacağımı sanıyorlar çatışmayı konuşarak çözmesini mi anlatacağım?
Utterly nonviolent.
Tamamen uysallar.
It's not easy keeping to the nonviolent road when other people say, " This isn't working.
Başkaları " Bu işe yaramıyor,
Nonviolent crime is not a priority.
Eyalet Savcısından dava açmasını isteyemeyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]