English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nora's

Nora's translate Turkish

799 parallel translation
Nora show these men out.
Nora şu adamlara çıkışı göster.
- Nothing wrong with Nora's estate? - Estate?
- Nora'nın arazisiyle ilgili sorun mu var?
Nora's estate.
Nora'nın arazisi konusunu.
This is business, Nora's business, your business.
Bu da iş. Nora'yı ve seni ilgilendirir.
You knew Nora's father, Charles.
Nora'nın babasını tanırdın Charles.
Nora's father knew more about lumber and mines... than any man in this country.
Nora'nın babası, iş keresteye ve madenlere gelince... bu ülkedeki en bilgili adamdı.
So, if I'm a crook and Nora's father's an honest man... why should I give him a share of any crooked deal I put over?
Eğer ben dolandırıcıysam ve o da dürüst biriyse... dolandırdığım paradan neden ona da pay vereyim ki?
I was just wondering, that's all, Nora.
Sadece merak ediyordum Nora.
But now there's something else, Nora : My friends.
Ama yine de başka bir şey var Nora ; dostlarım.
I've been thinking, Nora, that if someone took his hand and said "Leopold, my reckless friend, here's love and companionship forever."
Düşünüyordum da, Nora, biri onun elinden tutsa ve dese ki : "Leopold, pervasız dostum, işte sonsuz sevgi ve dostluk."
The murderer gained access to the house, gagged and bound the housekeeper, then disguised as Nora, murdered Judge Brisson.
Katil eve girmeyi başarmış, hizmetçinin ağzını ve ellerini bağlamış, sonra Nora'nın kılığına girmiş, Yargıç Brisson'u öldürmüş.
With Nora's spittle hanging from his face!
Yüzünden Nora'nın tükürüğü sarkan!
Now, Nora... ... maybe Frank's right.
Nora Frank haklı olabilir.
- I'm only trying to do what's best for Nora.
- Sadece Nora'nın iyiliğini istiyorum.
Nora... i  s a lie.
Nora... yalan bu.
It's almost midnight, Nora.
Gece yarısı yaklaşıyor, Nora.
In Nora's case, it's gone far enough.
Nora'nın durumu yeterince ilerledi.
Nora, it's me, Lance.
Nora, benim, Lance.
Let's have Nora fix us something at home.
Hadi Nora'yı çağıralım, evde bize birşeyler uydursun.
- My credit's still good, Nora?
- Veresiye hesabım hala iyi mi Nora?
That's fine, Nora.
İyiydi, Nora.
There's this reborn, Nora.
Nora var ya, şu yeniden doğanlardan...?
Or there's naughty nora.
- Azgın Nora var.
Then, on that Thursday I was jolted by a remark of Nora's...
Ama aynı gün Nora'nın söylediği bir şey beni çok şaşırtacaktı :
Nora, it's Jean.
Nora, söz konusu olan Jean.
Learn the truth about Hollywood's most idyllic marriage, about Nora's secret fights with her husband, about Al Cumberland's famous casting couch.
Hollywood'un en masum evliliği, Nora'nın kocasıyla gizli kavgaları ve Al Cumberland'in ünlü oyuncu belirleme yatağı hakkındaki gerçeği öğrenin.
But Nora made the mistake of sinking most of her money into her own films, one bomb after another, I'm sorry to say.
Fakat Nora onun parasının çoğunu kendi filmlerine harcama yanlışına düştü, bir bomba ardından bir başkası, Söylediğim için üzgünüm.
Nora's half acre.
Nora'nın yarım dönümü.
Nora, what are you trying to pull...
Nora, ne... ğa çalışıyorsun?
There's nothing else, is there, Nora?
Başka hiçbir şey yok, var mı, Nora?
I hope we can assume that it's clear that Nora had no reason to kill this... this journalist?
Umarım Nora'nın bu... bu muhabiri hiçbir öldürme nedeni bulunmadığının açık olduğunu var sayabiliriz.
I'm in Nora Chandler's bungalow.
Ben Nora Chandler'in köşkündeyim.
"Nora Chandler has secret, jean Davis knows secret." There's a motive.
"Nora Chandler'in sırrı var, Jean Davis sırrı biliyor!" İşte neden.
Nora, it's Jean.
Nora... O, Jean'di.
Learn the truth about Hollywood's most idyllic marriage, about Nora's secret fights with her husband, about Al Cumberland's famous casting couch.
Hollywood'un ideal evlilikleri hakkındaki gerçekleri öğrenin. Nora'nın kocasıyla kavgaları hakkındaki sırları, Al Cumberland'ın ünlü oyuncular hakkında söylediklerini.
Nora's half acre.
Nora'nın arazisi.
Nora, what are you trying to pull...
- Nora, ne yapmaya çalışıyorsun...
There's nothing else, is there, Nora?
Başka bir şey yok, Nora, değil mi?
I hope we can assume that it's clear that Nora had no reason to kill this... this journalist?
Nora'nın cinayeti işlemek için bir nedeni yok anladığınızı umuyorum. - Bu gazeteciyi?
I'm in Nora Chandler's bungalow.
Nora Chandler'ın bungalowunda değilim.
"Nora Chandler has secret, jean Davis knows secret." There's a motive.
"Nora Chandler bir sırrı var, Jean Davis bunu biliyor!" Bu bir neden.
Nora's dead.
Nora öldü.
Maybe it was Nora's.
Belki Nora'nındır.
When all was set up, the killer arrived and put a knife in Nora's breast?
Her şey ayarlandığında, katil çıkageldi ve Nora'nın göğsüne bir bıçak mı koydu?
- Where's Nora?
- Nora nerede?
Her name's Nora Green.
Adı, Nora Green.
Carmen, it's Nora.
Carmen, bu Nora.
My name's Nora.
Adım Nora.
It's Nora.
Ben Nora.
Everyone's after Nora.
Herkes Nora'nın peşinde.
The object of Barry's attention, and the cause of his early troubles was his cousin, Nora Brady by name.
Barry'nin ilgisinin odağı olan kişi... ve ilk sıkıntılarının kaynağı... kuzeni Nora Brady'ydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]