Nostalgic translate Turkish
410 parallel translation
You shouldn't be so nostalgic on your first day away of your own place, you know.
İlk gününde evinden uzak olduğun için bu kadar nostaljik olman gerekmez.
To stop our winged friends from being nostalgic for the big blue sky, the flying birdcage.
Aylak dostlarımın mavi göklerde nostalji yapmaları için.
A fever which makes me feel nostalgic for the present.
Şimdiye özlem duymama neden olan bir yangın.
You're nostalgic for the good old days, while I'm happy to live in this modern world.
Sen eski günlere layık bir adamsın. Oysa ben bu modern dünyada yaşamaktan memnunum.
- l find it mildly interesting and nostalgic.
- İlginç ve nostaljik buldum.
- Nostalgic?
- Nostaljik?
Are you nostalgic about that life?
O hayatı özlüyor musunuz?
One is always nostalgic about one's past youth...
İnsan gençliğini daima özler.
That's why I sent her flowers along with my thoughts, hoping she'd remember the good times, and perhaps decide on a nostalgic encounter.
Bu yüzden yanında düşüncelerimle o çiçekleri gönderdim, geçirdiğimiz güzel zamanları hatırlar, ve belki nostaljik bir buluşmaya karar verir ümidiyle.
It's difficult to feel nostalgic after what we've been through these past few years.
Bu özlem değil... Geçen yıllarda yaşadıklarımızdan sonra geçmişe özlem duymak çok zor.
Ladies and gentlemen, it is always a nostalgic moment when we come to the end of a season, especially one that has been as successful as this one.
Bayanlar baylar bir sezonun sona ermesi, Hep nostaljik olmuştur, Hele de böyle başarılı bir sezondan sonra.
Angelina, sing that song from your country which makes me nostalgic about my country.
Bana evimi özleten şu şarkıyı söylesene.
I couldn't help experiencing some very nostalgic memories.
O nostaljik anları yaşamaktan başka çaremiz yoktu.
I've been here for over 4 months... and feel nostalgic
4 aydır buradayım... ve evmi çok özledim
Don't get nostalgic.
Seyirci kalma.
That's so nostalgic.
Ne kadar nostaljik.
I'll feel very nostalgic.
Çok nostaljik hissedeceğim.
It's nostalgic.
Nostaljik.
Nostalgic...?
Nostaljik...?
Oh, man, you're making me nostalgic.
Ahbap bana eskiyi hatırlatıyorsun.
I just like dropped by, took a nostalgic walk around.
Biraz dolaştım. Nostalji yaşadım.
A bright model, intimate nostalgic and brilliant.
Parlak bir model model, samimi, melankolik ve açık.
It's a shiny model, intimate, nostalgic and..... how was that?
Parlak bir model, samimi, melankolik ve... Olduğu gibi?
Perhaps we're too nostalgic
Belki biz çok nostaljiğiz.
I meant it in a nostalgic way.
Nostaljik bir tonda söyledim.
I'm nostalgic already.
Şimdiden nostaljik oldum.
Don't be nostalgic.
- Nostaljik olmayın.
So, you got nostalgic for mayhem?
Memleketini mi özledin?
Convince me I'll be nostalgic for here when I'm at the Halberstrom Clinic.
Halberstrom Kliniği'ndeyken burayı özleyeceğime inandır beni.
I got so nostalgic for your food.
Eskiyi hatırladım yemeklerin sayesinde.
Well, we were talking about our youth and all, and I got kind of nostalgic so I bought a'65 Mustang.
Gençliğimizden bahsedince nostaljiye kapıldım ve 65 model bir Mustang aldım.
You know, just seeing him makes me kind of nostalgic for those innocent days back then.
Biliyor musunuz, onu görmek bile... o eski, masum günleri özlediğimi hatırlattı bana.
if we'll become like every couple nostalgic for the time before their first kiss?
Eğer biz de ilk öpüşmeden önce nostaljik bir çift gibi olursak?
But seeing her again made me feel nostalgic.
Ama onu yeniden görmek beni nostaljiye daldırdı.
"What things are you most nostalgic about?"
En çok özlemini duyduğunuz ne?
Tootie! [Scorsese] Sweet ness and innocence will prevail, but with the explosion ofa child's pain and rage... unexpected shadows were suddenly caston this nostalgic period piece.
Güzellik ve saflık galip gelecek ancak bir çocuğun duyduğu acı ve öfkeyle bu nostaljik dönemin üzerine beklenmedik gölgeler çökecekti.
I'm too nostalgic.
Çok nostaljiğim.
What can you possibly be nostalgic for?
Ne için nostalji yapabilirsin ki?
- I'm nostalgic for conversations I had yesterday.
- Dünki konuşmalarım için nostaljiğim.
We cannot understand why they made a star out of Elise Renoir whose clumsiness and blunt point work makes us all nostalgic for the great Anna Pavlova.
Acemiliği ve duygusuz sanatı ile bizi nostaljik Anna Pavlova'yı anmak zorunda bırakan Elise Renoir'ın neden bir yıldız olduğunu anlayamıyoruz.
- That's nostalgic.
- Nostaljik.
I don't like to be nostalgic, but it was great when you forgot my birthday.
Nostaljik olmayı sevmem ama doğum günümü unuttuğun geçen sene daha güzeldi.
The next time I start getting nostalgic for the old days, shoot me.
Bir daha eski günleri yad edersem beni vur.
You're having a nostalgic...?
Nostalji mi yapıyorsun?
I was just feeling nostalgic for some reason.
Sadece biraz nostaljik hissediyorum.
How can you possibly be nostalgic about a concept like a little while ago?
Biraz önce yaşadığın şeye nasıl nostaljik yaklaşabilirsin ki?
I tell you, Roz, I'm starting to feel nostalgic for that summer in my twenties when I was impotent!
20 yaşımda iktidarsız olduğum yaz aylarına nostaljik bir dönüş yapmış gibiyim. Tek tesellim, bundan daha fazla küçük düşmeyeceğimdir.
Maybe I'm getting nostalgic in my old age.
Belki yaşlılıkta nostaljik oluyorum.
Then perhaps you can be nostalgic for both of us.
O halde belki de ikimiz için de nostaljik olabilirsiniz.
Well, while you were doing that, I taped all the nostalgic songs... from high school, to get us in the mood.
Şey, sen onu yaparken, ben de havaya girelim diye... lisede dinlediğimiz şarkılardan bir kaset yaptım.
- Getting nostalgic?
- Ah, evet "those were the days, my friend" ( 60'larda ünlü bir şarkı )