Not by a long shot translate Turkish
199 parallel translation
- Not by a long shot.
- Katiyyen ölmemiş.
Not by a long shot.
Daha fazla bekleyemez.
The finding ain't all. Not by a long shot.
Bulmak yetmez.
She'd sit very close to me... and she smelled of tuberoses, which is not my favorite perfume... not by a long shot.
Bana çok yakın otururdu ve sümbül kokardı. Hoşlandığım bir koku değildi, kesinlikle.
I haven't tried them all yet, not by a long shot.
Henüz hepsini denemedim. Esas atışımı yapmadım.
I knew you weren't as prim and starchy as they made out. No. Not by a long shot.
Daha en başından sizin ne hoş bir bayan olduğunuzu anlamıştım.
Oh, no, it isn't, not by a long shot.
- Hayır, değil. - Lütfen. - Kesinlikle olmaz.
Not by a long shot.
Katiyen.
She won't be the last tonight, not by a long shot.
Bu geceki sonuncu kişi değil. - Hayır, efendim.
Not by a long shot.
Uzun sürmez.
Not by a long shot.
Son bir atışa kadar olmaz.
Not by a long shot.
Hiç te öyle değil.
Listen, we're not finished yet, not by a long shot.
Beni dinle henüz bitmedi, en azından uğraşmaları gerekecek.
No, not by a long shot.
Hayal kırıklığına uğradın Hayır. aslında değil.
Not by a long shot.
Çok ta değil
Not by a long shot! Hold still.
Pek te değil ama şapkamı takacağım
Not by a long shot.
Çok uzak ihtimal.
Not by a long shot.
Uzun çaplı bir atış değil.
Not by a long shot.
Çok uzun sürmez.
Not by a long shot.
- Hayatta olmaz.
Not by a long shot.
Büyük olasılıkla.
- Not by a long shot.
İyilikle alakam bile yok.
Not like you, not by a long shot.
Sizin gibi değil, işim o kadar zor değil.
I've been able to help the cause of justice, no, not by a long shot.
Adalete daha öncede yardım etmiştim. Çok uzun zaman olmadı.
Not by a long shot.
Bitmene daha çok var.
This is not my best work, not by a long shot.
Bu, en iyi işlerimden biri değildi.
Not by a long shot.
Kesinlikle eminim.
Not by a long shot.
Kolay kolay başarmazsın.
Not by a long shot.
Her şey bitmedi.
Looks like the Cows won't beat the 72 point spread, not by a long shot.
South Park İnekleri, 72 puan farkını, kapatamayacaklar gibi görünüyor.
We're not done, you and me. Not by a long shot.
Sen ve benim işimiz bitmedi... uzun bir atışa ne dersin?
Not by a long shot.
Asla bitmiş değil.
They're not finished, not by a long shot. "
Ölmediler. Kesinlikle ölmediler. "
Not by a long shot.
Uzun bir vuruş değil.
- Not by a long shot.
Daha değil.
No pod is worth two slaves, not by a long shot.
Hiçbir pod iki köle etmez. Olacak iş değil.
Not by a long shot, Crais never gave her a chance.
Alakası yok, Crais ona hiç şans vermedi.
Ew. But I wasn't, not by a long shot.
Ama hiç de öyle olmadığımı gördüm.
- Oh, no. Not yet. Not by a long shot.
- Hayır, daha delirmedim.
Not by a long shot.
Her anlamda değil.
This isn't over, and not by a long shot.
Bu iş burada bu kısa sürede bitmiş değil.
Not by a long shot!
Kesinlikle bitmedi!
No. No, we're not, Not by a long shot.
Hayır, riskli olsa da denemeliyiz.
Not by a long shot.
Uzun süre değil.
Not by a long shot.
Kesinlikle.
not by a long shot. I don't know, Agent Doggett, but now that you've got this case...
Bilmiyorum Ajan Doggett, ama şimdi bu davayı araştırmanız gerekiyor.
Not by a long shot.
Yaklaşamadın bile.
Oh, not by a long, long shot.
İki cihan bir araya gelse olmaz!
We're not there by a long shot.
Çocuklar, iyi bir yarış çıkardık.
Not by a long shot.
Hem de hiç.
That's not all. Not by a long shot.
Bu kadar da değil.