English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Not the other way around

Not the other way around translate Turkish

292 parallel translation
By rights, you should be the one giving me good advice, not the other way around.
Aslında benim sana değil senin bana öğüt vermen gerekir.
We'll be going to your funeral, not the other way around!
Bir terslik olmazsa, senin cenazeni göreceğiz!
Not the other way around.
Buralarda başka türlü olmaz.
NOT THE OTHER WAY AROUND.
Öbür türlü değil.
You knew you were flying it, not the other way around, like today's things.
Nasıl uçurulurdu bilirsin, farklı değildir, aynı şimdikiler gibi.
- I particularly like his insistence that science is born of art, not the other way around.
Özellikle onun, bilimin kökünün sanata dayandığı tam tersinin olmadığı konusundaki ısrarı hoşuma gitti.
It will be dark when the lights go out and whoever took the things will bring them back and not the other way around!
Her yer karanlık olacak ışıklar kapanınca o şeyleri kim aldıysa geri getirecek, bu kadar basit.
Not the other way around!
Başka türlü olmaz! Bir daha kapatın!
The Royal Sugar was supposed to help our independence, General... and not the other way around.
Kraliyet Şeker bize bağımsızlığımız için yardım edecekti ; tam tersi değil.
You're making fun of me not the other way around
Sen benimle alay ediyorsun, başka bir şey değil.
- Why not the other way around?
Niçin tersini düşünmüyorsun?
I make wimps into winners, not the other way around.
Ben çaylakları şampiyon yaparım, tersini değil.
You're under my command, not the other way around!
Emirleri benden alırsın. Kafana göre hareket edemezsiz.
- Homer... that's supposed to be leather patches on a tweed blazer, not the other way around.
- Homer sözde, deri yamalar yün ceketlere dikilir. Diğerlerine değil.
Religion and war must act in the service of the people... not the other way around.
Din ve savaş halka hizmet etmelidir. Bunun tersi olmamalıdır.
Not the other way around.
İşler böyle yürümüyor mu artık?
Not the other way around.
başka bir şey değil.
He sees what he believes, not the other way around.
İnandığı şeyi görüyor, başka şekilde değil.
But not the other way around.
Fakat başka yolu yok.
First of all, Superman saved us from Luminus, not the other way around.
Bir kere Superman bizi Luminus'tan kurtardı, tersi olmadı.
Jungians would say it's the characters who choose the writer, not the other way around.
Onu sen mi yönlendiriyorsun? Jung'cular, "Karakterler kendi yazarını seçer" der.
There are no hard feelings, and I'm glad she ditched me and not the other way around.
Bırakılan kişi ben olduğum için sevindim. Seni ararım.
- In this country... one is innocent until proven guilty, not the other way around.
Bu ülkede herkes suçlu olduğu ispat edilene kadar masumdur. Tam tersi geçerli değildir.
We did something for them, not the other way around.
Aslinda biz bunlari onun için yaptik, O bizim için degil.
I've heard of men owning fish, but not the other way around!
Balığı olan insanlar biliyorum da, tersini duymamıştım!
I saved you tonight, not the other way around.
Akşam seni kurtardım, daha ne olsun.
You got in my path, not the other way around.
Sen benim yoluma çıktın, ben seninkine değil.
The "Slashie" means that you consider me the best actor / model, and not the other way around.
"Bölü" işareti beni en iyi aktör / model seçtiğinizi gösterir, tersini değil.
We know you're a man with a demon inside, not the other way around.
İçinde bir iblis olduğunu biliyoruz, bunun aksini söylemiyoruz.
Not the other way around.
Benim onlardan kaçmam değil.
You're my daughter, not the other way around!
Sen benim kızımsın, ben senin değil!
People have an obligation to the President, not the other way around.
BU BENİM BÖLÜMÜMDÜ
It's about unresolved issues you're not ready to deal with yet- - guilt, anger toward our loved ones- - that's why we conjure up spirits- - from the Virgin Mary to our dearly departed- - because we need to talk to them, not the other way around.
Bu senin henüz üstesinden gelemeyeceğin konularla ilgili- - suçluluk duygusu, sevdiklerimize karşı duyduğumuz öfke gibi. Bu yüzden ruhlardan bahsederiz, Bakire Meryem'den, yeni kaybettiğimiz sevdiğimize kadar.
You set me and Cyril up, only... you thought your boy would waste us, not the other way around.
Bana ve Cyril'a tuzak kurdun, sadece... adamının bizi harcayacağını düşünmüştün, böylesini beklemiyordun.
You're my bitch, not the other way around.
Sen benim kancığımsın, tam tersi değil.
You found me, not the other way around.
Beni sen buldun, ben seni değil.
I control you, not the other way around.
Seni ben kontrol edeceğim. Sen beni değil.
Not the other way around.
Sen söyleyemezsin.
I tell you what's going to happen, not the other way around.
Neler olacağını size ben söyleyeceğim. Başka türlü olsun istemiyorum tamam mı?
We hitched a ride with the trash... not the other way around.
Bir döküntüye otostop çektik... başka bir şeye değil.
It's the wood that should fear your hand... - not the other way around.
Tahta elinden korkmalı elin tahtadan değil.
You may not like to hear this, but I pursued her, not the other way around.
Bunu duymak hoşuna gitmeyebilir ama ben onun peşine düştüm, o benim değil.
Not the other way around.
- Yani tersi değil.
We're supposed to protect you, not the other way around.
Biz değil, başka bir şekilde, korumak gerekiyor.
Not my children! Maybe the other way around.
Tam tersi olabilir ama.
Not the other way around.
Bunun başka yolu yok.
You know what? If it were the other way around, there is nothing you could put on a list... ... that would make me not want to be with you.
Biliyor musun eğer tam tersi olsaydı, senin listeye koyacaklarından hiç biri, beni seninle olmaktan vazgeçiremezdi.
Verily I declare that the Earth revolves around the sun... and not t'other way around.
Filvaki iddia ediyorum ki Dünya Güneş'in etrafında dönüyor Güneş, Dünya'nın etrafında değil.
Well, who's to say that it doesn't work the other way around, that the way someone feels can affect the weather, that the weather is somehow an expression of Holman Hardt's feelings or-or-or better still, the feelings that he's not expressing?
Birinin hisleri de havayı etkileyemez mi? Hava, Holman Hardt'ın hislerinin dışavurumu veya daha da iyisi ; dışa vuramadığı hisleri olamaz mı?
Thanks, but more likely than not, it'll be the other way around.
Yardıma ihtiyacın olursa... Teşekkürler. Büyük ihtimalle tam tersi olacak.
We're meant to do the ass-kicking not the other way around.
Ve hepsinin sebebi bu salakların Balta elemanıyız diye yalan atması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]