Note translate Turkish
13,376 parallel translation
Seems like whoever wrote that note is a good first suspect.
Görünüşe göre o notu yazan kişi ilk şüphelimiz oluyor.
There was a dead fish in Syd's room with a note from his magician friends,
Syd'in odasında ölü bir balık ve sihirbaz arkadaşından bir not vardı...
Someone tossed a brick through the window with a note attached.
Birisi camdan tuğlaya sarılı bir not atmış.
Well, the lab was able to pull a print off the note, - but there was no match in AFIS.
Laboratuvar nottan parmak izi çıkardı ama AFIS'ten sonuç çıkmadı.
It's a note.
Bir not.
Sorry, I... I need my note.
Üzgünüm notalarıma ihtiyacım var.
You left a suicide note.
İntihar notu bıraktın.
What did you mean in that note?
O notta ne demek istedin?
- Your suicide note.
- İntihar notunda.
- So why would you write about fingering her on your suicide note? Stacey Flatley was my first girlfriend.
- Stacey Flatley ilk kız arkadaşımdı.
How else could that suicide note appear in your handwriting months after I stripped you of your flesh and wore it like a cape?
Derini soyup pelerin gibi giydikten aylar sonra o intihar notu başka nasıl senin el yazınmış gibi görünebilir?
Wait - - if you didn't write the suicide note, who did?
Bekle, intihar notunu ben yazmadıysam kim yazdı?
It was written on the suicide note.
İntihar notunda yazılıydı.
But look, Crazy Danny didn't write the suicide note, and nor did Rock Star Milo, cos, well, he didn't commit suicide.
Ama bak, intihar notunu ne kaçık Danny ne de rock yıldızı Milo yazdı. Çünkü o intihar etmedi.
Even as she choked on that final cough drop she managed to leave this note.
Öksürük ilacı kursağında kalırken bile bu notu bırakabildi.
Do you remember on that first search a note with Ms. Halbach's phone number being seized - from Mr. Avery's computer table?
İlk aramanın yapıldığı gün, Bay Avery'nin bilgisayar masasında Bayan Halbach'in telefon numarası yazılı bir not bulunduğunu hatırlıyor musunuz?
Just on a personal note, I'm sure I speak on behalf of the entire prosecution team in thanking all of you for allowing us to, uh... to kind of host this... this trial for you here in little Calumet County,
Son bir şey eklemek istiyorum, kendim ve ekibimdeki diğer arkadaşlarım adına bu mahkemeye şirin ilçemiz Calumet'te ev sahipliği yapmamıza izin verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
I will note for the record the defendant is...
Kayıtlara geçmesi için, sanığın...
Please note that a false testimony is a crime in its own.
Yalan yere ifade vermek de başlı başına bir suçtur.
You motherfuckers know how to leave a note under a damn door?
Siz dallamalar, lanet kapının altına, nasıl not bırakılacağını biliyor mu?
All right, now, see, you pick up that note in the solo passage, - we could add that to it. - Yeah.
Tamam, şimdi bak, solo geçişte, bu notayı seçtin ya bunu da ekleyebiliriz.
You want me to make a note here?
Buraya bir nota mı eklememi istiyorsun?
- He left you a note.
- Sana bir not bıraktı.
On that horrifying note, thank you all so much for coming.
Bu korkunç bağlamda, geldiğiniz için teşekkürler.
On that note, the floor plans for your condo in the Bahamas are already on the way.
Bu bağlamda, Bahamalar'daki apartman dairenizin kat planları çoktan yolda.
I'm still waiting for a "thank you" note.
Hâlâ bir teşekkür notu bekliyorum.
I haven't sung a note since.
Ondan sonra tek bir nota bile söylemedim.
Well, I was actually just drafting my own suicide note.
Ben de tam kendi intihar notumu yazıyordum.
And, on that note, we're gonna set up and break down.
Ve, bu notta, Kuracağız ve yıkacağız.
You got my note, then?
Notumu almışsın.
They never found a note, they never found a body.
Ne bir not bulundu ne de ceset.
Ain't this a hell of a damn note?
Bu harika bir bot değil mi?
On a more serious note, this will cause you to forget everything, eventually, Sean.
İşin ciddi tarafı, bu er ya da geç her şeyi unutmanı sağlayacak Sean.
Every note, every sound, every harmony needs to have your body vibrating from the end of your hair to the tips of your toes.
Her notayı, her sesi, uyumlu olmayı Tüm Vücudun la hissetmen gerekiyor. Saçların uclarından başparmağın ucuna kadar hissetmelisin.
Okay, i- - note the time difference.
Pekala, eee... Zaman farkına baksana.
inside, was a two-word note
İçinde iki kelimelik bir not vardı,
Same note.
Aynı not.
I left him a note, though.
Ama ona not bıraktım.
Your note said to call you. - Okay.
- Notta "ara beni" yazıyordu.
I wanted to tell you earlier actually, on a serious note.
Şaka bir yana, sana bir şey söylemek istiyordum.
Just kind of holding that one note.
O notada tutuyorsun.
But if I can, can I take a serious note for a minute, and I just wanna say I'm proud of you.
İzin verirseniz ve bir anlığına ciddi olmam gerekirse, seninle gurur duyduğumu söylemek istiyorum.
That's why he gave you that note.
Bu yüzden sana o notu verdi.
L'm sorry, I didn't mean to end that on such a weird note, dad.
Pardon ya, lafı öyle bitirmek istemedim aslında.
I would note that I see it that way.
Ona katıldığımı söylemek istiyorum.
No note, no message, no name...
Ne bir not, ne bir mesaj, isim bile yok...
Mmm-hmm. Hey, on a more serious note,
Bir şey daha var,
I can razzle dazzle it, sing a nice beautiful note in your name.
Ödlek Aslan karakteri için seçmeler devam ediyormuş biliyor muydunuz?
It had a note on it with your prints all over the note. You wanted him dead.
Ölmesini istedin.
Um... this is your suicide note.
Bu senin intihar notun.
Note for chapter in new book :
Yeni kitapta bölüm için not :