Now is not a good time translate Turkish
233 parallel translation
Now is not a good time, they just refused to give us a raise.
Uygun zaman değil, bizimle çalışmayı istemedi.
- Now... Now is not a good time.
- Şu an uygun değil.
But now is not a good time!
Ama şimdi uygun bir zaman değil!
Right now is not a good time!
Şu anda pek uygun bir an değil!
Now is not a good time, because we're about to draw fluid.
Şu an sıvı almak üzereyiz.
- So now is not a good time to tell you about a blunt trauma to the chest pulling up?
Yani zamanlamam iyi değil mi? Göğüs künt travması geliyor.
- Now is not a good time to bring up the crew.
Şimdi ekibi konuşmak doğru değil.
Now is not a good time.
Ronnie, şu an iyi bir zaman değil.
Now is not a good time.
Kötü zamanlama.
Maybe now is not a good time to talk about garlic.
Belki de şu an sarımsaktan söz etmenin sırası değil.
Poor, poor Johnny Now is not a good time, Scorpy, go away
Zavallı Johnny şu an iyi bir zaman değil, Hortlak, git başımdan
You know what... uh... now is not a good time.
Biliyor musun... şu an hiç de sırası değil.
Now is not a good time.
Şimdi iyi bir zaman değil.
Sweetheart, right now is not a good time.
Tatlım, şu an iyi bir zaman değil.
- Chloe, now is not a good time.
- Chloe, şu an iyi bir zaman değil.
Actually, now is not a good time.
Aslında şu an pek uygun değil.
Now is not a good time for me to be losing my job.
Şu an işimi kaybedemem.
Well, now is not a good time.
Beni bu telefondan arama.
Now is not a good time, okay?
Şimdi tamam, iyi bir zaman değil mi?
Now is not a good time to be moving.
Şİmdi hareket etmek için uygun bir zaman değil.
I'm afraid now is not a good time.
Maalesef iyi bir zaman değil.
- Now is not a good time.
- Şu an iyi bir zaman değil, Lou.
Now is not a good time, Rick.
Hiç sırası değil Rick.
Now is not a good time to lie to me.
Şimdi yalan söylemenin hiç sırası değil.
Now is not a good time, Danny.
Şimdi iyi bir zaman değil, Danny.
Now is not a good time.
- Şimdi iyi bir zaman değil.
- Now is not a good time.
- Şu anda iyi bir zaman değil.
Now is not a good time.
Hiç iyi bir zaman değil.
- I was wondering if you could float me 20k at two points, But maybe now is not a good time for you.
Merak ediyorum da bana bir 20 bin göndermen mümkün mü, ikilik yaparsın belki senin için pek de zamanı değildir.
Now is not a good time.
Şu anda iyi bir zaman değil.
So now is not a good time.
Yani, şu an hiç iyi bir zaman değil.
and i can come back if now is not a good time.
Eğer şimdi müsait değilsen sonrada gelebilirim.
I'm glad to have met you, but I'm going through some things, and now is not a good time.
Seninle tanıştığıma memnun oldum ama hayatımdaki birkaç sorun yüzünden buna zaman ayıramam.
I didn't say that, I just think that maybe right now is not a good time to be talking about marriage when you're going through this thing.
Öyle demedim, sadece şu an belki de yaşadığın bu şeyden dolayı evlilikten bahsetmek iyi olmayabilir.
I wish I could, but now is not a good time, Charles.
İsterdim ama bu zaman zarfı hiç de uygun değil, Charles.
This is not a good time for me right now.
Şu an gerçekten benim için iyi bir zaman değil.
Right now is not a really good time for me, but I've got your number.
Şu an benim için uygun değil, ama numaran bende var.
I know I need to start presenting and publishing but now is not a very good time.
Sunum yapıp yazılarımı yayımlamalıyım ama şu an bunun vakti değil.
- Not enough to hurt it. - lf there is anything you can do now would be a good time.
- Yapabileceğin bir şey varsa şimdi tam zamanı.
Now is not a good time, Shirley.
Şu anda hiç de uygun bir zaman değil, Shirley.
Now is really not a good time to talk.
Konuşmak için iyi bir zaman değil.
Is now not a good time?
Şimdi iyi bir zaman mı?
And I'm not sure it's a job I'm gonna be any good at, but... I just... I don't have time to really worry about it right now.
Ayrıca başarılı olacağım bir iş olduğuna da emin değilim ama bunun için endişelenecek zamanım da yok şu an.
Dennis, I'm not sure this is such a good time right now.
Noel. Bunun pek uygun bir zaman olduğunu sanmıyorum.
Now is not really a good time...
Şimdi gerçekten iyi bir zaman değil.
You know... to tell you the truth... now is not really a good time for me.
Doğruyu söylemek gerekirse, şu an benim için pek doğru bir zaman değil.
Gabriella is kind of busy with homework and such, so now's not really a good time.
Gabriella ödev yapıyor, şu anda müsait değil.
Now? It is not a good time.
Şimdi mi, hiç iyi bir zaman değil.
This is not a good time for me. I can't talk just now.
Şu an müsait değilim, konuşamam.
Uh, now is actually not a good time for me.
Şimdi pek uygun bir zaman değil.
Look, now is not a good time for me.
Bakın, şu an benim için uygun bir zaman değil.