English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nuanced

Nuanced translate Turkish

85 parallel translation
The situation's a lot more nuanced than that.
Durum bundan ibaret değil.
I shall, to the best of my ability, seek to delineate the countess's person which, however, is all too nuanced and rich in mysterious contrasts to be related in a few moments.
Kontes'in kişiliğini elimden geldiğince iyi anlamaya çalışacağım ne var ki böyle kısa bir süre içinde anlamak için fazla sayıda gizemli zıtlıklarla ve inceliklerle dolu bir kişiliğe sahip.
It's far more complicated and nuanced than that.
Çok daha karmaşık ve farklıdır.
He has a deeply nuanced and functional understanding of human behavior to rival the great psychoanalytical minds of our time.
İnsan davranışları konusunda çok farklı ve etkin bir anlayışa sahip. Günümüzün en iyi psiko-analistlerine taş çıkartır.
And, while some of these will be very subtle and wonderful, and nuanced, and shaded others will be profoundly intense and difficult to tolerate.
Bazı şeyler çok hoş... ve güzel olacak. Birbirlerinden farklı ve gizemli. Ama bazı şeyler de çok ağır ve dayanılmaz olacak.
Well, it does have a certain under-nuanced over-contoured...
Kaba ve abartılı bir geçit töreni havası var ama...
A friend of mine made it, and it's a little... rather nuanced.
Bir arkadaşım yaptı, biraz... farklı olmuş.
Want a more nuanced picture of the nut case?
Çatlak durum için ayrıntılı bir resme ihtiyacın varmı?
Some very nuanced magic, but we found it finally.
Anlaşılması çok zor bir büyü, ama sonunda ne olduğunu bulduk.
Hey, I would love to do this whole dance, you know, take a nuanced approach to interrogating you, but the truth of it is, I don't have time to be subtle.
Seninle dans etmekten hoşlanırdım,.. ... seni sorgulamada ince yaklaşırdım ama aslına bakarsan zekilik için zamanım yok.
I was telling Teresa that the Caiman must be more nuanced.
Teresa'ya Timsah'ın..... daha ayrıntılı olması gerektiğini söylüyordum.
with all due respect, a nuanced position is different than no position.
Saygısızlık etmek istemem ama az farklı bir duruş, hiç bir duruş olmamasından farklıdır.
Something more nuanced, perhaps.
Biraz daha nüanslı olabilir.
It's full of so much nuanced Romanticism and harsh social insights, it -
Ağır sosyal eleştiriler ile dokundururken aynı zamanda ölçülü bir romantizm de sergil- -
All that nuanced Romanticism crap.
İnce "romantizm" zırvalarını yani.
It was wonderful. Filled with nuanced observations about the world around you.
Muhteşemdi etrafındaki dünya hakkında detaylı gözlemlerle doluydu.
Tell them the deal and'nuanced.
Ona anlaşmanın bittiğini söyle.
Debate is an extremely nuanced activity.
- Münazara çok ince bir iştir.
Before you point the finger at the Indians, they're generally more nuanced.
Siz Hintlileri işaret etmeden söyleyeyim, genel olarak daha incelikli insanlardır.
Because Japanese is such a nuanced language it confuses the animals
Japonca çok incelikli bir dil olduğu için hayvanların aklını karıştırıyor.
- Before his last major meeting at Le Bourget, Mr. Mitterrand's speech was nuanced and certain to help him win the Presidential election.
Le Bourget'teki büyük mitinginden önce Bay Mitterrand'in konuşması incelikliydi ve başkalık seçimini kazanmasına kuşkusuz yardım edecekti.
In my head, it's unique, nuanced, but when it comes out, it's like...
Kafamdaki eşsiz, nüanslarla dolu ama ortaya çıkan şey kurbağanın yeşilliklerde takla atması gibi.
And after what you've been through these last few months, I would've thought you'd have a more... nuanced vision of this whole thing already.
Bu son birkaç ayda geçirdiğin şeyleri düşününce bu bütün mesele hakkında çoktan farklı düşünürsün sanmıştım.
Well, for lack of a more nuanced analysis, yeah, she's consumed with jealousy, and it triggers a homicidal rage.
Şu an ayrıntılı analiz yapamadığımıza göre,.. ... evet, kıskançlıktan yanıyor ve bu da ölümcül öfkesini tetikliyor.
You told me no one was hiring up there. Well... it's, you know, it's a, it's a more nuanced issue.
Ama bu.. çok farklı bir durum
Might have been a little more nuanced, but, uh, yeah.
Daha incelikli ifade ederdim ; ama evet.
Hmm. Do you mind if we switch to my less finely nuanced love life?
Daha az incelikli aşk hayatıma dönüş yapabilir miyiz acaba?
This is a nuanced area.
Bu biraz nüanslı bir alan.
Andrew, this whole thing is so nuanced.
Andrew, bütün bu plan çok ince bir şekilde düşünüldü.
It's a much more complicated and nuanced situation.
Bu olay, göründüğünden çok daha karmaşık ve ciddi.
- This is nuanced.
- İşler çok incelikli.
Oh, well... The reporting in the "Voice" is actually quite nuanced.
Voice'deki yazı çok incelikliydi.
"Nuanced"?
İncelikli mi?
And besides, Nikki Heat is a far more complex and... nuanced character.
Zaten, Nikki Heat çok daha başarılı daha incelikli bir karakter.
It's very nuanced.
ince ayrıntılı.
She came on and she was just this sassy, sexy, very theatrical girl in all her performances... kind of e-note. And she suddenly got better, and has become more of a nuanced actress.
Geldiğinde performanslarında sadece şımarık, sexy ve tiyatrosal birisiydi ( yan not ) ve birden iyileşti daha ayrı bi aktris oldu ve o şahane.
Well, thank you for your nuanced analysis of the problem.
Pekala, problemin incelikli analizini yaptığın için teşekkürler.
It's a bit more nuanced than that.
Durum bundan biraz daha farklı.
A display like that really makes you appreciate Oleg's nuanced wit.
Böyle bir gösteri gerçekten Oleg'in nüanslarının değerini arttırıyor.
A display like that really makes you appreciate oleg's nuanced wit.
Böyle bir gösteri gerçekten Oleg'in nüanslarının değerini arttırıyor.
It helps develop these, I think more nuanced and complicated action sequences.
Daha nüanslı ve karmaşık aksiyon sahneleri geliştirmenize yarıyor.
All I'm saying is that showing me passed out surrounded by beer cans is not exactly my idea of a nuanced photo.
Tek söylediğim bira kutuları ile arasında kendimden geçmiş haldeki görüntüm kafamdaki incelikli resim değil.
Okay, but say, you know, just for the sake of argument, the kid's not in the mood for a nuanced discussion of the virtues of child poisoning.
Pekala, ama diyelim ki... oğlan çocuk zehirlemenin erdemleri hakkında... ayrıntılı bir tartışmaya girme havasında değil.
His French verse far more nuanced than his native German.
Mısralarındaki Fransızca nünasları, ana dili Almancasından daha iyi.
It may be too nuanced for your smooth little brain to comprehend, but if you knew Rose...
O küçük düz kafanın anlaması için fazla detay bir bilgi olabilir Eğer Rose'u tanısaydın
So nuanced. So many layers.
Nüanslara dikkat ediyorsunuz.
I think the explanation may be a little more nuanced than that.
Bence bunun açıklaması biraz daha karmaşık olabilir.
- Because it is nuanced.
- Çünkü ince bir ayrıntı var.
Eh... that was a very... nuanced performance.
Bu çok detay içeren bir oyunculuktu!
He was a nuanced politician with a mighty big collection of beer labels.
Büyük bir bira etiketi koleksiyonu olan incelikli bir siyasetçiydi.
- Nuanced?
- Yaşayıp görmen gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]