Numerous translate Turkish
1,173 parallel translation
No doubt, creating numerous paradoxes.
Şüphesiz, bir çok paradoks yaratır.
Numerous muscle and...
Kaslarda ve liflerde...
'If life was present on Earth at the end of its formation,'the impacts then would've been more numerous than today.
Hayat, Dünya'nın oluşum sürecinin sonuna doğru başlamışsa o dönemdeki çarpışmaların sayısının bugüne nazaran çok daha fazla olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
PG and E's own technicians documented toxic levels of hexavalent chromium in those wells on numerous occasions.
PGE'nin kendi teknisyenleri farklı kuyulardaki heksavalen krom değerlerini kayıtlara geçirdi.
The subject matches the cold hardness of Holbein's style here, which brings out so well the King's defiance of all who stood in his way, including his numerous women, who, one by one, went to their doom.
Öznelerdeki eşlerin soğuk sertlikleri burada Holbein stilinin soğuk sertliğini ; Meydan Okuyan Kral'ının yoluna çıkıp karşısında duran hayatındaki bir çok kadın dahil yaşadığı kötü kaderini gösterir.
One merely has to point out the numerous logical absurdities, temporal paradoxes, circular causation, closed time loops.
Yalnızca biri çok sayıda mantıksal tutarsızlıklara zamansal paradokslara, dolaylı tesadüflere, kapalı zaman döngülere dikkat çekerim.
Are his enemies so numerous?
Çünkü çok uzundu.
Widespread flooding has caused numerous closures including the Lincoln and Holland Tunnels.
Selden trafik tıkandı. Lincoln ve Holland tünelleri kapandı.
My Tigger family tree has got to be the biggest, hugest and most gigantical tree in the entire Hundred Acre Woodses... on account of all the enormous numerical numerous numbers of...
Benim Tigger soyağacım bütün Yüz Dönüm Ormanı içinde, en büyük, devasa ve kocaman olan olmalı. çünkü üzerinde çok fazla sayıda
Don't you know I am the Imperial Agent? I've solved numerous mysterious, I'm called the god of Logic You play these games with me?
Ben imparatorluk ajanıyım sayısız gizemli davayı çözdüm, bana mantık tanrısı diyorlar hala oynamak istiyor musun?
And if you'll take a look here, you'll see numerous fractures consistent with repetitive blunt trauma.
Şuraya bakacak olursanız, defalarca darbe aldığı için sayısız fraktür görebilirsiniz.
... take a look here, you'll see numerous fractures consistent with repetitive blunt trauma.
Şuraya bakın. Defalarca darbe aldığı için oluşan sayısız fraktürü görebilirsiniz.
I was on duty at the station when numerous telamissions came in from citizens, about a suspicious looking offworlder running down back alleys.
Karakolda nöbet tuttuğum sırada, vatandaşlardan şüpheli görünen bir dış dünyalının arka sokaklarda koşuşturduğu yönünde sayısız istihbarat aldık.
- Numerous.
- Çok değişik sayıda.
In the past year or so, I've committed numerous homosexual acts.
Geçmis senelerde defalarca homoseksüel iliskiler yasadim.
As you all know, we are still having numerous reports of missing teeth from all over the country.
Bildiğiniz gibi ülkenin dört bir yanından hala çok sayıda diş kaybı raporu geliyor.
Judging from the residual gamma radiation, it appears they've suffered numerous Borg attacks over the past decade.
Gama radyasyonu izlerine göre geçen on yıl içinde çok sayıda Borg saldırısı meydana gelmiş.
It's flooded numerous sections with poisonous gas.
Pek çok kısım zehirli bir gazla dolu.
Cause of death was blood loss from numerous deep wounds from bites.
Ölüm sebebi, çok sayıda derin ısırık yarasından kaynaklanan kan kaybı.
I think that postmortem predation is definitely a consideration here, but I only see one print and if it were an animal there would be numerous prints all over here and in the yard.
Bence öldükten sonra parçalandıklarını dikkate alabiliriz. Ama yalnızca bir iz gördüm. Hayvanlar yapmış olsaydı bir sürü iz olurdu.
I think it was because of all my numerous relations you were the one Baggins that showed real spirit.
Çünkü Düşündüm ki Onca Yakınlarım Arasında Bir Tek Sen Gerçek Baggins Ruhunu Taşıyorsun.
Sir. I have numerous Phantom contacts!
Birçok Fantom teması var!
He has received movie offers... and has been in conversations with numerous publishers... concerning the rights to his story.
Kendisi film teklifleri aldı ve hikayesinin hakları konusunda sayısız yayıncıyla da görüşme halinde.
Although exposed as a trickster on numerous occasions, somehow Madam Blavatsky`s appeal just kept on increasing.
Birçok şekilde bir sahtekar olduğu açığa çıkmış olsa da, Madam Blavatsky'nin cazibesi sürekli yükselmeye devam etti.
I have numerous hidden talents.
Sayısız gizli yeteneğim var.
Numerous ancient cultures all over the globe agree that Atlantis possessed a power source of some kind more powerful than steam, than coal.
Yeryüzündeki sayısız uygarlık... Atlantis'in buhar ya da kömür gücünden başka tür bir güce sahip olduğu konusunda aynı fikirde.
"... as numerous as the stars in the firmament...
"... yıldızlar kadar parlak insanlar türeyecek...
You have a keen interest in his case, you've written several articles, made numerous radio appearances. You've beaten it up?
Bu davaya ilgi duyuyorsunuz, bir kaç makale yazdınız - sayısız radyo programına çıktınız.
Since that attack there have been numerous sightings in various countries.
O saldırıdan beridir muhtelif ülkelerde sayısız göz teması vuku buldu.
Their spirits are overwhelmingly more numerous.
Onların ruhları ezici bir üstünlükle çoğunlukta kalıyor.
However, you'll encounter numerous other species.
Bununla birlikte, çok sayıda farklı tür ile de karşılaşıcaksınız.
The present heat wave has caused asphalt damage... leading to numerous problems on highways and other major roads.
Aşırı sıcak hava dalgası nedeniyle asfaltın zarar görmesi otoyollar ve ana arterlerde bazı sıkıntıları da beraberinde getirdi.
Involuntarily, my step sometimes hurried, other times crawled... totally not its usual self... with the clearest conscience of numerous delicate tremors... and chills that got to the toes... an abyss of happiness.
İstemsizce, adımlarım hızlanarak, kimi zaman sürünerek... her zamanki gibi hepten kendi kendine değil... çok sayıda hassas titremenin temiz vicdanıyla... ayak parmaklarına kadar titreyişler... bir mutluluk uçurumu.
In numerous articles, Kevin was said to have broken into NORAD... harassed actress Kristy McNichol... and turned his friends home phones into payphones.
Bazı haberlere göre, Kevin NORAD'a girerek Kristy McNichol'ü bezdirmek üzereydi... Çünkü arkadaşlarının telefonlarını ödemeli telefonlara yönlendirecekti.
Sidney Bristow has made numerous mistakes, not the least of which was her most recent mission.
Sydney Bristow pek çok hata yaptı, özellikle de hepsi son görevlerindeydi.
I throw a few punishers, but these dudes are large and numerous.
Birkaç tanesini hakladım ama hem iriydiler hemde sayıca üstündüler.
- He's flirted with you numerous times.
- Seninle pek çok kez flört etti.
- I've got numerous scars.
- Bir sürü yaram var.
- I don't know, numerous sources.
Onun kaynaklarını bilmiyorum ki.
The charges against your nephew are numerous.
Yeğenin hakkında pek çok suçlama var.
Yeah, I delegated it to one of my numerous employees.
Evet, bir sürü yardımcımdan birine yıkattım. Ben yıkadım!
After I finally convinced one of the numerous underage girls he had oral sex with to come forward and file a complaint.
Oral seks yaptırdığı yaşı küçük kızlardan birini şikayette bulunmaya ikna etmiştim.
Victim's I.D.'d as Cassie Horner, 23... busted numerous times for prostitution.
Kurban Cassie Horner, 23 yaşında, fahişelikten birkaç kez tutuklanmış.
She and Carrie have had numerous conversations, and at no time did Carrie say anything about having been a prostitute.
Carrie'yle çok defa sohbet etmişler, ve hiçbirisinde Carrie fahişelikle ilgili bir şey anlatmamış.
- Oh, they're too numerous to mention.
- Anlatamayacağım kadar çok var.
The Aschen tried dialling numerous symbol combinations, but without a DHD to compensate for stellar drift, they were stuck, like us.
Aschen bir çok sembol kombinasyonunu çevirmeyi denemiş.. .. ama DHD olmadan yıldız kaymalarını telafi edememişler, aynen bizim gibi sıkışıp kalmışlar.
There were also claims of healings of numerous abductees that had been subjected to alien torture.
Ayrıca uzaylı işkencesine uğramış çok sayıda insanın kendiliğinden iyileştiğini söyleniyordu.
Of all the summer visitors the most numerous are the flies which are a constant source of irritation for the mammoths.
Bütün yazın çok sayıda ziyaretçisi olan sinekler, Mamut'lar için, uçarak devamlı olarak tahriş kaynağı olmuşlardır.
They come in all shapes and sizes, and though they are thinly spread, these are among the most numerous animals on the planet.
Her sekilde ve boyuttadirlar ve daginik olmalarina ragmen gezegendeki en kalabalik nüfusa sahip hayvanlar arasindadirlar.
They come in all sorts of shapes and sizes and though they are very thinly spread the deep ocean floor is so vast that these are among the most numerous animals on the planet.
Her şekilde ve boyuttadırlar ve dağınık olmalarına rağmen gezegendeki en kalabalık nüfusa sahip hayvanlar arasındadırlar.
Numerous reef fish take up permanent residence here, feeding where the currents are strongest and the plankton most dense.
Çok fazla sayıdaki kaya balığı daimi bir mekan bulup akıntıların en güçlü ve planktonların en yoğun olduğu yerlerde beslenirler.