Obeyed translate Turkish
392 parallel translation
... And the dead obeyed!
"... Ve ölüler buna uydu! "
They obeyed, I tell you!
"Uydular, size diyorum, uydular!"
Well, if everybody obeyed orders as loyally as you do...
Keşke herkes emirlere senin gibi sadakatla bağlı kalsa...
Make laws and see they're obeyed, if we have to have martial law to do it.
Kanunlar çıkartın ve onlara uyulmasını sağlayın bunu yapmak için sıkıyönetim kanunu gerekse bile!
I would have obeyed my mother even if you had told the truth.
Siz gerçeği söylemiş olsaydınız bile annemin dediklerine itaat etmek durumundaydım.
My dear, the law is the law, and it's His Majesty's law... and must be obeyed.
Tatlım, emir emirdir ve bu Majestelerinin emri ve buna uyulmalı.
I've no doubt that Maggs disposed of the cheeses without your knowledge but I can't understand your treatment of the man who obeyed orders.
Maggs peynirleri sizden habersiz almıştır ama yalnızca emirlere uyan bir adamı cezalandırdınız.
"Any German soldier here has the right to give you orders which must be obeyed without protest."
Kamptaki her Alman askeri size emir verme hakkında sahiptir. Siz de bu emri itirazsız yerine getirmek zorundasınız.
Get shot or hung from a scaffold! We've obeyed the law, they've broken it.
Git, Bir herif tarafından vurulman yada asılman umurumda değil!
Oh. I was brought up on army life, so when I give an order, I expect to get it obeyed. - What?
Ben bir ordu hayatında yetiştim, bu yüzden ne zaman bir emir versem, ona uyulmasını beklerim.
Speak up. I'm a soldier and I'm accustomed to being obeyed.
Ben bir askerim ve itaat edilmeye alışkınım.
It's going to learn the meaning of smartness and orders are to be obeyed.
Düzenin anlamını öğrenecek ve emirlere uyacaksınız.
Your orders have been obeyed, sir.
Emirleriniz yerine getirildi sör.
Well, Rosie and I have obeyed one too.
Rosie ile ben de bir dürtüye itaat ettik.
I obeyed you. I've lived like you said.
Ben de sözünü dinledim, ne dediysen yaptım.
I am accustomed to having my orders obeyed, especially by women with a price on their heads.
... özellikle de kellelerine ödül konmuş kadınların itaat etmesine.
You are the valets of the enemy King whose orders you obeyed.
Emirlerini bir bir yerine getirdiğiniz düşman kralının uşaklarısınız.
Be respected, obeyed.
Saygı duyulan, itaat edilen olun.
What's worse, I'm used to being obeyed.
Daha da kötüsü, itaat edilmeye alışığım.
I obeyed, do not lie.
Ben dini yemin ettim, yalan söylemem.
- I obeyed Mr Maryk.
- Bay Maryk'in dediğini.
For the safety of the ship I obeyed Mr Maryk's order. -
Geminin güvenliği adına bay Maryk'e itaat etim.
So that all might see and agree the laws of animal farm where inscribed in a prominent place to be remembered and obeyed forever.
Böylece, hepsinin kabul ettiği... hayvan çiftliğine ait kurallar sonsuza kadar hatırlanmak... ve uyulmak için herkesin görebileceği bir yere yazıldı.
When you are in fact the queen, you will be obeyed, by myself, as by all.
Size, gerçekten kraliçe olduğunuzda, herkesçe olduğu gibi, şahsımca da itaat edilecektir.
When I give an order, I expect it to be obeyed.
Ben bir emir verdiğimde, ona uyulmasını beklerim.
The king must be obeyed.
Krala itaat etmek zaruridir.
- Mine were the orders, they obeyed.
- Emirler verdim, onlar uydular.
You have not yet obeyed the Lord.
Tanrıya hala itaat etmedin.
This one man with a pair of hands has terrified this whole community and made them realize that the laws are powerful only so long as they are obeyed.
Bir çift eli olan bu bir tek kişi bütün bir topluluğa dehşet saçtı ve yasaların ancak uyulduğu sürece güçlü olduğunu kavramalarını sağladı.
Even while they obeyed the will of Caesar the people clung proudly to their ancient heritage always remembering the promise of their prophets that one day there would be born among them a redeemer to bring them salvation and perfect freedom.
Halk, Sezar'a itaat ederken bile atalarının mirasına gururla sarılıyordu. Bir gün aralarından çıkacak bir kurtarıcının onlara dirlik ve tam özgürlük getireceğine dair peygamberlerinin verdiği sözü hep hatırlayarak.
And as such she is loved and obeyed by us.
Ve bizler onu sever ve ona itaat ederiz.
So I cried a lot but I obeyed her
Çok ağlamıştım ama annemin sözünden çıkmadım.
Your commands will be obeyed.
Emredersiniz efendim.
You must be aware, madam, of the terrible, infinite number of regimes and orders that can make it difficult to know who must obey and who must be obeyed.
Farkında olmalısınız, madam, kimin itaat etmesi ve kime itaat edilmesi gerektiğini bilmeyi zorlaştırabilecek. rejim ve emirlerin korkunç, sonsuz sayısının.
I wish I could help her daughter, I... The law must be obeyed.
- Keşke yardım edebilsem kızım...
I've obeyed every word!
- Senden nefret ediyorum.
- And the admiral's orders must be obeyed.
- Ve Amiralin emirlerine uyulmalıdır.
Are you my boss, to be obeyed?
Sahibim misin ki itaat edeyim?
I'll not be bullied, and I intend to be obeyed.
Tehdide müsaade etmem ve itaat beklerim.
Not willingly, but I would have obeyed.
İsteyerek değil, ama emre karşı gelmezdim.
Have you always obeyed your voices?
O seslere her zaman itaat ettin mi?
I've always obeyed God through them, to the best of my abilities.
Onlar aracılığıyla her zaman elimden geldiğince tanrıya itaat ettim.
I've obeyed you without question.
Hepimiz sana sorgulamadan itaat ettik.
Authority must and will be obeyed.
Otoriteye itaat edilmelidir ve edilecektir.
Has authority been sufficiently obeyed, sir?
Otoriteye yeterince itaat edilmişmi, efendim?
They are to be obeyed fully... without reservation and at once.
Kayıtsız şartsız ve derhal... yerine getirilecekler.
Why haven't you obeyed my commands?
Neden emirlerime itaat etmedin?
I don't like people getting in my way. I want to be obeyed.
Bana karşı çıkılmasından hoşlanmam, bana itaat edilmesini isterim!
It is the symbol of power of She, the Queen of Kuma, known to us as "She Who Must Be Obeyed."
Kuma Kraliçesi o'nun sembolü. Onlar bildiğiniz gibi "O'na itaat etmesi gereken kişiler."
Once more, these people have dared to ignore the orders of she who must be obeyed.
Bu insanlar, bir kere daha itaat etmeleri.. gereken emirleri gözardı ettiler.
His orders will be obeyed.
Emirlerine itaat edilmeli.