Obnoxious translate Turkish
744 parallel translation
And there are all sorts of things in it, like this gas mask which protects me from obnoxious gases, funnels to catch gas bubbles with.
Ve içinde bir sürü başka şey de var ; mesela bu gaz maskesi gibi. Bu beni kötü gazlardan koruyor.
But bringing the ape, that's obnoxious. Fifty percent?
Ama bir maymun getirmek, bu saçmalık.
Going to ask tall, dark and obnoxious?
Uzun, kara ve uygunsuz olana soracak mısın?
Mr. Cohill, haven't you anything better to do than ride around in that little, red sash making yourself obnoxious?
Bay Cohill, bundan daha iyi bir mazeret bulamadınız mı?
I think you're the most obnoxious person I ever met.
Bence sen tanıdığım en asabi insansın.
What's that, obnoxious?
Ne demek o, asabi?
I must have been rather obnoxious, I fear.
Korkarım bayağı kötü biriymişim.
I do, the most obnoxious brat I've ever met.
Gördüğüm en sıkıcı velet.
Obnoxious, offensive, but a genius.
Cazgır ama deha.
Ah, there's that obnoxious fellow again.
İşte o uğursuz adam yine geldi.
Didn't you notice the powerful and obnoxious odor of mendacity?
Riyanın o keskin ve kötü kokusunu almadın mı sen de?
A rock from some obnoxious little king Is love
Çirkin bir kralın verdiği taş Aşk
I'm sort of obnoxious.
- Ben sevimsizim.
"... the obnoxious mama... "
"... iğrenç anne... "
You can be so obnoxious.
- Harika olur. Söylemedi demeyin.
The most officious, obnoxious, illest...
İşgüzar, sevimsiz bir...
I find your reasoning odd and particularly obnoxious.
Çok garip bir düşünce tarzınız var ve bu kez canımı sıkmaya başladı.
- You're being obnoxious.
- Saplantılı davranıyorsun.
Gentlemen, an immovable Parliament is more obnoxious than an immovable king!
Baylar, değişmez bir Parlamento, değişmez bir kraldan daha berbattır!
If I can wish a merry Christmas to him who is, beyond dispute, the most obnoxious and parsimonious of all living creatures, then I know I am truly a man of goodwill.
Eğer yaşayan tüm canlıların tartışmasız en sevimsiz ve pintisine, mutlu Noeller dileyebiliyorsam, o zaman biliyorum ki ben gerçekten iyi yürekli bir insanım.
When you're rich, you're obnoxious.
Sen artık zengin ve Asilsin.
He's an obnoxious bastard.
İğrenç bir serseri.
This is bestiality, the coupling with an animal... and the most obnoxious of crimes,... because it debases the man,... created in the image of God.
Bu vahşet, bir hayvanla bağlanmış... suçların en tiksindiricisi... Çünkü Tanrı'nın görüntüsü olan... Adamı alçaltır.
You're not as obnoxious when you are helpless.
Çaresizken o kadar iğrenç görünmüyorsun.
And Stork here. Everybody thought that Stork was brain damaged. I myself was so obnoxious... the seniors beat me up once a week.
Ben de o kadar iğrençtim ki... son sınıflar haftada bir beni döverdi.
Now they're gonna be obnoxious.
Bundan sonra dayanılmaz olacaklar.
You're obnoxious.
Sevimsizsin!
You just get more and more obnoxious.
Daha da iğrençleşiyorsun.
Two of them are ugly, one's obnoxious and one's just stupid.
İkisi çirkin, biri sevimsiz ve biri sadece aptal.
You're just lewd, crude and obnoxious.
Sen şehvet düşkünü, kaba ve iğrençsin.
- You are so obnoxious.
- çok iğrençsin!
I thought you were fairly obnoxious yourself.
Sorun değil. Ben de seni çekilmez bir tip diye görmüştüm.
" And people are stupid, obnoxious or daft
" İnsanlar görünürse aptal, kötü, salak
Somebody in a bar gave him a stopwatch, and he was this real obnoxious guy.
Birisi barda adama, kronometre vermişti, ve adam da gerçekten iğrenç herifin tekiydi.
I bet the Coach that if you won you'd be obnoxious, so I come out even.
Eğer kazanırsan çekilmez hale geleceğin konusunda Koç ile iddiaya girdim bu yüzden zararım yok.
You're obnoxious.
Mide bulandırıcısın.
It was that obnoxious one from last night.
Dün gece de gelen uygunsuz bir adamdı.
of course, he was obnoxious.
Ama o iğrenç bir herifti.
am i obnoxious?
Ben iğrençmiyim?
You do those obnoxious commercials.
Şu iğrenç reklamları yapıyorsun.
Because... get this, towel boy... no matter what you think, you will always be a crude... obnoxious, nouveau riche little phlebe... and you're gonna end up just like your father.
Çünkü, şunu anla, havlucu çocuk ne düşünürsen düşün her zaman biraz eksik çirkin ve sonradan görme olacaksın. Ve sonun baban gibi olacak.
I think it's terrible you betting on what time that poor obnoxious family's going to get chopped into little bitty pieces.
Bence, o fakir, iğrenç ailenin ne zaman küçük parçalara doğranacağına dair bahse girmen çok korkunç.
But Al, it's obnoxious.
Fakat Al, bu iğrenç.
I suddenly notice that the next customer is this horrible obnoxious woman with bright orange hair.
Birden bire sırada bekleyen müşterinin parlak turuncu saçlı... korkunç çirkin bir kadın olduğunu fark ediyorum.
Yesterday, I thought you were obnoxious.
Daha dün çekilmez biri olduğunu düşünüyordum.
( sighing ) : It's just that... with all your obnoxious come-ons, and everything,
O itici asılmalardan falan sonra böyle olmanı hiç beklemiyordum.
Say something obnoxious.
Çirkinle kastettiğin nedir?
'I think I can, I...' "Black smoke and obnoxious fumes " were spilling out,
Kara dumanlar ve kirli bulutlar etrafa yayılmış.
You are so obnoxious!
O Sylmar depreminden iki yıl sonraydı. çok iğrençsin!
What do you mean, obnoxious?
Ben neyin çirkin olduğunu bilmiyorum.
I don't know what's obnoxious.
Sözde uzman olan sensin.