English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Obsidian

Obsidian translate Turkish

167 parallel translation
Darkness... the chill of obsidian fingers.
Karanlık. Obsidyen parmakların ürpertisi.
It had these smooth, obsidian eyes.
Pürüzsüz, obsidien gözleri vardı.
On Maui they have these natural slides formed from these volcanic eruptions of obsidian and you go climbing up and then you go sliding down a hundred feet into what they call the Seven Sacred Pools.
Maui'de, katı taşların volkanik patlamalarının oluşturduğu doğal oluklar var. Tırmanıp, onların Yedi Kutsal Havuz adını verdikleri suya kayıyorsun.
Obsidian slides and great licking tongues?
Taş oluklar ve vücudu yalayan müthiş diller mi?
Ah, Commander, allow me to introduce Korinas our observer from the Obsidian Order.
Komutan, müsaadenizle sizi Obsidian Order'dan gözlemcimiz Korinas'la tanıştırayım.
The Obsidian Order has known for some time about the loan of a cloaking device from the Romulans to the Federation.
- Romulanlar'ın Federasyon'a bir tane... gizlenme cihazı ödünç verdiğini, Obsidian Order bir süredir biliyordu.
That sector is under direct control of the Obsidian Order and you will not enter it.
O bölge doğrudan Obsidian Order'ın denetimi altında ve o bölgeye girmeyeceksiniz. - Neden?
What I am saying is that the Obsidian Order will take whatever steps are necessary to protect the Orias system.
Orias sistemini korumak için Obsidian Order'ın gereken tüm adımları atacağını söylüyorum.
The Obsidian Order isn't giving them any answers, either.
Obsidian Order onlara da hiçbir cevap vermemiş.
When you make out your report for the Obsidian Order be sure to mention the fact that I could have prevented the Defiant from reaching Orias, if you hadn't interfered.
Eğer sen karışmasaydın Defiant'ın Orias'a ulaşmasını engellemiş olacağımı Obsidian Order'a rapor yazarken belirtmeyi unutma.
So that leaves the Obsidian Order.
Demek ki Obsidian Order'ın.
I thought the Obsidian Order didn't have any ships.
- Gemileri olmadığını sanıyordum.
You are an undercover operative of the Obsidian Order named Iliana Ghemor.
Sen, Obsidian Order'ın lliana Ghemor adlı gizli ajanısın.
The Obsidian Order surveillance devices.
Obsidian Order'in gözetleme cihazları.
If my friend is correct and Major Kira is being held by the Obsidian Order retrieving her would be impossible.
Arkadaşlarım doğruysa ve Binbaşı Kira Obsidian Order'ın elindeyse onu kurtarmak imkansız.
Did you know that the Obsidian Order saves everything that comes into its possession?
Obsidian Order'ın kendilerine gelen her şeyi sakladığını biliyor muydun?
I assure you, when it comes to the Obsidian Order nothing is impossible.
Seni temin ederim Obsidian Order söz konusu olduğunda imkansız diye bir şey yoktur.
First, is there anything that I've said we've done that's beyond the capabilities of the Obsidian Order?
ilki, Obsidian Order'in yapabileceklerinin ötesinde bir şey var mı?
I see you haven't forgotten all of your Obsidian Order training.
Görüyorum ki Obsidian Order eğitiminde öğrendiklerinin hepsini unutmamışsın.
You wouldn't get half a kilometer without being detected by the Obsidian Order.
Obsidian Order seni bulmadan yarım kilometre gidemezsin.
This is Obsidian Order business.
Bu Obsidian Order işi.
The Obsidian Order and the Central Command have been given too much power over our lives.
Obsidian Order'la Merkezi Komutanlığın yaşantımız üzerinde çok fazla baskısı var.
Imagine- - in one bold stroke the Obsidian Order will unmask a traitor in the Central Command and shatter the entire dissident movement and we have you to thank for it.
Düşünsene, tek bir darbeyle Obsidian Order, Merkez Komutanlığındaki bir haini ortaya çıkaracak ve tüm muhalif hareketi yok edecek. Bunu da sana borçluyuz.
The Obsidian Order is Cardassia.
Obsidian Order demek Kardasya demektir.
The Obsidian Order.
Obsidian Order.
My implant was given to me by Enabran Tain, the head of the Obsidian Order.
İmplant bana bizzat, Obsidian Order'ın başı olan Enabran tarafından verildi.
The Central Command, the Obsidians - whoever it is who exiled you here.
Merkezi Komutanlık, Obsidian Order, seni buraya sürgün eden her kimse.
I have four cases left in my homicide files which were probably committed by the Obsidian Order.
Dört tane faili meçhul dosyam var. Bunların Obsidian Order tarafından işlendiğini sanıyorum.
Tain was the Obsidian Order.
Tain Obsidian Order'ın kendisiydi.
We became very powerful men in the Obsidian Order.
Uzun zaman önce, Obsidian Order'da çok üst mevkilere geldik.
That Cardassian Quark was talking to, Boheeka, he really did have a reason to fear the Obsidian Order.
Şu Quark'ın konuştuğu Kardasyalı, Boheeka,... sanırım Obsidian Order'dan korkmak için gerçekten bir sebebi vardı.
Garak mentioned an old friend of his - a member of the Obsidian Order.
Geçen gün Garak, Obsidian Order üyesi olan eski bir arkadaşından bahsetti.
He's under the impression that I was a member of the Obsidian Order.
Eskiden Obsidian Order üyesi olduğumu düşünüyor.
obsidian.
... soğumuş lavlardan oluşmuştu.
With the destruction of the Obsidian Order and the threat of the Dominion these are unsettling times for Cardassia.
Kara Düzen'in yok edilmesi ve Dominyon tehdidini de düşünürsek Kardasya için zor bir dönem.
With the Obsidian Order out of the way they might have finally succeeded.
Kara Düzen'in yoldan çekilmesiyle sonunda başarmış olabilirler.
I'm afraid that since the fall of the Obsidian Order Cardassian security isn't what it used to be.
Korkarım Kara Düzen düştüğünden beri Kardasya Güvenliği eskisi gibi değil.
Dejar is a member of the Obsidian Order.
Dejar, Obsidian Order çalışanı.
A simple tailor who used to be an agent of the Obsidian Order.
Eskiden Obsidian Order'ın ajanı olan basit bir tezi.
The Obsidian Order.
Obsidian Order mı?
And it's possible that he was once an intelligence agent of the Obsidian Order.
Bir zamanlar Obsidian Order ajanı olma olasılığı var.
And the Obsidian Order is uncooperative when it comes to answering questions about their former agents.
Konu geçmişiyle ilgili sorulara gelince Obsidian Order da pek yardımcı olmaz.
In the Obsidian Order?
- Obsidian Order'dan.
Enabran Tain, the former head of the Obsidian Order.
Enabran Tain. Obsidian Order'ın eski yöneticisi.
Haven't you ever been the least bit curious about me about my relationship with Garak or our work in the Obsidian Order?
Zerre kadar bile olsa hiç beni merak etmedin mi? Garak'la ilişkimizi veya Obsidian Order'daki çalışmalarımızı?
This is a joint operation between the Obsidian Order and the Tal Shiar.
Bu Obsidian Order'la Tal Shiar'ın ortak düzenlediği bir harekat.
The Obsidian Order has developed a device which should prove quite effective in neutralizing him.
Obsidian Order bu yeteneği etkisiz kılmakta oldukça etkin bir cihaz geliştirdi.
You wanted the Tal Shiar and the Obsidian Order to combine forces and come into the Gamma Quadrant so you could wipe them out.
Tal Shiar'la Obsidian Order'ın güçlerini birleştirip gama çeyreğine gelmesini istediniz. Böylece onları yok edecektiniz.
The Tal Shiar and the Obsidian Order are both ruthless, efficient organizations.
Tal Shiar'la Obsidian Order acımasız ve etkili kuruluşlar.
Security code : obsidian.
Güvenlik şifresi : Obsidyen.
Just give me a seat next to Odo's bed and I promise you I'll conjure up enough innuendoes half-truths and bald-faced lies about my so-called career in the Obsidian Order to keep the Constable distracted for days.
Odo'nun yatağının yanına bir sandalye koyun ve size söz veririm ki, Obsidian Birliği'ndeki sözde geçmişim hakkında uyduracağım yarı doğru ve yüzsüz yalanlar Komiser'in kafasını günlerce meşgul edecektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]