English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Ochre

Ochre translate Turkish

49 parallel translation
I'll have some colours, golden bronze, yellow ochre, bull's blood.
Boya istiyorum. Biraz altın yaldız, toprak sarısı, kan kırmızısı -
The Tree People would not let us bury the ghastly remains. they had painted ochre To drive away the evil spirits which the dead represented.
Ağaç insanları ölünün temsil ettiği gibi şeytanları kovmak için boyanmış sarı benizliyi... gömmemize izin vermeyeceklerdir.
- Orange. Ochre.
- Portakal rengi.Ya da aşı boyası rengi.
Ochre or orange?
Aşı boyası ya da portakal rengi?
- Ochre.
- Aşı boyası.
I ran out of red ochre.
- Kırmızı aşıboyam bitti.
let me write the word "love" all over Let my drops of dew play a mischief upon your ochre lips dripping wet
Halhalların çaldığı zil sesi, kollarında yayılan kokun...
They grind up a paste made out of a mineral called ochre which helps keep the insects at bay.
Toprak boyası diye adlandırılan bir mineralden yapılmış ve öğütülmüş macun, haşaratları kendilerinden uzak tutmaya yardım eder.
I need the ochre.
Sarıya ihtiyacım var.
Tucson Ochre or New England Brick Red.
Koyu sarı ya da kiremit rengi.
So Max, you take ochre to that wall and Michael, you take red to that one.
Bu yüzden Max, şu duvarı koyu sarıya ve Micheal sende şu duvarı kiremit rengine boyuyorsun.
I like the ochre.
Koyu sarıyı beğendim.
How I love my coat of many colors it was red and yellow and green and brown and scarlet and black and ochre and peach and ruby and olive and violet and... and lilac and gold and chocolate and mauve
Çok renki paltomu nasıl da seviyorum Kırmızısı da var sarısı da yeşili de kahverengisi de kızılı da siyahı da toprak rengi de şeftali rengi de yakut rengi de zeytin yeşili de moru da var... leylak rengi de altın rengi de çikolata rengi de eflatun rengi de
and cream and crimson and silver and rose and azure and lemon and russet and gray and... and purple and white and pink and orange and red and yellow and green and brown scarlet and black and ochre and peach.
krem rengi de kıpkızılı da gümüş rengi de gül rengi de gök mavisi de limon rengi de kızıl kahverengisi de ve grisi de... ve moru da beyazı da ve pembesi de turuncusu da kırmızısı da sarısı da yeşili de kahverengisi de kızılı da siyahı da and toprak rengi de şeftali rengi de.
I see my father strolling out under the ochre sandstone arch, the red tiles glinting like bent plates of blood behind his head.
Babamı toprak rengindeki kemerin altında gezinirken görüyorum, başının arkasındaki kırmızı kiremitler kan hücreleri gibi parıldıyor.
- Ochre, iron oxide, charcoal.
- Ochre, demir oksit, kömür.
It was red and yellow and green and brown and scarlet and black and ochre and peach and ruby and olive and violet and fawn and lilac and gold and chocolate and mauve and cream and crimson and silver and rose. Azure and lemon and russet and grey. Purple and white and pink and orange and blue!
# Kırmızı ve sarı ve yeşil ve kahve ve kızıl ve siyah ve bej ve turuncu... #... ve lâl ve zeytin ve mor ve açık kahve ve eflatun ve altın ve çikolata... #... ve leylak ve krem ve koyu kırmızı ve gümüş ve gül... #... ve gök mavisi ve limon ve kızıl kahve ve gri, mor ve beyaz ve pembe ve portakal ve mavi!
Well, this is ochre.
Eh, bu aşı taşı.
And this is ochre in its natural state.
Ve doğal haldeki toprak boya.
But what the archaeologists have found in a couple of rock shelters here in the Northern Territories, is ochre that has been ground down and used as a pigment.
Ama arkeologların burada Kuzey Topraklarındaki bir kaç kaya sığınağında bulduğu şey, öğütülmüş ve pigment olarak kullanılmış aşıtaşı.
No one knows the meaning of these strange symbols, painted in red ochre.
Kimse kırmızı aşı boyasıyla çizilmiş bu garip sembollerin anlamını bilmiyor.
If my dad radiated a colour, it'd be ochre or eggshell.
Eğer babam bir renk saçsa, o renk toprak veya yumurta olurdu.
It's a custom color. It's a mix of titanium, yellow, and ochre.
Titanyum sarısıyla toprak boyası karışımı.
Ochre--I don't even like that stuff.
Toprak boyası, hoşuma bile gitmez o şey. Aynı meyve gibi.
Note the rich, ochre pigment of the robe.
- Elbisenin zengin bir koyu sarı rengi var.
No ochre. Mmm. Well, I admit that is interesting.
İlginç olduğunu söylemem lazım.
What's more interesting, this ochre colour is derived from buckthorn berries commonly used by the Old Masters, particularly Rembrandt.
Evet ve daha da ilginci bu ton koyu sarının sarı böğürtlenlerden üretilmesi ve eski ustalar tarafından kullanılması. Özellikle de Rembrandt kullanırdı.
You are correct, Detective, this is the exact shade of ochre Rembrandt used.
Haklısınız dedektif. Bu ton sarıyı Rembrandt kullanmıştır.
and red ochre.
ve kırmızı toprak boyası.
Hematite and ochre are much more valuable because of their iron oxide.
Hematit ve hardal rengi çok vardır nedeniyle daha fazla değerli demir oksit.
And particularly ochre is important as a pigment, so as soon as you're gonna start having painting, cave drawings even, or any sort of art work, you need to make colors.
Ve özellikle hardal böylece, bir pigment olarak önemli Sen başlayacaksın kısa sürede olan resim, mağara çizimleri hatta, ya da sanat eseri herhangi bir tür, Renkleri yapmak gerekir.
And making color can be a challenge, and ochre is a great source of that.
Ve renkli yapma olabilir meydan okuma, ve hardal rengi bir harika ki kaynağı.
It seems that Buckland thought that these could be the bones of a witch from Roman times and they're stained with ochre, they have this reddish appearance, so she became known as the Red Lady of Paviland and the name has stuck.
Buckland bu kemikleri Roma döneminden bir cadıya ait zannetmiş olmalı aşı boyasıyla boyandıkları için, kırmızımsı bir görüntüleri var bu nedenle üzerine yapışıp kalan, Paviland'ın Kızıl Leydisi adıyla tanınıyor.
Like smoke and ochre.
Duman ve toprak boyası gibi.
They're going to publish smoke and ochre!
Kitabımı basmaya karar vermişler!
I was going to wait for smoke and ochre to come out, but I can't wait any longer.
Kitabımın çıkmasını bekleyecektim ama ben daha fazla bekleyemem.
Your foundation is our Venus Series Ochre 01.
Fondöteniniz, Akatsuka Venüs serisinden Ochre 01.
They're supposed to be the studies for The Fighting Temeraire, but they have a... a medium orange and ochre in them.
Turner'ın "The Fighting Temeraire" tablosu kopyalanmak istenmiş ama... turuncu ve koyu sarı kullanılmış.
In 1839, you needed turmeric to make ochre paint.
1839'da koyu sarıyı elde etmek için zerdeçal kullanmanız gerekirdi.
That's why you don't see ochre in The Fighting Temeraire.
Orijinal "The Fighting Temeraire" de bu yüzden koyu sarı yoktur.
No, actually, it was ochre.
Hayır, aslında, koyu sarıydı.
Ochre!
Koyu sarı!
I am struck by the column of bright white, placed precisely off centre here, applied over the darkened background, impasto, contrasting with the scarlet and ochre hues in the upper left corner, which in turn contrasts with the presence of God, revealing to us that hope exists even in the most turbulent and illimitable of deaths.
Buradaki koyu renk arka plan üstüne uygulanan merkezden uzaklaştırılmış parlak beyaz sütuna vuruldum sol üst köşedeki kızıl ve koyu sarı tonlarıyla tezat oluşturuyor ki bu da Tanrı'nın varlığıyla tezat halinde ki bu da bize en çalkantılı ve bedbaht ölümlerde bile bir umut olduğunu fısıldıyor.
To celebrate their tribal identity, they completely covered their bodies, clothing, and weapons with red ochre.
Aşiret kutlamalarının birinde vücutlarını, giysilerini ve silahlarını tamamen kırmızı kök-boyası ile boyamışlardı.
Which could be red ochre.
Kırmızı toprak boyası olabilir.
Ecru to off-white to almost ochre.
Ecru. Dışarıdan beyaza neredeyse kurutmak için.
Ochre? I enjoy ochre performers. It was good when I was little.
Sanatsal sanatçıların tadını çıkarıyorum.
The first evidence of decorative art made from a naturally occurring mineral called red ochre has been found at Blombos, another cave along the South African coast.
Dogal olarak olusan asi boyasi denen madde kullanilarak yapilan ilk dekoratif sanatin kanitlari Güney Afrika sahilindeki diger bir magara olan Blombos'ta bulundu.
While we were excavating more or less in this area you can see over here, we found a chunk of ochre, and when we brushed up the surface of the ochre, we realized that there was actually a design on the one side, CHRISTOPHER HENSHILWOOD :
Bu bölgelerde kazi çalismasinda bulunurken burada göreceginiz gibi bir asiboyasi kütlesi bulduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]