Oculus translate Turkish
62 parallel translation
Oculus Dei! The thousand years has ended! The Dark Angel is loosed from his prison!
1000 yıl süren karanlık çağ bitecek ve aydınlık çağ başlayacak.
Oculus Reparo.
Oculus Reparo.
Ooh. Look, honey. The oculus.
Bak hayatım, yuvarlak pencere.
"The demon's hole." It's not that oculus.
"Şeytan deliği" de bu pencere değil.
- Zimmer's company has secretly developed And is currently testing a device Codenamed "oculus."
- Zimmer'in şirketi şu anda gizlice geliştirdiği kod adı "Oculus" olan bir cihazı test ediyor.
We both know you sent her to steal the oculus.
İkimiz de onu Oculus'u çalmak için senin gönderdiğini biliyoruz.
- What's oculus?
- Oculus ne ki?
- I want the oculus.
- Oculus'u istiyorum.
Pa kenbe ex oculus.
Pa kenbe ex oculus.
Listen to me carefully, Butters.
Beni iyi dinle, Butters. Oculus öğretisi yeniden düzenlendi.
The oculus compromise has been streamlined. You can't trust anyone in this reality.
Buradaki gerçeklikte kimseye güvenemezsin.
Say nothing to no one about the oculus rift.
Hiç kimseye Oculus çatlağı hakkında hiçbir şey söyleme.
My name is Steve from Oculus Customer Service.
Benim adım Steve, Oculus müşteri hizmetlerinden arıyorum.
Right now, you're actually in your room, at your computer, wearing an oculus headset, but you're in a coma-like trance, my friend.
Şu anda, aslında odanda bilgisayarın başında cihaz kafanda, travmaya girmiş bir şekilde oturuyorsun, dostum. - Siktir oradan.
Butters, I talked to oculus customer service, and they said I'm the one who's wearing a headset and has forgotten he's
Butters, Oculus müşteri hizmetleriyle konuştum, dediler ki sanal gerçeklik cihazını takıp bu dünyada mahsur kalan benmişim.
- Oh. Uh, we're trying to reach oculus customer service.
Oculus müşteri hizmetlerine ulaşmaya çalışıyoruz.
Uh, yes, my friend. Oculus customer service. This is Steve.
Oculus müşteri hizmetleri, ben Steve.
Uh, it looks like one of you is going to have to put on the oculus headset and go into the virtual world and convince your friend to get to an access point.
İçinizde birinin sanal gerçeklik cihazını takıp sanal dünyaya gidip, arkadaşınızı bulup onu bağlantı noktasına geri dönmeye ikna etmesi gerekiyor.
You bought the oculus rift - headset, Kyle.
- Oculus cihazını sen satın aldın, Kyle.
Can you tell me if I purchased an oculus rift headset there?
Sizden Oculus sanal gerçeklik cihazı alıp almadığımı söyleyebilir misiniz?
We've all been here from the beginning, taking turns on the oculus rift headset.
Başından beri burada, sırayla Oculus sanal gerçeklik cihazını deniyorduk.
Butters, when did you call oculus rift customer service?
Butter, Oculus sanal gerçeklik cihazı müşteri hizmetlerini ne zaman aradın?
When we were playing with the oculus headset.
Birlikte, Oculus cihazıyla oynarken.
That Oculus rig is addressed to the CTO.
Bu Oculus CTO'nun adresine gelmiş.
As your superior, I order you to give me that Oculus.
Senin üstün olarak o Oculus'u bana vermeni emrediyorum.
Pioneering cutting-edge interfaces across new device platforms like Oculus and iWhack will be the key to our survival as an industry.
Oculus ya da iWhack gibi yeni aygıt platformlarında öncü arayüzlerde çığır açmak endüstri olark hayatta kalmamızı sağlayacak.
Oh, it's a common misconception that the Oculus holds all of the power.
Çift Göz'ün çok güçlü olduğu yaygın bir yanlış kanının eseri.
The Oculus viewing chamber, our most powerful window into past, present, and future.
Oculus Keşif odamız. Geçmişe, şimdiki zamana ve geleceğe en büyük penceremiz.
The Oculus'existence is known only to the High Council, including its greatest secret :
Oculus sadece Yüksek Konseyin emrine amade en büyük sırrıyla birlikte.
the Oculus not only gives us a window into time, but the ability to shape it as we see fit.
Oculus sadece zamanı görmemizi sağlamıyor istediğimiz gibi şekillendirmemize de yarıyor.
From the moment we realized only Savage could save the world, we've been using the Oculus to manipulate you.
Dünyayı kurtarabilecek tek kişinin Savage olduğunu öğrendiğimiz andan beri Oculus'u seni manipüle etmek için kullanıyorduk.
Druce showed me something called the Oculus.
Druce bana Oculus denen bir şey gösterdi.
- The Time Masters have this thing called the Oculus, which allows them not only to gaze into the future, but to engineer it.
- Zaman Efendilerinde Oculus adlı bir şey var, onunla hem geleceğe bakabiliyorlar hem de geleceği şekillendirebiliyorlar.
If the Oculus is what they're using to control us, then we need to destroy it.
Eğer bizi kontrol etmek için şu Oculus denen şeyi kullanıyorlarsa o zaman onu yok etmeliyiz.
Well, Druce told me that the Oculus'ability to control our actions doesn't work in the Vanishing Point, most likely because the Vanishing Point itself exists outside of time.
Druce bana Oculus'un bizi Başlangıç Noktasında kontrol edemediğini söylemişti. Muhtemelen Başlangıç Noktasının zamanın dışında var olduğundandır.
Gideon, plot a course to the Oculus Wellspring.
Gideon, rotamızı Oculus Kaynağı'na çevir.
I've already run through everything we know about the Oculus, and with the help of a few I... "back of the envelope" physics calculations,
Oculus hakkında bildiğimiz her şeyin üzerinden geçtim ve birkaç yuvarlak fizik hesaplamalarının da yardımıyla şansımız olduğuna karar verdim.
Captain, we've arrived at the Oculus Wellspring on the far side of the Vanishing Point.
Captain, Başlangıç Noktasının yanındaki Oculus Kaynağı'na ulaştık.
Based on Captain Hunter's description, the Oculus is a massive temporal computer, most likely powered by a scaled-down supernova contained at the bottom of the Wellspring.
Captain Hunter'ın tarifine göre Oculus devasa bir zaman bilgisayarı. Muhtemelen kaynağın altındaki zayıflaştırılmış süpernovanın gücüyle çalışıyordur.
We need to get to the Oculus before reinforcements arrive.
İyi iş çıkardın. Destek ekipleri gelmeden Oculus'a gidelim.
I have to maintain contact with the failsafe it order to destroy the Oculus.
Oculus'u yok edebilmek için güvenlik sisteminin devam etmesini sağlamam gerek.
- Someone needs to be present to destroy the Oculus.
- Oculus'u yok edebilmemiz için birinin orada kalması gerekiyordu.
There is no timeline data due to the destruction of the Oculus.
Oculus yok olduğu için gösterebileceğim bir şey yok.
Gideon has confirmed that the Oculus has been destroyed.
Gideon, Oculus'ın yok olduğunu doğruladı.
Without the Oculus, time is unmoored.
Oculus yokken zaman kontrolümüz altında değil.
The Oculus not only gives us a window into time,
Oculus sadece zamanı görmemizi sağlamıyor...
- If the Oculus is what they're using to control us, then we need to destroy it.
- Bizi kontrol etmek için Oculus'u kullanıyorlarsa o halde onu yok etmemiz gerek.
The timeline is unclear, due to our destruction of the Oculus, meaning Savage is lost to history.
Oculus'u yok ettiğimiz için zaman çizgisi belli değil. Yani Savage'ın izini kaybettik.
The Time Masters are no longer of growing concern, due to our destruction of the Oculus.
Oculus'u yok ettiğimiz için Zaman Efendileri artık bir tehlike oluşturmuyor.
You got an Oculus?
Oculus'un mu var?
Andwe got the oculus of rehabilitation!
Aynı zamanda rehabilitasyon gözümüz de var.