Odedi translate Turkish
2,190 parallel translation
But he ate two bowls and paid for one.
Ama iki kase yedi ve birini ödedi.
He paid to travel!
biletinin parasını ödedi
Bus crash, The company paid 270 grand, he got 30,000.
Otobüs kazası. Şirket 270 bin dolar ödedi. Ama eline sade 30 bin geçti.
So, who paid for the drugs?
O hâlde ilaçları kim ödedi?
How did she pay for the dress?
Elbiseyi nasıl ödedi?
You filed a fee waiver in order to cover your court costs.
Mahkeme ücretini bile bursun ödedi.
I laid out $ 300 for 2 pair of boots, and he pays me back 15 bucks a week. I-I mean, nice enough guy,
İki çift ayakkabı için 300 dolar harcadım ve o bana haftada 15 dolar geri ödedi.
He's paid your company for a ticket, monsieur.
Şirketinize bilet parasını ödedi, bayım.
A gentleman just posted bail for you.
Bir bey kefaletinizi ödedi.
You saved Cara's life, so she returned the favor.
Sen Cara'nın hayatını kurtardın o da borcunu ödedi.
Did dad pay them off?
Babam para ödedi mi?
Some guy paid me to take the trash out there.
Adamın biri, çöpü oraya boşaltmam için bana para ödedi.
The bakery did.
Fırın ödedi o paraları.
He a thief! Paid 300!
Hırsıza bak ya, 300 kron ödedi!
Bottom line is, the guy paid his last month's rent,
Altını çizerim ki, geçen ay kirasını ödedi
Your mom posted bail.
Annen kefaletini ödedi.
Jeffrey ordered a bundle and he paid for them himself.
Jeffrey bir paket sipariş edip parasını kendi ödedi.
She had money, she paid. But she paid in cash so her husband wouldn't find out.
Kadının parası vardı ve odanın parasını o ödedi.
Keep digging. Find out who the woman was.
Ama kocasının öğrenmemesi için parayı nakit ödedi.
Who would have done that?
Kim ödedi acaba?
He vanquished the dark wizard, but he paid the ultimate price.
Kara prensi yenmişti, fakat bedelini çok fena ödedi.
He settled part of his bill in advance.
Faturanın bir kısmını önceden ödedi.
If this is keller, I'm guessing he posted campos's bail So he could get rid of him.
Eğer bu Keller ise, tahminimce Campos'un kefaletini ödedi ki ondan kurtulabilsin.
The castle was auctioned recently and cost the magician a pretty penny to buy it.
Kale yakın zamanda açık arttırmaya çıktı, ve sahibi oldukça iyi bir fiyat ödedi.
Only Will stood her up, and she paid the price.
Ama Will onu ekmişti ve bedelini kız ödedi.
She already did.
Çoktan ödedi bile.
Laura and Gil both did.
Laura ve Gil her ikisi de ödedi.
My brother paid a $ 1,500 fine for smoking in the back stairs.
Kardeşim arka merdivenlerde sigara içtiği için 1.500 dolar ceza ödedi.
But who paid you that first time?
ilk birlikte olusumuzda parayi kim ödedi?
He's paid his debt to society, but we know that there's a greater debt.
Topluma karşı borcunu ödedi ama daha büyük bir borcu olduğunun farkındayız.
Fake. ( taps ) Yeah, my ex-boyfriend entered me in a foxy boxing competition,
Evet, eski sevgilim fıstık kızlar boks müsabakasına sokmuştu beni ve bunları kıran şıllık en yüksek bedeli ödedi.
But I have been paid only for one.
Ama bana sadece 1 tane ücreti ödedi.
And she paid for it with her life.
Ve bunu hayatı ile ödedi.
We signed an agreement for my recipe. $ 25 he paid.
Bira tarifim için bir sözleşme imzaladık. 25 dolar ödedi.
I thought that Elliot and Gretchen paid for your treatment.
Tedavi masraflarını Elliot ve Gretchen ödedi sanıyordum. Evet.
Don paid your share.
Don senin payını ödedi.
Believe me, how much did he end up paying?
Neticede ne kadar ödedi ki?
It seems hard that poor Sir Anthony had to pay the price.
Görünüşe göre bedelini Sör Anthony ödedi.
That man in that car has paid a fortune of money for this.
Şu arabadaki adam bunun için bir servet değerinde para ödedi.
Your mom has posted your bail.
Annen kefaletini ödedi.
Then she pays you back on prom night By taking your boyfriend.
Sonra balo gecesi sevgilini elinden alarak karşılığını ödedi.
Who paid the bill?
Hesabı kim ödedi?
That, and she paid cash.
Bir de nakit ödedi.
All on Victor's nickel?
Hepsinin parasını Victor mu ödedi?
Mrs. Crowley - - Paid!
Bayan Crowley... ödedi.
Jim Peterson--paid!
Jim Peterson... ödedi!
She chose me..... and she paid for it.
Beni seçti ve bedelini ödedi.
Or maybe it was the right amount, so he paid what he owed and went his merry way.
Belki de tam kararındaydı. Bu yüzden borcunu ödedi ve mutlu mesut gitti.
And secondly, and more to the point, your boy here, he paid me back the entire sum plus interest.
İkincisi ve asıl önemlisi, adamınız paramı faiziyle beraber geri ödedi.
He more than paid for the damages. He what now?
Sonra zararımdan daha fazlasını ödedi.
It is if you don't have money.
Kim ödedi?