Ods translate Turkish
77 parallel translation
Let me package you up in one of these ODs, put you in my pocket, my front one, to kiss on.
Sana bu CD'lerden biriyle paket hazırlayayım. Cebime koyayım. Öndeki cebime.
Now clearly, to come on national television live with a patient shows a remarkable amount of confidence in your meth--ods.
Şimdi açıkça, ulusal bir televizyonda canlı yayına... bir hastayla gelmeniz, metodunuzun güven... tutarlılığını gösterir.
The junkie who ods - that's normal.
Aşırı doz alan bir eroinman ; normal olan bu.
-'Ods bodkins! Here's your reply!
- Sen küçük adam, yanıtını alacaksın.
Quentin.'Ods bodkins!
Quentin. Ah Tanrım!
We don't ask that about other ODs and we don't ask it about this one.
Diğer aşırı dozlara sormuyoruz, buna da sormayacağız.
I've run hundreds of ODs.
Aşırı doz vakalarına çok baktım.
Does anyone want to join me in the Aroma Room?
Yatak odsında bana katılmak isteyen var mı?
It's a counteractive use for ODs.
OD'lerde etki azaltıcı olarak kullanılır.
Six ODs coming in. Five minutes out.
6 aşırı doz vakası geliyor.
We got multi-ODs coming in.
Bir sürü aşırı doz vakası geliyor.
So what do you say we let Andy boy suck on that tit till he ODs?
Ne dersin, Andy aşırı doz alana kadar işi götürelim mi?
Especially songs like In The Air Tonight and Against All Odds.
Özellikle "In The Air Tonight" ve "Against All Ods" da olduğu gibi.
Better get yourself some ODs, Bob.
Kendine birkaç giysi al, Bob.
- You still wanna get your ODs dirty?
- Hala ellerinizi kirletecek misiniz?
Most ODs die before digestion's complete, right?
Aşırı dozdan ölenlerin çoğunda sindirim tamamlanmamış olmaz mı?
You judge someone based on what they do in their bedroom?
Yani insanların karakterini yatak odsında ne yaptıklarına göre mi yargılıyorsun?
Well, most ODs aren't really just accidents.
Çoğu aşırı doz genelde kaza değildir.
If I remove her from the imaging chamber prematurely, she'll die.
Eğer zamanından önce görüntüleme odsından çıkarırsam ölür.
We've got a few ODs in the ER right now.
Acil serviste birkaç aşırı doz vakası var.
- Carter, two more ODs with one apneic.
- Carter, biri apneik iki aşırı doz vakası daha.
And it's his shit that's linked to those ODs last month.
Ve bunların hepsi geçen ay yüksek doz almasıyla ilgili.
If someone ODs, that's their problem.
Eğer birisi yüksek doz almışsa bu onun problemidir.
And i've got my best man in the | | ods.
En iyi adamım ormanda.
Maybe we get a tox report from Lopez's OD over to Charlie. He can compare the drugs in Lopez's system to the other ODs in the coroner's database?
Belki Lopez'in OD'sinden bir toks raporu gönderirsek Charlie'ye Lopez'in vücudundaki maddeleri adli tıpın veritabanındaki diğer OD'ler ile kıyaslayabilir mi?
Just looking at toxicology records of recent ODs.
Son zamanlardaki OD'lerin toksikoloji raporuna bakarak.
against all the recent ODs in the coroner's office, right?
... adli tıptaki tüm son OD'ler ile kıyaslayacaktım ya?
Someone in our squad ODs on drugs?
Takımınızdaki biri uyuşturucu mu kullanıyor?
So, PDF, pretty damn straightforward.
Yani, ODS oldukça doğru sözlü.
The crash destroyed her kidneys, her body couldn't filter the drugs, she ODs on amantadine, explains the heart, the liver...
Kaza böbreklerine zarar verdi. Vücudu ilaçları filtreleyemiyor. Amantadin zehirlenmesi, kalbi ve karaciğeri açıklıyor.
Usually I buy ODs to listen to music.
Genelde müzik dinlemek için CD satın alırım.
With or without ODs?
Aşırı doz da dahil mi?
The doctors refer to it as ODS syndrome.
Doktorlar buna yörüngesel bozukluk sendromu diyor.
Typically, ODs are not a high-priority call.
Aşırı doz vakaları öncelikleri değildir.
Well, I didn't know whether to call you or fish and game, but, uh, I think I saw some gu up at emerson ods hunting illegally, and I got worried because I know people like to go camping up there,
Sizi aramalı mıyım yoksa işime mi bakmalıyım bilemedim ama Emerson Ormanı'nda yasadışı av yapan birilerini gördüm ve endişelendim.
Uh, anyway, every year during Hell-A week, we get a spike in ODs.
Neyse, her yıl Hell-A haftasında partiye tek kişi alınır.
The guy's in prison for three years. He gets out and then ods?
Adam üç yıldır kodeste, çıkıyor ve aşırı dozdan nalları dikiyor.
But three ODs, five sick calls, a guy with a beer bottle stuck up his ass and that chick with the busted implant?
Ama üç aşırı dozu, beş hastalığı kıçına bira şişe sıkışmış herifi ve göğüs implantı patlayan hatunu anlamam.
We got two more ODs.
İki tane daha aşırı dozdan ölen var.
All right, the ODs in Queens, meth heads.
Pekala, Queens'te aşırı doz vakası...
Well, I assure you, Mr. Martinez, these men, the ODS... represent a cancer... a cancer fueled by feckless ego... a cancer sucking the precious lifeblood from the intestinal walls of this agency.
Sizi temin ederim, Bay Martinez, bu adamlar, YMB'dekiler bu teşkilâtın bağırsaklarının can damarından kan emen, sorumsuz benlikleriyle dolu bir kanseri temsil ediyorlar.
So, tell me, how much do you know about the ODS?
Söylesene, YMB hakkında ne biliyorsun?
Uh, I know that the program was created under Reagan, that the ODS was meant as a return to the days when ops were identified, planned and implemented by a single team.
Programın, Reagan yönetiminde oluşturulduğunu ve YMB'nun amacının operasyonların tek bir ekip tarafından belirlenip, planlandığı ve yürütüldüğü zamanlara dönmek olduğunu biliyorum.
We want you to go into this briefing and convince Higgins to authorize a rescue mission, which we, the ODS, will spearhead.
Bu brifinge katılmanı ve Higgins'i, başını YMB'nin çekeceği, bir kurtarma görevine çıkmaya ikna etmeni istiyoruz.
The ODS has friends in high places.
YMB'dekilerin yüksek mevkilerde dostları var.
Yeah, well, he's convinced the ODS is inserting themselves in this Aldridge problem and that you're helping them.
- Evet, YMB'dekilerin Aldridge sorununa el attığını ve senin de onlara yardım ettiğini düşünüyor.
You mean about the ODS?
YMB'dakilerle ilgili mi?
The men of the ODS prioritize results over risks.
YMB'daki adamlar, riskten önce sonucun ne olacağını düşünüyor.
You are now permanently assigned to the ODS.
YMB'ye kalıcı olarak atandınız.
We are the ods, last of the old-school spies.
Biz YMB'nin üyeleriyiz, eski moda casusların kalan son üyeleri.
The ods is prepared to leave tonight, provided you approve it, which I'm assuming you will.
YMB'dekiler bu gece yola çıkmaya hazır. İzin verirseniz, ki vereceğinizi umuyorum.