English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Oldham

Oldham translate Turkish

43 parallel translation
- Is Lord Oldham with you?
- Lord Oldham sizinle mi?
You know, I was looking out of my window, my house is across the street, and I said to myself, I said, " Katherine Oldham,
Biliyorsun, penceremden bakıyordum, evim caddenin karşı tarafında Kendime dedim ki, " Katherine Oldham,
Drink some of this coffee, Mr. Oldham, it'll make you feel better.
Bu kahveden biraz iç, Bay Oldham, daha iyi hissedeceksin.
You're a real hero, Mr. Oldham.
Sen gerçek bir kahramansın, Bay Oldham.
I wish I was back in oldham.
Keşke Oldham'da olsaydım.
This is a one-of-a-kind Todd Oldham.
Bu eşsiz, benzersiz bir Todd Oldham.
Well, can I get a message to him that Dr. Orinsky called from the lab at Oldham Space Center up in Maryland?
Peki, ona bir mesaj bırakabilir miyim? Dr. Orinsky aradı Maryland Oldham Uzay Merkezi laboratuvarından.
Roller disco, Oldham.
Roller disco, Oldham.
I have a market stall in Oldham - fancy goods, bit of all-sorts.
Oldham'da bir market standım var, lüks mallar, her çeşitten biraz biraz.
She's living in Oldham with a fella. Ray Greenwood, he's called.
Erkek arkadaşıyla birlikte Oldham'da yaşıyor.Adı Ray Greenwood.
He has a BMW and a market stall in Oldham.
Bir BMW'si ve Oldham'da bir marketi var.
My band got its start at the night and day bar on Oldham street.
Ben, benim grubum, Oldham caddesinde bir bar'da gece ve gündüz sahne alırdı.
Oldham.
Oldham.
I'm just going to have to have Oldham do his thing on him.
Yoksa bu işi Oldham'ın halletmesine izin vermek zorunda kalacağım.
Yeah, well... We'll see how cute you are once Oldham gets done with you, pal.
Evet Oldham'ın seninle işi bittiğinde ne kadar şirin olacağını görürüz.
Take him to Oldham.
Onu Oldham'a götürün.
Oldham?
Oldham.
You're a good man, Dr. oldham.
İyi bir adamsınız Dr. Oldham.
This morning at 8 : 45 L.A. time, lapd got a 911 call from a patient of a Dr. Peter oldham, dds, from a Mr. ferguson, who had two of his back molars excised without anesthetic in a parking lot.
Bu sabah 8.45'te Dr. Peter Oldham'ın hastası Ferguson Bey'den acile telefon gelmiş. Arka azı dişlerini otoparkta anestezi olmadan sökmüş.
It's me - - Dr. oldham.
Benim, Dr. Oldham.
I understand you have a connection to Dr. oldham.
Dr. Oldham'la bir bağınız olmasını anlayabiliyorum.
Yeah, it's all centered around a 30-kilometer radius of a town called Oldham.
Hepsi Oldham adlı bir kasabanın 30 km çapındaki bir bölgede görülmüş.
Oldham, hmm.
Oldham...
The Oldham Psychiatric Institute.
Oldham Psikiyatrik Enstitüsü.
Ned Oldham is running out of parallel road.
Ned Oldham paralel yolda sürmeye devam ediyor.
Ned Oldham.
Ned Oldham.
Everybody, this is Ned Oldham.
Millet, bu Ned Oldham.
Have you ever been to his address in Oldham?
Onun Oldham'daki evine gittiniz mi hiç?
MAN : Oldham MIT.
- Oldham MIT.
Anyway... this image erm, it was the last time I saw her... er, I was with her on a street in Oldham, and a car drove up to us and... a man asked us if we wanted to go for a ride.
Neyse, şu bahsettiğim görüntü... Onu en son gördüğüm an... Onunla beraber Oldham Caddesi'nde yürüyorduk,... yanımıza bir araba yanaştı ve bir adam, gezmek isteyip istemediğimizi sordu bize.
But... the odd thing is, aged six, there's no way my mother would have let me be out and about on my own in a street in Oldham, so...
İşin tuhaf yanı ; ben altı yaşındayken annemin, Oldham'da yalnız başıma dolaşmama izin vermiş olması mümkün değil.
When you and your aunt were helping the Lycans in Oldham, did you see many children born?
Sen ve halan Oldham'daki Lycan'lara yardım ederken doğan çocuk görmüş müydün?
Andrew Oldham!
Andrew Oldham!
Of course we have to talk about Andrew Oldham, who had been working for Brian Epstein with the Beatles.
Tabii ki Andrew Oldham ile... Brian Epstein ve Beatles konusunda konuşmamız gerekiyordu.
Andrew Oldham said, "If you want to keep going, you've gotta... You need new material."
Andrew Oldham bize "Devam etmek istiyorsanız, yeni şarkılar yapmalısınız." dedi.
She's in Oldham.
Oldham'da oturuyor.
Farrow's at a house in Oldham.
- Farrow Oldham'da bir evdeymiş.
Oldham?
- Oldham mı?
Every day, in every town, there's a moment when, for the first time, we stare into the eyes of Mum and Dad and are welcomed into the arms of the universe.
Oldham, İngiltere Her gün, her şehirde ilk defa anne ve babamızın gözlerinin içine baktığımız evrenin kollarında karşılandığımız bir an yaşanır.
Every human life has to start somewhere, a place in space and time, and I started here, on March the 3rd, 1968, in the Royal Oldham Hospital.
Uzay ve zamanda bir yerde her insanın yaşamı başlamak zorunda. 3 Mart 1968'de benimki burada başladı, Oldham Kraliyet Hastanesinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]