Ollie translate Turkish
1,344 parallel translation
- ( Chatting ) - Olly. I've got something for us.
Ollie, mühim bir şey açıklayacağım dedim.
Remember the, erm... erm... ( Sighs ) Olly, your benefit unit fraud...
Şey vardı. Ollie, senin şu yolsuzluk birimi...
Will you get Angela on the phone for Olly?
Angela'yı Ollie için telefona çağırır mısınız?
- You can deal with this Olly, yes? - Erm...
Halledebilirsin, değil mi Ollie?
- Yeah, I can do the punctuation, Olly.
- Yazım kurallarını biliyorum, Ollie.
- That's fantastic, Olly.
- Bu harika, Ollie.
Olly, come on!
Ollie, haydi!
Olly!
Ollie!
- What's going on, Olly.?
Hayır. - Neler oluyor, Ollie?
- Olly, this is ridiculous.
- Ollie, bu saçmalık.
- Olly!
- Ollie!
- Olly.
- Ollie.
Come on, Olly, come up with something.
Haydi Ollie, bir şeyler bul.
- Well, I could lose my job, Olly.
- İşimi kaybedebilirim, Ollie.
And Olly's offered Angela a private life piece about you.
Bir de, Ollie Angela'ya özel hayatınla ilgili bazı bilgiler vermiş.
That's what I'm talking about, baby... you, me, Ollie, chillin'in our yard
Ben de bundan bahsediyorum, bebeğim, sen, ben, Ollie, bahçemizde ineklerle...
Ollie, how many guys has this doofus taken out?
Ollie, bu yarma kaç kişiyi saf dışı bıraktı?
Do you, "Ollie-vair"?
Sen Ollie-vair misin?
Are you talking about Ollie?
Ollie'den mi bahsediyorsun?
Uh, Ollie Warner.
Ollie Warner.
Ollie.
Ollie.
- You're on a transplant list, Ollie?
- Organ nakli listesindesin, değil mi OIlie?
It's serious, Oll.
Bu ciddi bir şey, Ollie.
I am scared, Ollie.
Korkuyorum OIlie.
Ollie, we're not having an affair.
OIlie, biz ilişki yaşamıyoruz.
You got me sober, Ollie.
Benim ayık kalmamı sağladın OIlie.
Ollie, it means I'm going to have to put in a portacaval shunt.
OIlie, portavakal dönüştürücü takmak zorundayım.
Ollie says you should come in.
Ollie içeri gelmen gerektiğini söyledi.
Hear that, Ollie?
Duydun mu Ollie?
I know a little bit about that myself, Ollie.
Bunu birazcık kendimden de biliyorum Ollie.
But you were right, Ollie.
Ama haklıydın Ollie.
But first let's go to Ollie Williams with the port side window report.
Ama önce geminin sol tarafından pencere haberlerini almak için Ollie Williams'a dönüyoruz.
- Ollie?
- Ollie?
Thanks, Ollie.
Teşekkürler, Ollie.
Ollie had come into her room and had molested her.
Ollie odasına gelmiş ve ona tacizde bulunmuş.
And, "No." And...
Ollie "hayır" diye cevapladı.
He said, "Ollie, this is outrageous. " This is the very type of thing " that people can go to prison for.
"Ollie bu korkunç bir şey Bu tür şeyler yüzünden insanları hapse atıyorlar Oturup bir özür mektubu yazmanı istiyorum."
" Oh, I'm sure Nancy just misunderstood his actions.
" Nancy'nin Ollie'nin hareketlerini yanlış anladığına eminim.
Case wanted to make sure that Ollie was going to be getting counseling for this, but when he inquired, the bishop felt that... he had done his part, he had brought him down, and, in essence, his part was over,
Case Ollie'nin bu olaydan sonra psikolojik yardım alacağından emin olmak istiyordu. ... Ama sorduğunda piskopos demiş ki... " sen üzerine düşeni yaptın onun yaptıklarını bildirdin ve esasen görevini tamamladın.
I remember saying one time to Case... we were driving somewhere, and Ollie's name came up for one or another reason :
Bir keresinde Case ve ben arabayla bir yere gidiyorduk ve bir şekilde Ollie'den söz açıldı.
I just want him to understand the depth of the pain that I suffer on a regular basis, that how, when I see a Dodge Duster, which was the car that he drove at the time, how I still pull over and dry heave.
Sadece düzenli olarak çektiğim acıların derinliğini anlamasını istiyordum. O zamanlar Ollie'nin kullandığı araba... Dodge Duster'dı.
I said, "There's no way Ollie would touch our kids."
Ollie'nin çocuklarımıza dokunması mümkün değil " dedim.
Did you read about Father Ollie in the paper? "
Peder Ollie'nin haberini okudun mu? " diye sordum.
I said, "Good morning, Ollie."
"Günaydın Ollie" dedim. Bu tamamen...
So, Becca Weller wants to take a ride on the Ollie Trolley.
Anlaşılan Becca Weller seksi Ollie'yle deneme sürüşüne çıkmak istiyor.
Hey, bud, Miley told me about Ollie's Trolley's little derailment.
Selam evlat. Miley bana seksi Ollie'nin çıkma teklif etme sorunlarını anlattı.
We now go live to Ollie Williams with the black-you weather report.
Karşımızda hava durumunu öğrenmek için Ollie Williams var.
- Thanks, Ollie.
- Teşekkürler Ollie.
Olly?
Şimdi The Standard'ta çalışıyor, değil mi Ollie?
He couldn't do both.
Ollie hep bunu yapamadığını söylerdi. İkisini birden yapamıyordu.
How are you beating the heat, Ollie?
Sıcaklarla nasıl başediyorsun Ollie?