English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Omen

Omen translate Turkish

660 parallel translation
A DARK OMEN
KARA İŞARET
When I have accomplished God's will for me, I shall again wear omen's clothes.
Tanrı'nın bana verdiği görev sona erdiğinde, yeniden kadın gibi giyineceğim.
- Stiva, it's an evil omen.
- Stiva, bu uğursuz bir alamet.
Omen?
Alamet?
Bird of the ill omen.
Kötülüğün haberci kuşu.
A bad omen!
Uğursuzluk!
I hope it's not a bad omen.
Umarım bu kötüye işaret değildir.
A good omen.
Bu iyiye işaret.
It'll be an omen.
İşaret gelmiş olacak.
I hope it's not a bad omen.
Her şeyin yolunda gitmesini istiyorum.
But it's such a good omen.
Ama hayra alâmet bu.
I tell ya, Scotty boy, it's an omen!
Sana demiştim Scotty, bu bir işaret!
That's a good omen.
Bu iyiye işaret.
This is a bad omen.
Bu kötüye işaret.
An ill omen.
Kötü bir kehanet.
It's a good omen.
Bu iyiye alamet.
It is a good omen for the Moon Festival.
Bu ay festivali için iyi bir kehanet.
It is a good omen.
Bu iyi kehanet.
It was a good omen.
İyi bir kehanetti.
It is a good omen.
Güzel bir kehanet.
Oh! An evil omen!
Şer alameti!
An evil omen!
Şer alameti!
It is an omen of good fortune.
Bu bir şans alameti.
And you regard this as a good omen?
Bu, iyiye alamet midir? Evet.
Yes. Very good omen.
Çok iyiye alamettir.
An ill omen.
Kötü âlâmet.
Do you not see this as good omen?
Bunu iyi bir âlâmet olarak görmüyor musun?
How dare you let an auspicious omen of our victory fluster you.
Zaferimize âlâmet eden bir şey sizi neden telaşlandırıyor?
it seemed like an omen.
bana kötü bir şans gibi geldi.
A bad omen.
Kötüye işaret.
That's a good omen, don't you think?
Bu iyiye işaret, değil mi?
It's a sign, an omen for the glory that begins tonight.
Bu bir işaret, bu akşam başlayan ihtişamın bir işareti.
Just now, across the heavens, towards the end of the world, I saw an omen... a fiery line written by the hand of God, a glorious shooting star.
Az önce gök kubbeyi geçip, mahşere yönelen bir işaret gördüm Tanrının yazdığı ateşten bir çizgi, harikulade bir kayan yıldız.
A dark omen in the skies.
Göklerde karanlık bir alamet.
After watching the geomantic omen and repairing the ancestral hall, it's the right time
Bazı alametleri izledikten ve ataların.. konağını tamir ettikten sonra bu doğru zaman.
Oh, such a dream is a bad omen.
Oh, böyle bir rüya kötüye işaret.
This is a bad omen for Persia.
Bu Persliler için kötü bir kehanet.
I accept the omen.
Kehaneti kabul ediyorum.
It's an omen of death
Ölüm kehaneti gibi.
- It is a good omen.
- Bu iyi bir alamet.
It's a bad omen : If they killed the dog, they'll kill Osman too.
Bu iş hayra alamet değil arkadaş, bugün köpeği vuran yarın da Osman'ı vurur.
and I was wrong about the good omen.
ve iyi alametler hakkında yanıldım.
I say, that's an omen.
Bence bu bir alâmet.
That's not a good omen.
Bu iyiye işaret değil.
It's an omen of the devil.
Bu, şeytanın varlığına işarettir!
Is it a good omen?
İyiye mi işaretti?
The sunburst reminds me of our flag, a good omen.
Güneş ışınları bana bayrağımızı anımsatıyor... iyi bir alamet.
They say it's an ill omen that we should see each other on the morning of our wedding day.
Düğün gününün sabahında birbirimizi görmenin uğursuzluk getirdiği söylenir.
You're very kind. Like maybe it's a premonition, or an omen.
Bunlar yetmezmiş gibi, sürekli bir idamın rüyasını görüyorum.
It's an omen.
Bu bir işaret.
A bad omen?
Yoksa kötü bir alamet miydi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]