English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Omitted

Omitted translate Turkish

131 parallel translation
{ omitted the "hmph" } That's right.
Haklısın.
A lot of things you said weren't important, so I just omitted them.
- Anlıyorum. Söylediklerinizin çoğunu pek önemli bulmadığım için yazmadım.
You just omitted the body of the letter, that's all.
Yani mektubun bedenini atladınız?
Yet you omitted the most important part.
Gene de en önemli kısmı atladınız.
He broke a blood vessel because he found his name was omitted from the Encyclopedia Britannica.
Adının Britannica Ansiklopedisi'nde olmadığını görünce bir damarı çatlamıştı.
You've omitted me in your analysis, Captain.
Analiziniz de, beni ihmal ettiniz, Yüzbaşı.
Omitted, all the voyage of their life is bound in shallows and in miseries.
Bir kaçırdık mı o fırsatı, ömür yolculuğu sığlıklar, terslikler içinde bocalar.
It seems you omitted a few high spots this afternoon, didn't you?
Bu akşam bazı mühim şeyleri atladın galiba.
In it Giuliano omitted the names of the men behind the massacre, writing a bunch of lies in their place, telling me nothing about it and destroying his comrades'lives!
Bu deftere Giuliano katliamdan sorumlu olanların isimlerini yazmamış onların yerine bir avuç yalan uydurmuş bana bundan hiç bahsetmemiş ve yoldaşlarının hayatlarını mahvetmiştir.
It's fortunate that Colonel Giraud omitted to destroy all his papers.
Şansımız var ki, Albay Giraud tüm evraklarını imha edememiş.
However, the references to the real family, the House of Orange, was omitted.
Tüm bu merasim, safdışı bırakılan kraliyet ailesini ve hanedanı simgeliyordu.
That day we omitted to count Feng Hao
O zaman Feng Hao hain olabilir!
That's a minor detail these newspapers seem to have omitted.
Bu küçük haberi nedense gazeteler göz ardı etmişti.
But I would be much happier if itwere omitted.
Ama bu konunun dışında kalırsa daha mutlu olurum.
The procedure of the holding up of press releases dates back to before open government, and I unaccountably omitted to rescind it.
Şeffaf Hükümet'ten önce, geçmişe uzanan basın bültenlerini elde tutma işlemi bana aitti. Fakat ben, anlayamadığım bir nedenle göz ardı etmişim.
Your people omitted telling me about Crockett.
Adamlarınız bana Crockett'i tam anlatmamıştı.
They omitted certain truths, which, in itself, tells us something.
Onlar bazı gerçekleri atladılar, ki bu bile bize bir şeyler anlatıyor.
I'm trying to make a serious point... which is that a masculine love of physical beauty and of moral beauty... and of the beauty of the thirst for human knowledge - you omit that and you've omitted the mainstay of Athenian society.
Burada ciddi bir şeyden bahsediyorum. Yani fiziksel güzelliğin, ahlaki güzelliğin ve insani bilgiye olan açlığın güzelliğinin erkeksi aşkından. Ki bunu kabul edersen, Atina toplumunun ana dayanağını kabul etmiş oluyorsun.
I cannot let pass the fact of what it omitted a proof of the biggest importance.
Çok önemli görünen bir kanıtı göz ardı ettin.
Mr Lavington omitted to tell me your name.
Bay Lavington, sizin isminizi söylemeyi unuttu.
Mr Hnizdo humbly omitted the fact that he wrote the play himself.
Bay Hnizdo, tavezu ile oyunu kendi yazdığını söylemek istemiyor.
Perhaps have omitted something.
Belki de bütün gerçeği söylememiş olabilir.
However, he omitted to inform us that his ex-wife had a part-time job for 11 of those 20 years.
Fakat bu 20 yılın 11'inde karısının part-time çalıştığını bize bildirmeyi ihmal etmiş.
But you omitted to make sure that the window it was left open to support this burglar theory.
Fakat o telaşla pencereyi açık bırakmış olmanız gerekiğini unuttunuz şu hırsız hikayeniz için..
Operation confirmed. Steps 450 through 670 are omitted.
Operasyon onaylandı.450 den 670 e kadar ki adımlar ihmal edildi.
But his guide book omitted the main thing - the French occupation.
"Ama onun rehber kitabı, asıl konuyu ihmal ediyordu :..." "... Fransız işgali. "
Mysteriously, our names have been omitted.
Esrarengiz bir biçimde bizim isimlerimiz zikredilmemiş.
Mysteriously, our names have been omitted.
Esrarengiz bir biçimde bizim isimlerimiz dahil edilmemiş.
Benson, your prelim on Briggs, you omitted a cause of incident.
Benson, kurban Briggs konusunda şüpheli bir olay demişsin.
I just omitted certain truths.
Birkaç gerçeği atladım.
Give me a break. I see they've omitted the pork loin with lime Jell-0.
Domuz kızartmasının da iyi olduğunu uydum.
I infer that Adele omitted that detail.
Sanırım, Adele bu detayı atladı.
Yes, she omitted it.
Evet, atlamış.
How could Father have omitted so much... every time he told that tale?
Babam nasıl olur da o hikayeyi her anlattığında bir şeyleri anlatmayı es geçer?
Mr. Caesar,... of the first eight emperors,... which name is omitted from the following list?
Bay Caesar, Sekiz hükümdardan, izleyen listeden hangisi çikarilmali?
LADIES WHO ARE GENTLEMEN, GENTLEMEN WHO ARE LADIES AND ANYONE ELSE THAT MANAGEMENT SINCERELY REGRETS HAVING OMITTED,
Aslında beyefendi olan bayanlar ve aslında bayan olan beyefendiler ve ne olduğunu reddetmeyip pişmanlık duymayanlar...
I think your mother omitted something from your early education, Mr. Cromwell.
Sanırım anneniz size yeterli bir eğitim verememiş Bay Cromwelle.
Yes, there is something I "omitted"
Evet, benim de şu anda hakkında konuşmak istemediğim...
Half of it was omitted, you know that.
Olayı kameralar atlamış, bunu sen de biliyorsun.
That fact was conveniently omitted.
Bu gerçek uygun bir şekilde göz ardı edildi.
I omitted a few obsolete dishes.
- Birkaç gereksiz yemeği iptal ettim.
But omitted, and the voyage of their life is bound in shallows and miseries...
İhmal edilmiştir hayatlarının seferi, mâhkumdur karaya oturmaya, sefalete.
The way you omitted that it's interesting to me.
Bunu ihmal ediş şeklin bana ilginç geldi.
I have before me, sir, several sworn depositions from your colleagues stating that you knew well in advance that Prexelin would never gain FDA approval because, on orders from Dr. Schiller and yourself, in cahoots, key elements to the drug's effectiveness were intentionally omitted.
Bay Armstrong, şu anda önümde pek çok meslektaşınızın FDA'nın Prexelin'e asla onay vermeyeceğini önceden bildiğinizi, çünkü Doktor Schiller ve sizin ortak emirleriniz doğrultusunda ilacın etkin maddelerinin kasten çıkartıldığını, belirten yeminli ifadeleri var.
And you omitted one condition.
Ve bir kuralı atladın.
That is correct. Except that you've omitted the last and most important word.
Doğru, ama sonuncu ve en önemli sözcüğü atladın.
Your records are either deleted, omitted or missing.
Kayıtlarınız ya silinmiştir, ya atlanmıştır ya da kaybolmuşlardır.
Before being punished, Catholics may renounce their faith, but for KANG not only was that procedure omitted, but he was executed on the island without being sent to a court.
Katolikler cezalandırılmadan önce inançlarından vazgeçebilirler, ama KANG için atlanan tek prosedür bu değildi, bir mahkemeye çıkarılmadan bu adada idam edildi.
Yet avarice is numbered among the sins, and stupidity omitted.
Açgözlülük, yedi günahtan biri olmasına rağmen aptallık günahtan sayılmamış.
Omitted them, eh?
Atladınız ha?
Omitted to prevent it.
Hayır, yanılıyorsun. Her şeyi yanlış anladın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]