Omura translate Turkish
30 parallel translation
- Boss, here Mr. Omura.
- Patron, bu Mr. Omura.
Cinematography by TOCHIZAWA Masao Art direction by OMURA Takeshi
Sinematografi : TOCHIZAWA Masao Sanat Yönetmeni : OMURA Takeshi
Explain to me why Omura has told me that you alone are resisting this takeover.
Omura'nın bana söylediği, tek başınıza gösterdiğiniz direnişin ne olduğunu açıkla.
I'm Omura Kazuko from Fukuoka.
Fukuoka'dan, Kazuko Omura.
Looks kinda like a vertebrae, only metallic.
Omura benziyor ama metal.
I'd like you to meet Mr. Omura from Japan and his associate, whose name I've given up trying to pronounce.
Japonya'dan Bay Omura ve adını telaffuz etmeye çalışmaktan artık vazgeçtiğim ortağıyla tanış.
And Mr. Omura here is willing to spend what it takes to hire white experts to train their army.
Bay Omura, ordularını eğitecek beyaz uzmanları işe almak için ne gerekiyorsa ödemeye hazır.
I'm certain Mr. Omura has some concept of what an agreement is.
Bay Omura'nın bir sözleşmenin ne olduğunu anladığından eminim.
Mr. Omura is familiar with our experiences dealing with renegades.
Bay Omura, asilerle baş etme konusundaki deneyimlerimizin farkında.
So your new employer, Mr. Omura, is bringing in every Western expert he can get.
Yeni işvereniniz Bay Omura bulabildiği tüm Batılı uzmanları getiriyor.
And Omura owns all of it?
Ve hepsi Omura'nın mı?
Omura?
Omura?
So it was Omura.
O halde Omura.
Mr. Omura, I have here a draft of the arms agreement.
Bay Omura, silah anlaşmasının taslağı...
Mr. Omura, my contract with you was to train your army.
Bay Omura, sizinle sözleşmem ordunuzu eğitmek yönündeydi.
Omura has passed laws against the Samurai.
Omura, samuraylara karşı yasa çıkardı.
I have not seen the Omura family giving gold to the masses.
Omura ailesinin halka altın verdiğini görmedim.
Omura offers you my job, and you run away.
Omura sana benim işini öneriyor ve sen kaçıyorsun.
Omura won't let him last the night.
Omura, sabahı görmesine izin vermez.
Minister Omura has commanded us to photograph the traitor -
Bakan Omura, hainin fotoğraflarını çekmemizi emretti.
This is not possible, as Mr. Omura knows.
Bay Omura'nın bildiği gibi bu mümkün değil.
Omura you have done quite enough.
Omura, yeteri kadar sorun çıkardın.
One was embedded in the right frontal cortex. The other lodged in the first cervical vertebra.
Biri ön zarındaydı, öteki de birinci omura saplanmıştı.
Blood's putting pressure on the cord.
Kan, omura basınç yapıyor.
There's a small piece of metal embedded in this vertebra.
Şuradaki omura saplanmış küçüük bir metal parçası var.
Hey. Turns out the knife went all the way to the vertebra, leaving a 2-centimeter defect in the bone.
Görülüyor ki bıçak omura kadar gitmiş kemikte 2 santimlik iz bırakmış.
It's an injection of local
Bu altıncı omura
Something struck the vertebra.
Bir şey omura vurmuş.
Except when I pressed directly on her L4, instead of a sharp pain, she only felt a dull ache.
Ama dördüncü omura baskı yaptığım zaman keskin bir ağrı yerine hafif bir ağrı hissetti.
Just like the priests you slaughtered in Ōmura and Nagasaki.
Tıpkı Nagasaki Omoro'da katlettiğiniz o rahipler gibi.