Once you're in translate Turkish
1,653 parallel translation
This mission is going to be dangerous as hell, and you're gonna have to use your power in a way that's never been used before, and if you fail, if we fail, then thousands if not millions of lives will be affected.
Bu görev çok tehlikeli olacak ve güçlerini muhtemelen daha önce hiç kullanılmamış bir şekilde kullanmak zorunda kalacaksın. Ve eğer sen başarısı olursan, biz başarısız olursak, binlerce değil milyonlarca yaşam etkilenecek.
Dude, you're not gonna believe what showed up in the audio install.
- Az önce Ses Kurulum'a ne geldi bilsen.
First you say you're in Machu Picchu in Peru, and all of a sudden, now you're in Argentina.
İlk önce, Peru'da Machu Picchu'da olduğunu söyledin, Birden bire, Arjantin'desin.
And, um, once you're in, I think you'd better find a way to stay in.
Ve başardıktan sonra, sıra aradaki bağı koparmamaya gelir.
First, you're in an airplane, which is scary to begin with and then it's all filled with snakes.
Çünkü her şeyden önce, uçaktasın korkunç olması başından belli, ve bir anda yılanlar ortaya çıkıyor.
But once you're in..... there's no getting out.
Bir kere bu yola girdiniz mi..... çıkışı yoktur.
A second ago, it was peace in our time, - now you're talking about genocide.
Bir saniye önce barış derken şimdi de soykırımdan bahsediyorsun.
And before you say anything else, can I just mention in passing, as you're here, shut up!
Başka bir şey söylemeden önce bir şey hatırlatmak isterim : Kapa çeneni.
A lot of people go with cupid, but you got to remember, the bow and arrow melts first, and what you're left with is a fat kid dancing in shrimp.
Bir çok insan Aşk Tanrı'sına eşlik eder, ama unutmayın ki, ok ve yay önce erir, ve sonra size kalan, karideste dans eden şişman bir çocuk olur.
That you never actually check in on the children once they're sent to their placements.
Yani, yeni gönderildikleri yerlerinde çocukları kontrol etmediğinizi öğrenseler.
So you're saying our vic was dead in that apartment at least two days prior to the fire? And that Sean Nolan wasn't there either?
- Yani kurban yangından en az iki gün önce ölmüş ve Sean Nolan o sırada orada değilmiş mi demek istiyorsun?
You're in a better place now, Lou, and I'll always be proud that for once in my life,
Artık daha iyi bir yerdesin, Lou, ve her zaman gurur duyacağım bir şey var.
Before you go in there and talk to her, you'd better know what you're gonna say.
Oraya gidip onunla konuşmadan önce, ne söyleyeceğini düşünsen iyi olur.
Stay in line once you're inside.
İçeri girdiğinizde sırada kalın.
Okay, so what you're telling me is a little girl who lived in the Winters'house 20 years ago...
Peki, şimdi bana, 20 yıl önce Winters'larında evinde yaşamış bir kızdan bahsediyorsun..
Ms.Serabian, sign this waiver, or I'll be forced to leave you in bakersfield, and it'll be at least a week until you're arraigned in los angeles.
Bayan Serabian, ya feragat belgesini imzalarsınız ya da sizi mecburen Bakersfield'de bırakırım. Bu durumda LA'e bir haftadan önce nakledilemezsiniz.
Once the jury sees the evidence that we have in that car, you're out of here.Am I right?
Jüri arabamızdaki kanıtları gördüğü anda işin bitti. Haklı mıyım?
What you're like now Compared to you a few months ago in your boondock home in the Northeast
Şimdiki halinle bir kaç ay önce kuzeydoğudaki, taşradaki haline bir bak.
Usually, you're in love first, and all that changes later.
Genellikle sen önce aşık oluyorsun ve sonra bu durum değişiyor
The office that you're never in before 10.
Sabah 10'dan önce hiç gelmediğin ofis.
Your wife is half white, you talk like you're black, most of your friends are fucking white, and every once in a while, when you feel like it, you throw in with the indians.
Karın yarı beyaz, sen ise zenciler gibi konuşuyorsun arkadaşlarının çoğu da, lanet olası beyazlar ve şimdi de birden fikrini değiştirip, Kızılderili olmaya mı karar verdin?
I guess once you're in, it's too hard to get out.
Belaya bulaşınca kurtulmak zor oluyor.
First you have to be an agent, work in the field, and that's what we're here to talk about.
Önce ajan olup alanda çalışmanız gerekli ki, bugün burada konuşmaya geldiğimiz şey bu.
So every once in a while, I need to woo, but when I need to talk about something real, you're the one I turn to.
O yüzden arada bir, vu-hu'lamam gerek. Ama gerçek bir şeyler konuşmaya ihtiyacım olursa konuşacağım kişi sensin.
Before you fall asleep tonight, while you're lying in your bed relaxing and slowly drifting off into sleep, I want you to think of me.
Bu gece uyumadan önce, yatağına uzanmış rahatlarken ve yavaşça uykuya dalarken beni düşünmeni istiyorum.
Okay, go upstairs and use the bathroom before we leave, okay,'cause it's a long drive, and you're too old to pee in my travel mug.
Tamam, yukarı çık ve yola çıkmadan önce tuvaleti kullan, Çünkü, termos bardağıma işemeyecek kadar büyüdün.
But before you react, I want you to consider that you're in a public place, and I want you to know that I brought Richard with me.
Ama tepki vermeden önce halka açık bir yerde olduğumuzu belirtmek,... ve Richard'ı yanımda getirdiğimi bilmeni isterim.
Listen, Dom... since you're in this position... is there anything that you want to... get off your chest, that you want to talk about before you go?
Dinle, Dom. Madem bu haldesin gitmeden önce anlatıp rahatlamak istediğin bir şey var mı?
You're talking to the person who just covered every outlet in this house.
Bu evdeki tüm tehlikeli yerlere az önce güvenlik takmış olan insanla konuşuyorsun.
Yeah, I was getting concerned. You're required to check in once a month.
Evet, endişelenmeye başlamıştım, her ay kontrol edilmeniz gerekiyor.
You're required to check in once a month.
Ayda bir kontrol edilmen gerekiyor.
Well, in Lisa's defense, maybe she thinks you're over Mike, which is something I've heard you say more than once.
Belki de Lisa, senin artık Mike'a ilgi duymadığını düşünmüştür Ki, ben de bunu senden defalarca duydum. Bunun önemi yok.
Look, I'm in Mt Pleasant right now buying some end tables, so you're gonna have to get her there.
Bak, ben şu anda Mt. Pleasant'ta sehpa satın alıyorum. O yüzden onu bir an önce oraya, sen götürmelisin.
One day you're at some beautiful farm out in the country, breathing in the fresh air, lounging in the mud with your friends.
Bir gün önce kasabada bir çiftlikte temiz havayı soluklayıp arkadaşlarınla çamurun içinde yuvarlanırken,..
- Okay, So Once You're Done With This One, - You Can Take The Old Ones Out And Put The New Ones In.
Tamam, bunu bitirince, eski işlerine bakabilirsin.
I'm in a rush. See, this is a perfectly hideous outfit you're wearing,
Kıyafetin korkunç ama daha önce dalga geçmiştim.
She is like :'So just that you know, once you step foot in this house, you're getting... hand-cuffed and you'll be taken to DT, which is like a detention center for kids, kind of like jail for kids.'
Bir daha bu evin kapısından içeri adımını atarsan kelepçelenir ve DT'yi boylarsın dedi. Bu çocuklar için ıslah evidir, bir tür hapishanedir.
But once you become that chick, you're in a box, right?
Ama bir kez öyle bir hatuna dönüştün mü artık kurtulamazsın değil mi?
{ \ pos ( 192,220 ) } You're loyal to the last guy that sat in my chair, right?
Koltuğumda benden önce oturan adama sadıksın, değil mi?
Because once you're in South Park Vampire Society, you can't ever leave.
Emin misin? Çünkü South Park Vampir Cemiyeti'ne katılırsan bir daha asla ayrılamazsın.
You're gonna open that door and you are gonna slam it, fucking slam it on her when she's halfway in.
İlk önce kapıyı açacaksın, sonra da suratına çarpacaksın. Tam da eşiğin ortasına gelince çarpacaksın.
It seems to me you've travelled a long road to end up right back where you were nine months ago, in thrall to some much younger woman who allows you to feel like you're completely in control,
Uzun bir yol katedip, dokuz ay önce olduğun noktaya geri dönmüşsün gibi görünüyor. Genç kızın birinin büyüsüne kapılmışsın yine. Tüm kontrol sendeymiş gibi hissettirmiş.
You might have been a proud warrior once, but now, you're just a pawn in Dooku's game.
İlk defa onurlu bir savaşçı olabilirdin, Fakat şimdi, Dooku'nun oyununda sadece bir piyonsun.
But you're a man above all ; you fell in love with me. I could tell.
Ama her şeyden önce sen bir erkeksin ve bana âşık olduğunu söylemiştin.
Once you're at the end of the powered flight... and you're floating around in orbit, then you can sit back and say.
İlk defa bir roketle fırlatıldıysanız ve yörüngede bir yerde dolaşıyorsanız, arkanıza yaslanır ve şunu söylersiniz :
- When they say that you're supposed to put your mask on in case of an emergency... before you try to help out a child or an unfit adult next to you.
- Ne zaman acil bir durumda maskenizi takmanız gerektiğini söyleseler bir çocuğa yardım etmeden önce Kendi maskenizi takın derler.
You're the kind of cocktail that comes on like sugar, but gives you a kick in the head.
Önce ağızda şeker gibi tat bırakıp sonradan baş ağrısı yapan kokteyl gibisin.
Once you set foot on that boat, you're in the Navy, friend.
Bu gemiye adım attığınız anda donanmadasınız demektir dostlar.
Well, you don't do well in my line of work unless you're willing to roll the dice once or twice.
Benim iş anlayışıma göre, zarları bir yada iki kez atmak istemezsen, iyi değilsindir.
For once in your life, do as you're bloody told.
Hayatında bir kere olsun, söz dinle!
Once you're inside, you're gonna access the Liebling-Holloway Trust through Rudolph Holloway's private account.
Oturum açtıktan sonra, Rudolph Holloway'in özel hesabı üzerinden, Liebling-Holloway tröst'üne giriş yapacaksın.
once you're inside 16
you're invited 50
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in denial 28
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're invited 50
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in denial 28
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're incredible 103
you're in my way 44
you're in trouble now 22
you're innocent 51
you're in control 31
you're in love 100
you're in danger 131
you're insane 451
you're in the way 44
you're in luck 209
you're in my way 44
you're in trouble now 22
you're innocent 51
you're in control 31
you're in love 100
you're in danger 131
you're insane 451
you're in the way 44
you're in luck 209