Onward and upward translate Turkish
45 parallel translation
Onward and upward.
İlerleyelim.
Onward and upward, Doc.
Aşağı ve yukarı, Dr.
Onward and upward.
Bir aşağı bir yukarı.
# # Onward and upward you must press, yes, yes
# # Onward and upward you must press, yes, yes
ONWARD AND UPWARD, SHE CAME TO AS SYBIL.
Birazdan geliyorum. Erna, sorun yok.
Anyway, onward and upward.
Neyse, hoşça kalın.
Onward and upward!
Önden, yukarı.
Onward and upward.
Her zaman ileri, her zaman ileri.
Onward and upward, Rollo.
Her zaman ileri, Rollo, her zaman ileri.
And so, onward and upward the tired trekkers trudged... on feverish footsies over perilous paths.
Bu arada tehlikeli ormanda geçen uzun ve yorucu bir yürüyüşten sonra SonUnda maymun dağına yaklaştılar.
Onward and upward, then.
İleri ve yukarı, o zaman.
Onward and upward.
İleri ve daha yukarı!
Gosh, we'll miss you around here, but onward and upward.
Seni özleyeceğiz ama hayat böyledir işte.
Onward and upward.
İleri ve yukarı.
"Onward and upward" is the ticket. That's what Mom always taught me.
Benim düsturum "verdikçe yükselirsin." Annem böyle öğretmişti.
Onward and upward.
Verdikçe yükselirsin.
I didn't get into this business to please sophomore Tracy Schwarzman, so... onward and upward!
Ben bu işe liseli Tracy Schwarzman'ı mutlu etmek için girmedim! İşimize bakalım!
Onward and upward.
Her inişin bir çıkışı vardır.
Onward and upward?
İleri ve yukarı mı?
Well, onward and upward!
Günden güne daha iyi oluyorduk!
Until she moved onward and upward to dating Mr. Costa.
Biraz daha yükselip Bay Costa ile çıkmaya başlayana dek.
- Yeah, well, onward and upward!
- Evet. - Neyse bundan böyle sadece geleceği düşün!
I'm branching'out. Onward and upward.
Çevreye açıldım, büyüyüp gelişiyorum.
What say we both move onward and upward, if you know what I mean?
İkimizin ilerlemesine ne dersin. Yukarıya doğru, anlarsın.
Onward and upward.
Hazır ve nazırım.
Onward and upward we go.
İleriye ve yukarı doğru gideceğiz.
Onward and upward, my friend.
İleri ve yukarı, dostum.
Onward and upward with Mr Hunt!
Bay Hunt ile durmak yok, yola devam!
Well, anyways, onward and upward.
Neyse artık, kendini toparlamışsın.
And continuing with the theme of onward and upward, it gives me great pleasure to announce that Michael and Lydia Davis will be sharing our little stretch of beach.
Ve sürekli bir yükselişi temasına devam edecek olursak Michael ve Lydia Davis'in bizimle aynı plajı paylaşacak olacağını duyurmak bana büyük bir mutluluk verecektir.
Onward and upward.
- Yolumuza devam ediyoruz.
Onward and upward, that's what I always say.
Daima ileri, hep böyle derim.
Uh, well, onward and upward, right?
Daha iyilerini de bulurum, değil mi?
While his lost will be deeply felt, the men and women of NASA will soldier forth, onward and upward, in the mission of their agency.
Kaybı derinden hissedilirken NASA'nın erkek ve kadınları birimlerinin görevlerinde canla başla çalışarak daima ileri gideceklerdir.
Onward and upward.
Daima ileri.
Well, onward and upward.
- Günlerini göster.
We're looking ahead, onward and upward.
Önümüze ve arkamıza bakmadan... doğru yoldan devam edeceğiz.
Onward and upward.
İlerleyen ve yükselen.
Onward and upward.
Durmak yok.
He needs a big victory to win glory once again and, of course, move onward and upward.
Bunun için tekrar şanlı bir zafer kazanması ve daima ileri gitmesi gerekiyordu.
Onward and upward.
Yukarıya doğru ilerleyeceğim.
Onward and upward.
Yukarıya doğru ilerle.
Upward and onward!
Yukarı marş!
Well, upward and onward, the use of china clay in the shade matching of dentures.
Peki, Çin kilinin kullanımı dişlerin şeklini kopyalamak içindir.
Onward, upward and inward!
Yukarı, öne ve içeri doğru!