Opie translate Turkish
316 parallel translation
Get Opie Keetch over there, quick.
Orada Opie Keetch'i al, çabuk.
Wait a minute, Opie.
Bekle bir dakika Opie.
Give me that, Opie.
Ver onu bana Opie.
Wait, Opie.
Dur Opie.
All right, Opie, get digging.
Tamam Opie, kaz bakalım.
About finished, Opie?
Bitti herhalde Opie?
I think he was Opie.
Galiba Opie.
Opie was Ron Howard, you little fool.
Opie, Ron Howard'dı seni küçük sersem.
Sign this, Opie.
Şunu imzalasana Opie.
What's Opie Taylor talking about?
Ne diyor bu kendini bilmez?
Opie Taylor? Opie?
Kendini bilmez mi?
I got your Opie, you big, bad, goopie-eyed son of a bitch!
Seni fırlama orospu çocuğu!
Opie's pissing on you.
Sen kendi oyununa bak.
Did I give you permission to sneeze, Opie?
Sana hapşırman için izin verdim mi, Opie?
Excuse me, Opie.
Özür dilerim, Opie.
ls there an Opie convention in town?
Belli bir şova mı gidiyorsunuz?
Opie, don't disappoint me, man. I got money on you.
Sakın beni hayal kırıklığına uğratma dostum.
Whatever you say, Opie.
Ne diyorsan öyle olsun beyaz adam.
Is Opie getting angry?
Opie sinirleniyor mu?
What did I tell you about calling me Opie?
Beni Opie diye çağırman hakkında daha önce ne demiştim?
Opie, look out for that keg in the middle of the road!
Opie, yolun ortasındaki fıçıya dikkat et!
Look, I realize this is hard for you to get your head around, Opie... but you're failing to see the upside here.
Bak, bunu senin kafana sokmamın zor olduğunu anladım ama yanılıyorsun, gördüğünden daha fazlası var burada.
I'm a guest here. I'll be treated with respect, Sergeant Opie.
- Ben burada misafirim bana karşı saygılı olmanız gerekiyor, Memur Obi.
There were dead leaves everywhere. How do you make dog prints in dead leaves, Detective Opie?
- Yer dökülen yapraklarla... kaplı, orada köpek izini nasıl bulacaksınız Detektif Obi.
You know where you were three weeks ago, Sergeant Opie?
- Üç hafta önce ne yaptığını... -... hatırlıyor musun, Memur Obi.
- Who brought Opie?
- Bebekyüz'ü kim getirdi?
- Don't go anywhere, Opie.
- Buradan ayrılma, bebekyüz.
- Bye, Opie.
- Hoşçakal, bebekyüz.
Bye, Opie.
Hoşçakal, bebekyüz.
- Opie must die.
- Bebekyüz ölecek.
Opie must die.
Bebekyüz ölecek.
Opie.
Bebekyüz.
No 3 ways tonight, Opie.
Bu gece üçlü yok keko.
OPIE [ON TV] : Look, pa, ain't it slick?
Bak, baba, parlak değil mi?
Just relax, Opie. - Are you ready?
Sakin ol Opie Hazır mısın?
Yeah, no problem, Opie
Olur, sorun değil, Opie
Where's Opie?
- Opie nerede?
- You lose, Opie.
Kaybettin, 0pie.
Hey, nice shirt, Opie.
Hey güzel gömlek, Opie.
Maybe you and Opie should take this over to Star Search.
Belki sen ve Opie Bir Yıldız Aranıyor'a katılmalısınız.
I mean, obviously that is an Opie, that is not a Spinace.
Yani, belli ki bu bir Peynir, bir Ispanak değil.
Daddy lost his shot at happy, and it's all your fault, Opie.
Baban mutlu olma şansını kaybetti ve hepsi senin suçun Opie. *
Bette, we were wondering, um... how would Catherine Opie feel about us blowing up that print there to about 5 by 6 feet?
Bette, merak ediyorduk da, um... Catherine Opie bizim hakkımızda ne hisseder şu baskıyı 150 cmden 180'e büyütsek?
Hey, Opie man.
Hey, narkotik.
We got a Don Johnson, Elvis and Opie Taylor.
Bir Don Johnson, bir Elvis ve Opie Taylor.
Get out of the car, Opie.
Çık arabadan, Afyoncu.
This is your co-worker, Opie.
Bu senin yardımcı çalışanın, Opie.
Mr. Griffin, although I may not fully understand Opie's management style... he has proven himself a more competent employee than you.
Bay Griffin, Opie'nin yönetim tarzını pek anlamasam da... o daha çok çalışarak senden daha iyi işçi olduğunu kanıtladı.
There you are, Opie. Congratulations.
İşte burdasın, Opie.
It's time you started bringing home more money than Opie.
Eve Opie'den çok para getirmenin zamanı geldi.
Peg, Opie came home to Aunt Bee's pies.
Peg, Opie eve Bea teyzenin turtalarına geliyordu.