English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Optic

Optic translate Turkish

418 parallel translation
Fine avascular meningeal adhesions binding the optic nerve to the brain.
Meningeal yapışıklıklar, görme sinirini beyne sıkıştırmış.
I send optic telegrams.
Optik telgraf kullanıyorum.
The optic nerves have gone. The glare of the meteorites last night.
Dün geceki meteor ışıkları görme sinirlerini öldürdü.
We could follow the optic nerve to the corner of the eye.
Göz kenarına optik siniri izleyerek ulaşabiliriz.
Along the optic nerve to the eye.
Göze ulaşan optik sinirle.
You see, in the accident, you suffered a severe blow to the temple, and it affected the optic nerve.
Kazada, şakağınıza aldığınız darbeden dolayı çektiğiniz acı optik sinirlerinizi etkilemiş.
Do you know what one million candlelight per square inch can do to your optic nerves?
Bunun senin optik sinirlerine ne yapabileceğini biliyor musun?
From birth, damaged optic nerves.
Optik sinirlerde doğuştan hasar.
The Robbiani Dermal Optic is crucial.
Robbiani dermal-optik testi çok önemli.
There should be no change in your dermal optic reactions to the colour wavelengths.
Renk dalga boylarına dermal-optik tepkilerinizde bir değişiklik olmamalı.
( Ironhide ) Can't see! The flash shorted my optic sensors!
Flaş optik sensörlerimi kamaştırıyor.
- Stick it in your optic sensor, garbage can! - Okay, guys!
Birlikteliğiniz kısa sürecek.
The pineal gland is oversized and extending through the optic thalami
Beyin epifizi göz sinir ucundan geçerek büyümüş ve genişlemiş.
I remember the dust was so thick off Beta 4, you had to use windshield wipers on your optic sensors.
Beta 4'teki tozun çok yoğun olduğunu hatırlıyorum hatta optic sensörlerin için rüzgar panelleri kullanmak zorunda kalırdın.
You can divert the ray through optic fiber... use a mirror to deflect it but about the easiest thing to do is just, uh... avoid it.
Optik fiber yardımıyla ışının yönünü değiştirebilir yanıItmak için ayna kullanabilirsiniz ama bunun en kolay yolu ondan kaçınmaktır.
Optic nerve interface.
Optik sinir ara yüzü.
Pathway to optic nerve is as follows :
Optik sinirler için yol şöyle :
Superior gluteal vein to iliac vein to inferior vena cava passed right atrium to superior vena cava to right jugular vein to optic chiasma.
Üst kalça damarından ince bağırsak damarına... kalbin sağ kulakçığından geçen alt damara... oradan üst damara ve sağ şahdamarından beynin optik merkezine.
Deploying optic remote.
Optik kumandayı çalıştırıyorum.
Optic sensor armed and ready.
Optik algılayıcı hazır.
Firing optic sensor.
Optik algılayıcıyı fırlatıyorum.
He's patched into the optic nerve and eardrum.
Görme ve işitme sinirlerine bağlandı.
I can attempt to regenerate your optic nerve and, with the aid of the replicator, fashion normal eyes.
Senin optik sinirini yenilemeye çalışabilirim, ve, Çoğaltıcı'nın da yardımıyla, normal gözlerin olabilir.
Created by a subatomic agitation of carbon quarks tuned to the mesons of my optic and optic neurons?
Görsel neronlarımın mezonlarına ayarlanmış karbon taneciklerinin atomaltı salınımıyla mı oluştu?
Insert probe one into optic nerve, two and three into hemispherical memory regions.
Birinci uç optik siniri içine,... iki ve üç hafıza bölgesi yarımküresinin içine.
You're watching the Fiber Optic Information Network.
Fiber Optik Bilgi Ağı'nı izliyorsunuz.
That flash overloaded your optic nerves.
Parlama, görme sinirini aşırı yüklemiş.
The pupillary light reflexes are still intact,... and, as yet, there's no optic atrophy.
Çocuksal ışık yansımaları hala bozulmamış,..... ama henüz optik atropi yok.
Billions of optic and auditory nerves four lobes and two hemispheres.
Milyarlarca görsel ve işitsel sinir dört lob ve iki yarı küre.
A micro-optic drill through the ceiling.
Tavandan mikro optik matkapla.
No, Cyclops, using your optic-blast would detonate the warheads.
Hayır, Cyclops, optik ışınların, savaş başlıklarını patlatır.
Your optic receptacles have never seen the peaks of Aardsnaap, the Crater of Culdroth, the Mergziod Labyrinth.
Optik duyargaların Aardsnaap dağlarını, Culdroth volkanını, Mergziod Labirenti'ni hiç görmedi.
I mean, using electrodes to connect this gizmo directly to your brain's optic center?
Beyninin optik merkezine bu zamazingoyu bağlamak için elektrotları kullanmak?
The material we found in Alan's lab is a type of fiber optic.
Alan'ın laboratuarlarında bulduğumuz materyal bir çeşit fiber optikmiş.
Mutant power, optic energy beams.
Mutant gücü : Gözlerinden çıkan ışınlar.
On the last step of the staircase a single eye was found intact, complete with the optic nerve.
Merdivenin son basamağında bir adet göz bulundu. Sinirleri ile beraber bırakılmıştı.
The DNA in his optic nerves is regenerating.
Optik sinirlerindeki DNA yeniden oluşuyor.
There was Linus, the older son, who graduated from Yale at 19 and took his mother and the company for a ride on the fibre-optic highway and turned a $ 100 million family business into some serious money.
Bir de büyük oğlan Linus vardı, 19 yaşında Yale'den mezun oldu ve annesi ile şirketin fiberoptiğe yatırım yapmasını sağlayarak 100 milyonluk aile şirketinin değerini büyük ölçüde artırdı.
Your optic discs are perfectly normal.
Optik diskleriniz son derece normal.
Unfortunately, without my medical equipment to analyze your optic nerves, there's no way to tell.
Maalesef, tıbbi ekipmanlarım olmadan, bu olayı inceleyip, bir şeyler söylemem çok zor.
For a limited time, we're offering a free upgrade on a totally automated... fiber-optic control system.
Kısıtlı bir süreliğine, tamamı otomatik olan fiber-optik kontrol sistemini bedava sunuyoruz.
And if we notice down here, behind the optic chiasm several glands.... Very curious.
Ve bakın, aşağıda, optik sinirlerin arkasında... bir çok salgı bezi... çok ilginç.
Give me fiber-optic laryngoscope.
Fiber-optik laringoskop verin.
The fiber optic relay was out of sync.
Fiber optik röle senkronize olmadı.
- Huh? I have a special job for you, my optic friend.
Senin için özel bir görevim var.
We have to work with the optic on this thing.
Kendi gözümüzle çalışacağız.
Then I want you to come back for a neural scan to determine what's left of the optic nerve bundle.
Daha sonra optik sinirinin ne kadar hasar gördüğünü tespit edebilmek için sana nöral bir taramadan geçirmek isterim.
I fabricated this artificial organ to replace her eyepiece, but I've had to retain some of the Borg circuitry along the optic nerve.
Yapay bir göz imal ettim ama optik sinirler üzerinde ki bazı Borg çevrimlerini kaybetmemem gerekiyor.
No sign of growth, no white cells, no optic nerves.
Beyaz hücreleri, optik sinirleri yoktu.
Very pleasing to my optic sensors.
- Evet, öyle.
AND IT'S PERFECTLY CENTERED BEHIND THE OPTIC NERVES.
O, naziktir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]