Ordinates translate Turkish
108 parallel translation
I had to fly without co-ordinates.
Koordinatlar olmadan uçmak zorundaydım.
We're coming up on the co-ordinates - of the last position of the shuttlecraft. - Thank you, Lieutenant.
Uzay mekiğinin belirlenen en son konumunun koordinatlarına yaklaşıyoruz.
Lock on to his co-ordinates.
Koordinatlarına kilitlenin.
Aim at the co-ordinates of the energy field located down here.
Buradaki enerji alanının koordinatlarını hedefle.
REPEAT CO-ORDINATES.
KOORDİNATLARI TEKRAR EDİN.
Calculations. co-ordinates!
Hesaplamalar, koordinatlar!
Tell your co-ordinates to Decont, and she will transport you to your point of departure.
Koordinatlarınızı Decon'a rapor edin, ve o sizi kalkış noktanıza transfer edebilir.
Adjust co-ordinates to intercept... whatever this is.
Koordinatlarımızı bu... her ne şeyse, onunla kesişecek şekilde ayarlayın.
Set co-ordinates for 62 West Wallaby Street.
Koordinatları 62 West Wallaby Caddesi'ne ayarla.
- Return to pre-arranged co-ordinates.
- Önceden belirlenen mevkiiye dönün.
Direct us to the co-ordinates.
Bizi koordinatlara yönlendirmen lazım.
You and your first officer are to beam down to my co-ordinates.
Bu sırada ikinci subayınızla birlikte koordinatlarıma ışınlanacaksınız.
Our co-ordinates are 000.2.
Koordinatlarımız 000,2.
- Then give me his co-ordinates.
- Koordinatlarını verin o zaman.
Give me the co-ordinates.
Koordinatları ver.
Co-ordinates set.
Koordinatlar ayarlandı.
Scanners are reading major subspace disruption at their last co-ordinates.
Tarayıcılar son koordinatlarında büyük alt uzay bozunumu tespit ediyorlar.
Can you get a fix on our co-ordinates?
Koordinatlarımızı tayin edebilir misin?
Scanners are picking up an object near their last co-ordinates.
Son koordinatlarına yakın yerde bir nesne belirledik.
We've met the space station at the co-ordinates of the wormhole.
Solucan deliğinin koordinatlarında istasyon ile buluştuk.
Computer, access primitive power grid and affect electro-transport to co-ordinates outside Creed's Virginia headquarters.
Bilgisayar, Creed'in Virginia'daki merkezine gitmemiz için koordinatları gir ve güç ver.
The co-ordinates were on stone tablets back on Earth.
Dünyada taş tabletlerdeydiler.
Display co-ordinates.
Koordinatlarını görüntüle.
We pre-set the co-ordinates as I divert power from the Eye to here.
Ben Göz'ün içindeki enerjiyi buraya, zaman motoruna,... yönlendirdiğim anda, koordinatları sıfırlayacağız.
Bring the aiming co-ordinates for Cuba and Mexico online.
Küba ve Meksika'nın hedef koordinatlarını ver.
Our co-ordinates here are 9 58'north 85....
Koordinatlarımız... 9 derece 58 dakika Kuzey, 85 derece...
- He set the co-ordinates for Chulak.
- Chulak'ın koordinatlarını girmiş.
Well, wherever you were going, we can recalibrate the co - ordinates from here.
Hernereye gidiyorsanız, koordinatları buradan ayarlayabiliriz.
- Yes, I have the co - ordinates right here.
- Evet, koordinatları burada.
The co - ordinates.
Koordinatlar.
I mean, even if the seventh symbol looked different... the co - ordinates of the two gates would still be exactly the same.
Demek istediğim, 7. sembol farklı bile görünse... iki geçidin koordinatları kesinlikle aynı olacaktır.
Order McMurdo station to begin a search of those co - ordinates NOW.
McMurdo istasyonuna o koordinatlarda HEMEN araştırma yapması emri ver.
I'll give you a set of co - ordinates to a base.
Sana bir üssün koordinatlarını vereceğim.
Programming targeting co-ordinates.
Hedef koordinatları programlıyorum.
That's co-ordinates.
Bunlar koordinat.
But the people from my ship just sent the co-ordinates.
Ama gemimdeki kişiler bana koordinatlarını gönderdi.
Co-ordinates one twenty one by two six eight.
Koordinatlar bir yirmi bir den iki altı sekiz.
We're locking onto your co-ordinates.
Koordinatlarınızın üzerine kilitleniyoruz.
Computer, set co-ordinates for the closest spaceport... that can handle a class C vessel.
Bilgisayar, C sınıfı bir gemiyi kaldırabilecek büyüklükteki en yakın uzay limanının koordinatlarını ver.
Request incoming docking co-ordinates.
Kenetlenme için istekte bulunuyorum.
Set co-ordinates.
Koordinatları verin.
We've reached the designated co-ordinates.
Belirlenen koordinatlara vardık.
I think that we have found very specific co-ordinates on Antarctica that are, that have a striking circular object beneath the ice about fourteen hundred metres, about a mile down which can be seen by satellites.
Sanırım, Antarktika'nın olduğu yerde, uydudan da görülebilecek şekilde, buzulun yaklaşık... 1400 metre altında dikkat çekici bir... dairevi nesnenin çok kesin koordinatlarını bulduk.
He gave him the wrong co-ordinates.
Ona yanlış koordinatlar vermiş. Yeter!
We must send the co-ordinates of the new homeworld, to those who will attend.
Yeni ana dünyanın koordinatlarını gelmek isteyenlere göndermeliyiz.
Engaging sublight engines, proceeding to co-ordinates.
Işıkaltı motorlar çalışıyor. Koordinatlara ilerliyoruz.
NEGATIVE, I DO NOT HAVE THAT ORDINATES FOR YOU.
Negatif, elimde sizin için koordinat bilgisi bulunmuyor.
NO ORDINATES, AIR SCOUT'S ON BREAK.
Koordinat yok, hava saldırısı beklemede.
We sent official letters to give them our co-ordinates.
Onlara, koordinatlarımızı bildiren resmi mektuplar yolladık.
It has to be near the co-ordinates where we found the second Stargate.
2. geçidi bulduğumuz yere yakın bir koordinatta olmalı.
Transmit co-ordinates.
- Koordinatları gönder.