English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Orm

Orm translate Turkish

77 parallel translation
Orm, my boy, see what's holding up the ale.
Orm, oğlum, neden bira getirmiyorlar, bak bakalım.
- No, thank you, Orm.
- Hayır, teşekkürler, Orm.
- Orm, don't go any further.
- Orm, daha uzağa gitme.
Orm, come back.
Orm, geri dön.
Don't touch him, Orm.
Dokunma ona, Orm.
Orm, my son, see if those thirsty rats have left a drop of ale.
Orm, oğlum, git de şu aç fareler hiç bira bırakmış mı bir bak.
Remember when Orm and I were boys?
Orm ve ben çocukken, hatırlıyor musun?
- Orm?
- Orm?
- I'm frightened, Orm.
- Korkuyorum, Orm.
It's all right, Orm, at least we're still alive.
Önemli değil Orm, en azından hala hayattayız.
No, Orm!
Hayır, Orm!
Orm!
Orm!
Orm, see that all lines are secure.
Orm, bak bakalım, her tarafı bağlı mı?
- I don't look at you. - You just imitated my f orm.
- Taklidimi yaptın.
Not no A-K orM-60.
Ne bir A-K ne de bir M-60.
My son said to me that I look old and that I should get married again.
Oğlum un bana söylediğine göre, y aşlı görünüy orm uşum v e evlenmem gerekiy orm uş.
Lord Orm.
Affedin beni Lord Orm. General Brak, danışmanlığınızı düşüneceğim.
\ nThis insult must be avenged Orm...
Ancak bu süre zarfında bu hareketin öcü alınmalı.
Did you hear?
Orm duydun mu?
Orm!
ORM!
Orm! What treason is this?
ORM!
Orm, they said my husband has returned.
Orm! Kocam döndü dediler.
Where is Orm?
Orm ne-re-de.
Then Orm must have, using the plutonium from the submarine.
O zaman denizaltıdaki plütonyumu kullanarak Orm çalıştırmış olmalı.
Everything will be destroyed.
Her şey yok olur. Orm'u durdurmalıyız.
Orm, stop!
Orm! Dur!
We never believed in Orm's plan, but your brother forced us.
Orm'un planına asla inanmadık ancak kardeşiniz bizi zorladı.
This is Orm.
Bu Orm.
Orm, we just won an award.
Orm, az önce bir ödül kazandık.
Orm is going to open a coffee shop.
Orm bir kafe açacak.
Are you with Orm now?
Şu an Orm ile misin?
Orm, do you know Dan before?
Orm, Dan'i daha önce tanıyor muydun?
What's Orm got to do with the old lady.
Orm'un yaşlı bayanla ne alakası var?
He turned it off since I said... I wanted to talk to Orm.
Orm ile konuşmak istediğimi söyleyince....... telefonu suratıma kapattı.
Orm will open her coffee shop tomorrow.
Orm yarın kafeyi açacak.
If it was really Orm.
Resimdeki gerçekten Orm ise şayet.
Orm must have the answer.
Orm'da bir cevabı olmalı.
I wish the lady in the picture only happened to look like Orm.
İnşallah, resimdeki kız sadece Orm'a benziyor olsun.
I don't want Orm to wait.
Orm'u bekletmek istemiyorum.
We have to go to Orm's shop together.
Orm'un lokantasına birlikte gitmek zorundayız.
Go to Orm's place some other time then.
Orm'un işyerine başka bir zaman gidersin.
What have you got to say to Orm.
Orm'a söylemek zorunda olduğun şey ne?
What's with you and Orm.
Orm ile aranızda ne var?
What if something happens to Orm like the old lady said.
Peki ya, yaşlı bayanın dediği gibi Orm'un başına bir şey gelirse?
Beam, are you at Orm's place?
Beam, Orm'un yerinde misin?
Where's Orm?
Orm nerede?
Orm.
Orm.
Orm Embar!
Aum-Embar!
\ NLord Orm.
Affınıza sığınarak, Lord Orm bu emri verecek konumda değilsiniz.
Orm!
OOOORRMMM!
Orm must be stopped. And he will be.
Zaten durduracağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]