Ort translate Turkish
788 parallel translation
ort Steel Harbor.
Steel Harbor Limanı.
You say something nice to her for me, Par...
Benim için ona iyi bir şeyler söyle Ort...
Cover them with canvas!
Üzerlerini brandayla ört!
Cover them!
Ört üstlerini!
Cover this.
Şunu ört.
Get him undressed and under the covers.
Elbiselerini çıkartıp üzerini ört.
Four to... go.
Dört... üzerimi ört.
Better use this.
İyisi mi bunu ört üstüne.
- I've been up for hours.
- ört saattir uyanığım.
Chinkapin, cover the light.
Sen ışığı ört.
Here. Take off your coat and put this on.
Al şu ceketi, üzerine ört.
Lie down and cover yourself up.
Yanıma uzanıp üzerini ört.
Draw your cloak around you.
Pelerinini ört. Çok nem var.
First you cover up a murder for her, and then you kill her.
Önce işlediği cinayeti ört bas ediyorsun sonra da onu öldürüyorsun.
If you're hiding from someone, you better cover up that bandage.
Eğer birinden saklanıyorsan, bandajı ört. Senin burada ne işin var? Seni takip ettim.
Put this around you.
Bunu üzerine ört.
Cover him up with something.
Şunun üstüne bir şey ört.
- Cover me, Nicko.
- Ört beni, Nico.
Put your fur over him
Montunla üstünü ört!
Keep'em covered.
Üstlerini ört.
Better wrap some more blankets around him.
En iyisi onun üzerine daha fazla battaniye ört.
Throw that cloth over me.
Kumaşı başıma ört.
- Look, Mirellina is at the window.
- Üstünü ört.
Cover yourself up good.
Üzerini güzel ört.
- Cover yourself.
- Ört üstünü.
- Cover yourself!
- Ört üstünü!
Let's keep this thing tucked around you so you'll look properly feeble.
Bunu üzerine ört, böylece güçsüz görünürsün.
Here, cover yourself.
Al, üstünü ört.
Cover yourself.
Üstünü ört.
Cover up, cover up.
Üstünü ört. 00 : 09 : 10,100 - - 00 : 09 : 12,000 00 : 09 : 06,912 - - 00 : 09 : 09,946 İşte size sadık bir yeğen.
I didn't hear a thing.
Yağmurluğunu alıp üstünü ört.
Cover yourself up!
Yüzünü neden açtın? Ört kendini!
If Gig didn't cover for us, we would've been in trouble.
Gig durumu ört bas etmeseydi başımız belaya girecekti.
Close the windows.
Pencereleri ört.
Don't take off the slip. Cover yourself with the stole and then pull it off.
Kombinezonunu çıkar, kürkü ört, sonra altından çıkar.
Just cover him up.
Sadece üstünü ört.
Cover him.
Üstünü ört.
Here, get underneath this.
Al, şunu üstüne ört.
Cover the back.
Arkasını ört.
An assistant, Furuya, jumped from a seventh-story window, but they covered it up.
Asistan Furuya, 7. kat penceresinden atlamıştı, ama bunu ört-pas ettiler.
The fact Iwabuchi sent me to clean up after Shirai proves he's begun to really trust me.
Aslında Iwabuchi, Shirai'yi işini ört-pas etmek için beni gönderdi, bu bena güvenmeye başladığını kanıtlıyor.
Don't smother me with it, put it over my knees!
Boğma beni, dizlerimin üstüne ört!
Put a canvas over it, Chen.
Üzerine branda ört Chen.
Cover up.
Üzerini ört.
Just cover up and keep warm.
Üstünü iyice ört, kendini sıcak tut.
These shoulders, these breasts, this is a challenge, my dear!
- Ört o göğüsleri tatlım.
And shut the window!
Pencereyi de ört.
Cover yourself well.
Ört üstünü.
Just get some leaves here and cover the bare spots where the bushes been removed.
Biraz yaprak getirip çalıları kestiğin yerlerin üstünü ört.
Cover him with some rocks and let's go.
Üstünü taşlarla ört de gidelim artık.
It must be kept covered up.
Durum ört bas edilmeli.