English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Oslo

Oslo translate Turkish

390 parallel translation
It's about a girl who'd just come to Paris from her home in Oslo.
Oslo'dan Paris'e yeni gelmiş bir kızın hikayesi.
You know the leader of the underground movement in Paris, in Prague in Brussels, in Amsterdam, in Oslo, in Belgrade, in Athens...
Paris, Prag, Brüksel, Amsterdam, Oslo, Belgrat ve Atina'daki gizli faaliyetlerinin liderini biliyorsunuz...
I report every day to Oslo that there is fog here or snow that the barometer is falling.
Her gün Oslo'ya bir raporla burada sis ya da kar olduğunu barometrenin düştüğünü bildiririm.
I'm going to Oslo on the 20th.
Ayın 20'sinde Oslo'ya gidiyorum.
- So, are you going to Oslo together?
- Oslo'ya birlikte mi gideceksiniz?
- Are we going to Oslo?
- Oslo'ya mı gidiyoruz?
But I suggest we still go to Oslo...
Fakat Oslo'ya gitmek konusundaki önerim hala geçerli.
In Oslo, she once laid down in a full bathtub.
Oslo'da bir keresinde dolu bir küvete yatmıştı.
I lived in Oslo, Norway.
Oslo, Norveç'te yaşadım.
From Oslo to Caracas, from Liverpool to Singapore, Captain Haddock has taken down harder men than you, my little lambs!
Osco'dan Caracas'a kadar, Kaptan Haddock sizden daha salaklarını yola getirdi!
A 12 year old child, that your mama and daddy had to send away from Oslo, before the underground taught you what it is to report your own people to the Gestapo.
On iki yaşındaki o çocuğu annen ve baban Oslo'dan uzaklaştırmak zorunda kaldı. Yeraltı örgütünün, kendi halkını Gestapoya ispiyonlayanlara ne yapacağını biliyorlardı.
He took you in. When your own parents had to sneak you out of Oslo. So the underground wouldn't catch you for turning in your own cousin.
Annen baban öz kuzenini ihbar ettiğinde, gizli örgüt seni yakalamasın diye, Oslo'dan kaçırmışlar Lars da işe almıştı.
My name is Dr Rolf Pedersen, University of Oslo.
Adım doktor Rolf Pedersen. Oslo Üniversitesi.
I think he was from Oslo and he had a theory about motion sickness, something to do with the relationship between your vision and the weight of your shoes.
Sanırım kendisi Oslo'dan ve hareket hastalığı hakkında bir teorisi var. Görüşünle, ayakkabılarının ağırlığı arasındaki ilişkisi hakkında.
A ship's captain from Oslo or your Chinese nurse with a wooden toe or Mrs Ponskiwonski's paper ox.
Oslo'dan bir gemi kaptanı, tahtadan parmağı olan Çinli bir hemşire ya da bayan Ponskiwonski'nin öküz kağıdı.
At this very moment, other competitors leave from Oslo Minsk, London, Athens Lisbon and Hamburg, 273 competitors in all.
Şu anda tam olarak 273 yarışmacı, Oslo'dan Minsk'den, Londra'dan, Atina'dan Lisbon'dan ve Hamburg'dan yarışa geliyorlar.
At the time, if there was doubt, Amundsen, in an interview in Oslo... very generously dispelled the doubt.
Zamanında, Amundsen Oslo'daki bir röportajda açık yüreklilikle şüpheleri gidermişti.
I flew down to Oslo and got a short interview with Dr. Amundsen.
Oslo'ya uçup Dr. Amundsen'le kısa bir röportaj yaptım.
On'Archaeology Today'tonight I have with me Professor Lucien Kastner of Oslo University.
Bu akşam Arkeolojide Bugün'de konuklarımız, Oslo Üniversitesi'nden Profesör Lucien Kastner.
I came all the way from Oslo to do this program!
Bu program için ta Oslo'dan geldim.
The entrance of the German column in Oslo it was led by a band.
Alman birlikleri başkent Oslo'ya törenle girdiler.
Nobody wanted that Oslo it passed for the same that Warsaw.
Hiç kimse, Oslo'nun Varşova ile aynı akıbeti paylaşmasını istemiyordu.
We wish to thank the men, women and children of Oslo and Asgardstrand who appear in this film.
Bu filmde oynayan Oslo ve Asgardstrand çocuklarına, kadınlarına ve erkeklerine teşekkür etmek istiyoruz.
We wish to thank the staff at the Munch Museum in Oslo without whose help this film could not have been made.
Oslo'daki Munch Müzesi çalışanlarına teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz. Onların yardımı olmadan bu film asla yapılamazdı.
In Oslo, I became seriously ill.
Oslo'da çok hastalandım.
- When will you be in Oslo?
- Ne zaman Oslo'da olursun?
- Are you in Oslo already?
- Oslo'ya vardın mı?
- In Oslo?
- Oslo mu?
Yes, I've just landed in Oslo.
Evet, daha yeni Oslo'ya indim.
Five years later, we run into him in Oslo.
Beş yıl sonra ona Oslo'da rastladık.
The British will start telling us that in Oslo and Copenhagen the language will be English, my favorite project!
İngilizler bize Oslo ve Copenhagen'da... İngilizce konuşulacağını söyleyecekler, en sevdiğim projem!
From the North Sea, we can now strike New York, Moscow and Oslo.
Kuzey denizinden New York, Moskova ve Oslo'yu vurabiliriz.
She wrote two small books, came down with tuberculosis, broke off the engagement and moved from Oslo to a small town in the south of Norway where she began to work as a journalist.
İki küçük kitap yazmış. Tüberküloz'a yakalanınca, nişanlısından ayrılmış ve... Oslo'dan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveç'in kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış
Labor government in Oslo falls!
Oslo'da işçi hükümeti düştü!
I'm supposed to be skating in Oslo!
Oslo'da kayıyor olmalıydım!
- Is everyone like you in Oslo?
- Oslo'daki herkes senin gibi midir?
C'était... Oslo l'annee dernière.
Ve son olarak Oslo.
Take the evening plane to Oslo, book into the Sheraton - and meet Wallenberg in the morning.
Öğlen ki Oslo uçağına binin, Sheraton'da oda ayırtın... ve sabah Wallenberg'le buluşun.
Helen got it for me in Oslo.
Helen Oslo'dan getirdi.
He heads a child-development clinic outside of Oslo.
Oslo dışında bir çocuk gelişimi kliniğinin müdürü.
- We got him. It's a payphone.
Oslo'da bir telefon kulübesinde.
Oslo...
Oslo...
Kristiania has been renamed Oslo.
Kristiania'nın ismi Oslo olarak değiştirildi.
No doubt everyone flocked around the Nobel Prize winnerin Oslo, while I was left here to play the little country girl.
Elbette ben burada köylü kızını oynamak için bırakıldığımda Oslo'daki Nobel Ödülü'nü kazanının etrafında kimler kimler vardı.
- How will I get to Oslo?
- Oslo'ya nasıl gideceğim?
He rented a room at the inn in Oslo and stayed away for a whole year.
Kendine Oslo'da bir ev kiraladı ve bir yıl boyunca evden uzakta kaldı.
"With thanks from Oslo Postal Department."
"Oslo Posta Departmanından Teşekkürlerle"
I say, "What? Erik Vik, Oslo?"
Ben : "Ne?" "Ben de Oslo'dan Erik Vik."
Back to Oslo's underworld?
Oslo'nun arka sokaklarına geri dönüyorsun, ha?
In Oslo.
- Norveç'teki mi?
- To Oslo.
- Oslo'ya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]