Osvaldo translate Turkish
117 parallel translation
Luigi, Francesco, Osvaldo, let's go.
Luigi, Francesco, Osvaldo, haydi gidelim.
- Poor Osvaldo, you're out of luck today.
Zavallı! Bu gün açıktasın galiba.
- Osvaldo, greet the "professor".
- Osvaldo "profesörü" selamla.
Osvaldo!
Osvaldo!
- Osvaldo!
- Osvaldo!
- No, Osvaldo.
- Hayır Osvaldo.
- Yes, Osvaldo.
- Evet Osvaldo.
Osvaldo, come a bit closer.
Osvaldo biraz daha yaklaş.
Yes, yes, it's OK, Osvaldo.
Evet, evet sorun değil Osvaldo.
I wasn't sleepy and I thought "I'm going to wake up Osvaldo".
Uykum yoktu ben de Osvaldo'yu uyandırayım dedim.
Is Osvaldo there?
Osvaldo orada mı?
- Osvaldo, I want to talk with you.
- Osvaldo seninle konuşmak istiyorum.
- What's happening, Osvaldo?
- Neler oluyor Osvaldo?
- Osvaldo, it's important!
- Osvaldo bu, önemli.
Hey, Osvaldo, come here a moment.
Osvaldo, bir dakika gelsene.
After the rain it pours. Osvaldo!
Aksilikler üst üste geliyor Osvaldo!
I don't want to go to a hotel, Osvaldo.
Otele gitmek istemiyorum Osvaldo.
Dear Osvaldo, Don Schiavon is right.
Sevgili Osvaldo, Don Schiavon haklı.
A telegram, Osvaldo!
Telgraf Osvaldo!
You hired Osvaldo to help you, not me.
Osvaldo'yu sana yardım etsin diye tuttun, bana değil.
Let them come in, Osvaldo.
İçeri girmelerine izin ver, Osvaldo.
It was Osvaldo!
Osvaldo yaptı!
Osvaldo.
Osvaldo.
4 o'clock in the morning... and still no sight of Osvaldo.
Saat sabahın 4'ü ve hala Osvaldo'dan bir iz yok.
Osvaldo, who hated everybody.
Osvaldo, herkesten nefret ederdi.
Tell her, Massimo, that Osvaldo already left.
Söylesene, Massimo, O nasıl yapmış olabilir?
Run, Osvaldo, they're arresting Norma's son!
Koş, Osvaldo, Norma'nın oğlunu tututkluyolar!
Osvaldo, will they let us go?
Osvaldo, bizi bırakacaklar mı?
Bye, Osvaldo.
- Hoşça kal Osvaldo.
- Osvaldo.
- Osvaldo.
- Without saying "Osvaldo"!
- "Osvaldo" demeden!
- Don't say Osvaldo.
- Osvaldo deme.
Osvaldo is missing 10,000 pesetas.
Osvaldo 10,000 peseta arıyordu.
Hasta mañana, Osvaldo.
Hasta mañana, Osvaldo.
If Osvaldo even thought I'd run off to meet a Sevillian, a pure-blooded gypsy, he'd die.
Osvaldo'nun aklına, bir Sevilyalı ile, safkan bir çingene ile buluşmak için kaçtığım gelse kesin ölürdü.
Osvaldo doesn't like rum.
Osvaldo romdan hoşlanmaz.
Because it's the only place Osvaldo won't look for or find me.
Çünkü Osvaldo'nun beni arayıp da bulamayacağı tek yer burası.
Osvaldo is my husband.
Osvaldo benim kocam.
I get together with Osvaldo.
Osvaldo ile birlikte oluyorum.
After Norton, I can't remarry, much less to anyone like Osvaldo.
Norton'dan sonra, evlenemem, hele Osvaldo gibi biriyle asla.
Osvaldo too.
Osvaldo da öyle.
Osvaldo says that I deny the passage of time, that I live in a fantasy, and I tell him, " Yes.
Osvaldo, zamanın geçtiğini görmezden geldiğimi, ve bir hayal dünyasında yaşadığımı söylüyor, ben de ona "Doğru" diyorum.
Osvaldo, my husband, keeps saying, "That poor devil Norton" - my other husband - "was too penniless to get himself buried, and now he's dead."
Osvaldo, kocam, öteki kocama, "Şu zavallı şeytan Norton'un kendini gömdürmek için beş parası bile yoktu ve şimdi ölü" deyip duruyor.
Anyway, I'll only be rich when Osvaldo dies.
Her neyse, ben ancak Osvaldo öldüğünde zengin olacağım.
Leave Osvaldo and his miserable pennies? How?
Osvaldo'yu ve onun üç-beş kuruşunu terk etmek mi?
I don't want Osvaldo to see me drunk.
Osvaldo'nun beni sarhoş görmesini istemiyorum.
And what about you, Osvaldo?
Peki, ya sen Osvaldo?
Osvaldo, help me!
Osvaldo, yardım et!
- Osvaldo, leave him.
- Osvaldo, bırak onu. - Gördün mü?
Next is Osvaldo's stationery store.
Sıradaki, Osvado'nun kırtasiye dükkanı.
Osvaldo!
- Osvaldo!