Ounces translate Turkish
671 parallel translation
And if the second bag had the phony gold pieces it would weigh six pounds and two ounces because I took two pieces from the second bag.
Ve eğer, taklit altınlar ikinci kesedeyse toplam ağırlık üç kilo altmış gram olacaktır. Çünkü ikinci keseden iki altın aldım.
And if the third bag were the phony bag, it would weigh six pounds and three ounces and so on and so on and so on.
Taklit altınlar üçüncü kesedeyse ağırlık üç kilo doksan gram olacaktır. Ve böyle gider...
Yes, sir! Twenty-three ounces.
Evet, efendim!
Eight pounds, three and a half ounces.
Üç kilo 350 gram.
Must be hard work entertaining me if it requires six ounces of rum.
180 ml. rom içtiğine göre beni eğlendirmek zor olmalı.
- Six ounces?
- 180 ml. mi?
Two ounces to a drink. Three drinks, six ounces.
Her kadehte 60 ml.'den, 3 kadehte 180 ml.
How did you know there were two ounces in a drink?
Bir kadehte 60 ml. olduğunu ne biliyorsun?
I watched Ti-Joseph, and it was exactly two ounces.
Ti-Joseph'i izledim. Bir kadehe tam 60 ml. rom koyuyor.
The raw material was pitch blende from the mines of Bohemia tons of it from which they plan to extract all the known elements until only a few ounces remain.
Tonlarcasının içerisinden küçük miktarlar kalana kadar bilinen tüm elementleri çıkaracakları ham madde Bohemya'nın madenlerinden gelen Pitch-blende'di.
From this few ounces, radium their precious element was eventually to be isolated.
Bu küçük miktarlardan, değerli elementleri radyum'u sonunda ayrıştırılabilecekti.
Oh, uh, three pounds five ounces.
Bir kilo iki yüz elli gram.
You must give the weight... as 4 pounds 15 1 / 2 ounces.
Ağırlığı, 3 kilo 630 gram olarak söylemelisin.
I would say 4 pounds 15 1 / 2 ounces.
3 kilo 630 gram diyorum.
The real weight is three pounds and two ounces... and the other gentleman won it.
Gerçek ağırlık 1 kilo 180 gram diğer beyefendi kazandı.
Three pounds and eight ounces.
1 kilo 370 gram.
My first guess was three pounds and five ounces.
İlk tahminim 1 kilo 250 gramdı.
All we had, sir, was our little canoe, together with 200 ounces of gold dust.
Elimizde sadece küçük kanomuz ve 5,5 kilo altın tozumuz vardı.
It gives me everything I need in return for a few pounds of my body and a few ounces of my brain per week.
Her hafta biraz bedenimden, biraz beynimden vermem karşılığında istediğim her şeyi veriyor.
Two ounces of chloroform, please.
60 gram kloroform lütfen.
- About 20 ounces to the ton.
- Her tonda yarım kilo kadar.
Right now, it wouldn't be worth your while... but when the pile's grown to 300 ounces, think of such things you will.
Şu anda buna değmeyebilir... ama yığın 8 kilograma ulaşınca ne hale geleceğinizi düşün.
After we got a couple of hundred ounces... it'll be a nuisance carrying bags around our necks.
Birkaç kilo çıkardıktan sonra... çantaları boynumuzda taşımak sıkıntılı olacak.
Nine lbs, two ounces.
3 kilo 650 gram.
59 ounces, give or take a grain.
1670 gram, yaklaşık olarak.
- Fourteen pounds, 6 ounces.
- 6 kilo 300 gram.
Twenty ounces tincture of opium.
Yarım kilo afyon ispirtosu.
Fifty ounces of vitriol.
1,5 kilo sülfürik asit.
He's gained another three ounces.
Bebek 70 gram daha almış.
Only 5 ounces in 3 weeks.
Üç haftada sadece beş gram.
We talked about... It was pretty expensive... Give me ten ounces.
Ne kadar demiştik baya bir pahalıydı... 10 altın verirseniz benim için kâfidir.
- 31 ounces, and that's it.
- 31 ons, ve hepsi bu.
- 31 ounces.
- 31 ons.
Unusually heavy, though. 10 pounds, 8 ounces.
Alışılmadık biçimde kilolu yine de. 4 kilo 700 gram
8 pounds 5 ounces.
3 kilo 700 gram.
Four pounds of potatoes... six ounces tomato paste... Four pounds of potatoes, six ounces of tomato paste, six ounces of ground beef and a bottle of wine.
2 kilo patates... 200 gram salça... 2 kilo patates, 200 gram salça 200 gram sığır eti, bir şişe de şarap.
On your ankle you all have a rig... packed with 20 ounces of plastic explosive.
Bacağınızda bomba takılı yarım kiloluk plastik patlayıcı.
Twenty ounces.
Yarım kilo.
In our years of greatest need, when my mother sent off a petition to court, back came five gold ounces, sure as death.
O büyük sefalet yıllarında annem mahkemeye dilekçe gönderince anında beş altın göndermişlerdi.
On the wedding day, I'll give the bridegroom 200,000 gold ounces.
Düğün günü damada 200.000 altın ons vereceğim.
There was enough left over from the 200 gold ounces you sent me...
Bana gönderdiğin 200 altın onstan yeterince artmıştı.
Weight 7 pounds, 3 ounces. "
3 kilo, 300 gram. "
Six pounds, eight ounces, I believe.
6 pond, 8 onz, sanırım.
Roger Willoughby, five pounds, eight ounces.
Roger Willoughby, 5 pond, 8 onz.
That's a nice fish, Willoughby, but Major Phipps leads you by three ounces.
Güzel balık, Willoughby, ama binbaşı Phipps seni üç onz farkla geçti.
Roger Willoughby, four pounds, eight ounces.
Roger Willoughby, dört pond, sekiz onz.
Two ounces. I'm sorry, Major.
İki onz.Üzgünüm.Binbaşı.
Two ounces isn't much of a lead. I might make it up tomorrow.
İki onz yenmeye yetmez.Yarın onu geçerim.
2163 officers and men 541 pounds of rice issued at 4 ounces per man.
2163 subay ve asker 205 kg pirinç, adam başına 115 gram.
This entitles you to a basic ration per week of two ounces of butter, a half a pound of margarine, two ounces of tea, a quarter-pound of sugar, two eggs, a half a pint of milk when available,
Bu yiyecek karneniz. Bununla, 60gr tereyağı, 500gr margarin, 60gr çay, 250gr şeker... iki yumurta, varsa 250 ml süt,... 250gr et, iki somun ekmek... varsa 1kg patates... ve 60gr jambon'dan oluşan... haftalık temel istihkakınızı alabilirsiniz.
Nine ounces, lightweight.
Ancak 250g.