Outlet translate Turkish
693 parallel translation
Art, it seems, is Egbert's emotional outlet.
Görünüşe göre, Egbert duygularını sanat ile dışa vuruyor.
Maybe he tore it up as an emotional outlet.
Belki de duygularının dışa vurumundan yırtmıştır gazeteyi.
If we design something like this, have the outlet...
Böyle bir sey tasarlarsak, cïkïsï buradan...
Find some new emotional outlet.
Yeni duygusal çıkış noktaları bulun.
But he's the only outlet for my product.
Ama benim ürünümü sadece o alıyor.
We've searched every foot between here and the Rio Hondo outlet.
Buradan, Rio Hando çıkışına kadar her yeri aradık.
You need an outlet for your artistic temperament.
Sanatçı ruhunun uyandırılmasına ihtiyaç duyuyorsun.
Finding no outlet.
Çıkışı bulamadık.
It gives them a healthy outlet for their energies.
Bu makine onların enerjilerini sağlıklı bir biçimde boşaltmalarını sağlıyor.
Because they are surrounded by emotions. ... that cannot find their natural outlet through consciousness.
Çünkü bilinçliyken doğal çıkışlarını bulamayan duygular tarafından çevrelenmişlerdir.
Marvelous outlet for his aggressions. May I have the bayonet, please?
Saldırganlığı için mükemmel bir çıkış noktası.
- For the water outlet.
- Su boşaltma yolu.
You see, painting allows you a basic creative outlet... as well as an environment in which these sublimations will have free vent.
Gördüğünüz gibi, resim, aynı zamanda, yaratıcılığınız için bir çıkış noktası olurken diğer taraftan bilinçaltınızdakilerin serbestçe açığa çıkması için zemin oluşturuyor.
It was once an underground outlet for the volcanic lava.
Burası bir zamanlar yanardağ lavının yer altı çıkışıymış.
All we have to do is plug this into any electrical outlet in the house.
Yapmamız gereken tek şey evdeki bir prize bunu takmak.
There is no better emotional outlet than kicking a football.
Bir futbol topunu tekmelemekten daha iyi bir stres atma yöntemi yoktur.
Give him that and ask him to give us an outlet.
Bunu ona ver ve bize çıkış vermesini iste.
It will take six minutes to reach the outlet over his face.
Yüzünün üzerindeki çıkış deliğine varması tam olarak 6 dakika sürecek.
Aft, sir, at the outlet of the propeller shaft.
Kıçta efendim, pervane milinin çıkış yerinde.
A large sales outlet, and social theater at the same time.
Aynı zamanda hem büyük bir satış noktası hem sosyal bir etkinlik.
These duchies would provide An outlet to the sea Of the utmost value to hanover.
Böylece Hanover'in denize çıkışı olacaktı.
To the power. But I have no outlet. Okay, okay, go and get it, so you connect it.
- Elektiriği bağlayalım - hiç çıkış yok.
I have a brother in K.C., runs a freight outlet.
Kardeşim K.C.'de taşıma işi ile ilgileniyor.
You're very lucky, you have a great talent that affords you an outlet.
Çok şanlısınız, size nefes almayı sağlayan büyük bir yeteneğiniz var.
- ( Fraser ) Main outlet closed.
- Ana çıkış kapatıldı.
You are clever, Maya, but we must find a better outlet for your gifts.
Sen zekisin Maya, ama yeteneklerini kullanacak daha iyi bir yer bulmalıyız.
We've found the computer outlet, sir.
Bilgisayar girişini bulduk efendim.
The lake narrows where the outlet for the refinery was.
Rafinerinin çıkışında göl daralıyor.
There's an electrical outlet here.
Elektrik bağlantısı var burada.
And just because I needed some kind of creative or emotional outlet other than my child, that didn't make me unfit.
Çocuğumdan başka, yaratıcı veya duygusal çıkış yerine ihtiyacım olması uygun olmadığım anlamına gelmiyordu.
I'm hooking up this heavy-duty outlet here for our new air conditioner.
Bu şeyi, yeni klimamız haline getirmeye çalışıyorum.
This fact, as well as his aggression that had been turned into fear... toward his dominant mother found no true outlet... in his social surroundings... since any emotional outburst would have been considered... almost obscene.
Bu gerçek, saldırganlığı gibi, ki baskın annesine karşı... korkuya dönüşmüştü... Sosyal çevresinde..... gerçek bir çıkış noktası bulamadı Herhangi bir duygusal patlama tamamen şok edici olarak görülecek olduğundan.
The inexplicable fear and the fear of this fear... were practised in a closed social ritualistic pattern... in which the consumption of drugs and alcohol... is an acceptable, yes, even recommended outlet.
Anlatılamaz korku ve bu korkunun korkusu kapalı bir sosyal ayetsel örnekte uygulandığında uyuşturucu ve alkol kullanımı kabul edilebilir, evet, hatta önerilen bir çıkış yoludur.
Just show me the electrical outlet and I'll set the act up.
"Bana prizin yerini gösterirseniz, gösteriye başlarım."
Well, the MC says, "I don't understand, what do you need an outlet for?"
Ve sunucu da der ki, "Anlamıyorum. Prize ne gerek var?"
Oh, uh, the outlet's on the wall over there.
Duvardaki prizler şu tarafta.
You've got the distribution pipeline setup from China... and I've got the best distribution outlet there could be.
Sen Çin'deki dağıtım hattına ben de olabilecek en iyi pazara sahibim.
I care enough, in fact, to give my viewers a... A harmless outlet for their fantasies and their frustrations.
Yeterince umurumda olan insanların hüsranlarına ilişkin zararsız çıkışlar sağlamak.
Is there an empty outlet around here?
Burada boş bir priz var mı?
United Fruitcake Outlet.
ZIR DELİLER ŞİRKETİ
Have you ever wondered how sad it is that your son's only sexual outlet is tossing off to magazines in the bathroom?
Ne kadar üzücü olduğunu hiç merak ettin mi? Bu senin oğlunun tek seks kaynağı banyoda dergilere mastürbasyon yapıyor
Right to the oxygen outlet and the exhaust fans.
Oksijen çıkış noktası, pervanelere doğru.
The maintenance shaft or the exhaust outlet.
Bakım bacası ya da egzost çıkışı.
Oxygen being withdrawn by outlet fan.
Oksijen çıkış fanı tarafından çekiliyor.
The exhaust outlet is not an authoriyed exit!
Havalandırma tahliyesi, onaylanan çıkış yeri değil!
The maintenance shaft and the exhaust outlet.
Bakım bacası ve hava çıkışı.
Yes, but the whole exhaust outlet is mined from the outside.
Evet. Ama tüm havalandırma çıkışı,... çıkışa kadar patlayıcı döşeli.
I won't wear clothes bought at cheap outlet shop.
Ucuzcu mağazadan alırsan böyle olur.
Well, you need to find another outlet for your sexual energies.
Cinsel enerjini dışarı atacak başka bir kanal bulmalısın.
Besides, we passed a sewer outlet on the way here.
Ayrıca burada hiç yüzen görmedim.
Or perhaps a surly bartender and three boring drunks to each outlet?
- sarhoşu da ekleyecek misiniz acaba? - Bilmem, yeni bir iş mi arıyorsunuz?