Ovaries translate Turkish
261 parallel translation
One of her ovaries is inflamed.
Yumurtalıklarından biri kızarmış ve kabarmış.
It doesn't matter... the bad moods painful ovaries. It's not important...
Önemli değil... huysuzluklar acı veren yumurtlamalar.
I've had it! You've busted my ovaries!
Yeter, canımı sıktınız!
She's got an inflammation of the ovaries.
Yumurtalıklarında iltihap varmış.
She's got an inflammation of the ovaries.
Yumurtalıklarında iltihap varmış demek.
Mrs. Waldbaum's having her ovaries out.
Bayan Waldbaum yumurtalıklarını aldırıyormuş!
Let them take her ovaries out.
Karının yumurtalıkları alınacaksa alınsın.
Now what does Emily Post say about adultery with a philosophy professor in a Holiday Inn while his wife is in the hospital having her ovaries removed?
Emily Post bir adamın karısı hastanede rahmini aldırırken Holiday Inn'de bir felsefe profesörüyle zina yaşaması konusunda ne diyor?
She's lost her uterus and fallopian tubes. The surgeons saved her ovaries.
Rahmini ve yumurtalıklarını aldık.
My ovaries!
Yumurtalıklarım!
I had to remove one of Tracy's ovaries. It ruptured.
Tracy'nin bir yumurtalığını almak zorunda kaldım.
The hormone dissolved in the ovaries, you wouldn't have a clue how much I was taking.
Hormon, yumurtalıklarda dağılıyor, ne kadar aldığıma dair ipucun yok.
You cut me open, stuck your hands in, twisted my ovaries, so they look all dead.
Beni kestin, ölü görünmeleri için ellerini yumurtalıklarıma soktun.
Tonight I would like to dedicate this poem to my ovaries.
Bu akşam ki... şiirimi yumurtalarıma... ithaf etmek istiyorum.
These... are the ovaries.
Bunlar yumurtalıklar.
- Wanna know what they do to your ovaries? - Not particularly.
- Peki yumurtalıklarına ne yapıldığını duymak ister misiniz?
He got on my nerves, so I stole his ovaries.
O benim sinirlerimi almış, ben de onun yumurtalıklarını çalmıştım.
The signs in the uterus and the ovaries are unmistakable.
Rahim ve yumurtalıklardaki izlerin ne olduğu belli.
"So sorry Madam, no eggs in ovaries".
"Çok üzgünüm bayan ; ama yumurtalıklarınızda bir sorun var"
"No eggs in ovaries, Madam".
"Yumurtalıklarınızda sorun var, bayan"
- My kidneys... nerves, ovaries...
- Böbreklerim... sinirlerim, yumurtalıklarım...
They took my ovaries, Kevin.
Yumurtalıklarımı aldılar, Kevin.
They took my ovaries!
Onlar yumurtalıklarımı aldı!
We saw ovaries.
Biz ov aryum gördük.
I don't know very much about ovaries.
Ov aryumlar hakkında pek bilgim y ok.
I need to check your ovaries now.
Şimdi yumurtalıklarınızı kontrol etmem gerekiyor.
No uterus or ovaries.
Rahmi ya da yumurtalıkları yok.
No, it takes balls, big balls... not ovaries, to maintain four enemy fighters... and that's a fact, Jack.
Hayır, toplara sahip olur, büyük toplara... yumurtalıklara değil, dört düşman savaşçısını takip etmek... işte bu bir gerçektir, Jack.
I don't mind, a woman doesn't get her ovaries taken out every day.
Umursamıyorum, bir kadın yumurtalıklarını her gün aldırmıyor sonuçta.
He's kind of slow, and we were in such a heat making out... I was totally horny, when out comes... aunt Pelusa in a nightgown, her ovaries in a jar.
Biraz aklı kıttır, ama o kadar ateşli bir şekilde sevişiyorduk ki... ben de iyice çıldırmıştım, tam boşalacakken...
We saw the ovaries when we cut it.
Dişilik organları vardı ya.
I don't know very much about ovaries.
Dişilik organları hakkında fazla şey bilmiyorum.
- With ovaries. - Yeah.
- Yumurtalıkları olan biriyle mi?
CAN YOU SHOW ME WHERE THE OVARIES ARE LOCATED?
Yumurtalıkların nerede olduğunu gösterebilir misiniz?
OVARIES?
- Yumurtalıklar mı?
OVARIES.
- Yumurtalıklar.
This is a city where gay men are so out, they're in where women are so chronically single, ovaries may be the next vestigial organ.
Burası öyle bir şehir ki eşcinselliğin modası geçmesine rağmen burada moda. Bekar kadın sayısı o kadar fazla ki, yumurtalık organı önemini yitirdi.
He can fix your ovaries with a laser.
Yumurtalıkları lazerle düzeltebilir.
I make your ovaries incandescent ".
Senin yumurtalıklarını parlatırım ".
Maternity leave is a topic for those bearing ovaries. No.
Doğum izni, yumurtalıkları olanları ilgilendiren bir konu.
I'll be gentle with your ovaries.
Yumurtalıklarına daha nazik davranırım.
When they are, a sonigraphic probe will guide a needle through your vagina into your ovaries where an egg follicle will be retrieved.
Olgunlaştıklarında, yumurta folikülleri almak için sonografi aletiyle bir iğneyi vajinadan yumurtalıklarına ulaştıracaklar.
She's only just had her ovaries done.
Yumurtalıklarında yeni ameliyat oldu.
Left and right ovaries fallopian tubes, uterus, all out.
Sol ve sağ yumurtalıklar... dölyatağı borusu, dölyatağı, hepsi alındı.
The article will not be about me it will be about my ovaries.
Makale beni değil... yumurtalıklarımı anlatacak.
Take "semester" - A perfect example of the discriminatory preference of semen to ovaries.
Örneğin, semestr sözcüğü semenin yumurtalığa yeğlenmesine iyi bir örnek.
Your ovaries are shrinking!
Yumurtalıkların küçülüyor.
Your ovaries.
- YumurtaIıkIarın.
- Why, did I damage my ovaries?
- Neden? Yumurtalıklarım hasarlı mı?
Someone's wearing their ovaries on the outside.
Birisi yumurtalıklarını dışarıda taşıyor.
Ovaries went sour on her.
Yumurtalıkları kötüleşti.