English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Overcompensating

Overcompensating translate Turkish

99 parallel translation
He's overcompensating for feelings of inadequacy with an ostentatious display of hormonal activity.
O, yetersizlik konusunda aşırı tepkili duyguları olan, hormonal faaliyetlerin gösterişli bir teşhiri.
I've been studying about this. It seems like he's overcompensating.
Okulda bu konuyu çalışırdım, sanki açığını kapatmak ister gibi.
If I get you a big gift, it looks like I'm overcompensating and coming on too strong.
Eğer büyük bir hediye alırsam, aşırı tepki göstermiş ve agrasif gibiymişim olur.
- You're overcompensating.
- Ödünleme bu.
I might be overcompensating for the variance in the...
Uyuşmazlık için aşırı tepki gösteriyor...
I'm not overcompensating, you know.
Telafi etmek için bir şeyi abartmıyorum.
I mean, you're going on and on all week long : " Ooh! Oh, Doug, you're overcompensating!
Bütün hafta " Doug, telafi edeceğim diye abartıyorsun.
He's overcompensating for his maneuvers because he can't tell what's going on.
Manevralarına aşırı yükleniyor çünkü ne olup bittiğini anlayamıyor.
See, you've probably been overcompensating your whole life.
Hayatın boyunca pusulanı takip edememiş olman muhtemel.
Someone is clearly overcompensating.
Birileri bazı şeyleri açıkça abartıyor..
Got your gun, little tight T-shirt... and became a overcompensating tough guy.
Sonra silahını aldın, bir de dar tişört ve caka satmaya başladın.
Todd, you're overcompensating, you're gay, and you need to be OK with it.
Todd, sen gaysin ve bunu kabullenmen lazım, sense bunu telafi etmeye çalışıyosun.
Stop overcompensating.
Kendini aşağılama.
She's overcompensating.
Kendine aşırı yükleniyor.
Overcompensating?
Telafi ediyor?
They're overcompensating for guilt.
Suçluluktan birbirlerine iyi davranıyorlar.
When my patients ask me where I was, I'll tell them I was too busy attending this chat fest with you and Dr "What's he overcompensating for?" here.
Şimdi hastalarım öğleden sonra nerede olduğumu sorduklarında, onlara, seninle ve Doktor Ne İdüğü Belirsizle bu gülünç geyik-festivaline katıldığım için çok yoğun olduğumu söylerim.
Maybe all these years I've been pathologically chasing women because I've been overcompensating.
Belki de yıllardır hasta bir ruh gibi kadın peşinde koşarken aslında bu duygularımı bastırmaya çalışıyordum.
Is this how you get your kicks, you overcompensating pussy little fart sack?
Eğlence anlayışın bu mu seni aşırı yüklenmiş a.cık kılıklı osuruk torbası.
Because of the heels, it comes across that I'm... because I'm shorter, I'm overcompensating, like I've got some Napoleon complex, you know.
Topuklar yüzünden, öyle gözüküyor ki... Sanki ben daha kısayım. Telafi etmekte zorlanıyorum,
I think he's overcompensating.
Herhalde şeyinin küçüklüğünü bunlarla telafi ediyor.
Or I'm overcompensating.
Yakınlığımızı fazlasıyla gideriyorum.
Oh, she's just overcompensating, you know.
Sadece fazla karışıyor.
Maybe he's just overcompensating.
-... yalan söylüyor? - Belki zayıflığını örtbas etmeye çalışıyordur.
With surgeons, if the overcompensating, pumpedup, shaveddown doctor seems gay...
Zayıflığını örtbas etmeye çalışan, spordan kasları şişmiş tıraş olmuş, eşcinsel gibi görünen bir cerrahsa...
Overcompensating I guess.
Sanırım onu fazlasıyla telafi ediyor.
His metabolism is overcompensating, forcing his nervous system to shut down.
Metabolizması aşırı tepki gösteriyor sinir sistemini kapatmaya zorluyor.
Talk about overcompensating.
Tazminat ödeyecek misiniz?
So she and I went over to his office, and we stood there in front of that big, overcompensating desk of his, and we told him to make a choice.
Bu yüzden onunla birlikte ofisine gittik o kocaman masasının önünde durduk ve ondan bir seçim yapmasını istedik.
I mean, it has been suggested to me that all of my womanizing is just my way of overcompensating.
Demek istediğim, bana bu şekilde davranarak daha fazla kadınla düşüp kalkabileceğimi söylemişti birisi.
Uh, mostly the women I was overcompensating on top of.
Genellikle üzerimde tatmin olmaya çalışan kadın.
That's why you're overcompensating by having Olivia here.
Ona bu denli iyi davranmanın nedeni de bu zaten.
I think I was overcompensating with the dry and factual.
Sanırım olduğu gibi ve kuru habere aşırı bir tepkim var.
I think it's more about, not necessarily about exerting power, but more like overcompensating for a lack of it.
Bu ender rastlanan bir durum. Bence hakimiyet kurmaktan çok, hakimiyet kuramamayı telafi etmekle ilgili bir şey.
I think you're overcompensating.
Saklamaya çalıştığını düşünüyorlardır.
You overcompensating for something?
Bir şeyler mi anlamam gerekiyor?
And that's why I've been overcompensating with all of that remote wrestling, alpha male stuff.
Eksikliğimi, kumanda güreşi gibi sert erkek gösterileriyle telafi etmeye çalışıyorum sanırım.
Perhaps I was overcompensating for the fact that you never took an interest in his life.
Ona hiç ilgi göstermeyişini telafi etmeye çalışıyordum.
Everyone who excels is overcompensating.
Bunu başaranların başka sorunları çıkıyor.
Overcompensating little fucker who stole my wife.
Karımı çalan minik yavşak.
Or overcompensating.
- İktidarsız mı? - Muhtemelen.
I wasn't overcompensating.
Olayı abartmadım.
And I'm guessing you're overcompensating because you're probably under-endowed.
Aşırıya kaçtığınızı sanıyorum. Çünkü muhtemelen yetersizsiniz.
This... this personae she's projecting, this little person cougar... she's either masking emotional pain or overcompensating for guilt.
Kendini seks düşkünü biri olarak göstermeye çalışıyor. Ya acısını gizliyor ya da suçluluğunu savuşturuyor.
- She was just overcompensating.
- Hatasını telafi etmeye çalışıyordu.
Looks like you're overcompensating.
Bir şeyleri telafi etmeye çalışıyorsun gibi duruyor.
You know her, overly concerned, overcompensating mother.
Onu biliyorsunuz, aşırı kaygılı ve kontrol manyağı.
- Overcompensating a little, aren't we?
- Telâfi etme yoluna mı gidiyorsun Kyle?
Probably overcompensating for something.
Belki bir şeye karşı aşırı tepkidir.
You're overcompensating.
Aşırı paylaşımcı davranıyorsun.
Dad, you're overcompensating.
Abartıyorsun baba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]