English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Owns

Owns translate Turkish

4,985 parallel translation
- Who actually owns a meat cleaver? - Get out. I never, ever
Kimin gerçekten satiri olur ki?
The bank owns a stack of property there but we need to clear out the rest.
Bankamızın orada epey mülkü var ama kalanları da almamız gerek.
- He owns the house?
- Evin sahibi o mu?
He owns the yacht.
Kendi yatı var.
The guy who owns it has it listed for like, I dunno, $ 15,000, which is ridiculous, but I think I could get it for 9.
Sahibi bunu 15 bin dolar gibi fiyata satıyormuş ama bu çok fazla sanırım ben fiyatı 9 bine indirip alabilirim.
We're supposed to meet the guy that owns this place... here.
Kabinin sahibi olan adamla burada bulusmamiz gerekiyordu burada...
Owns a few restaurants, takes care of problems for high-profile clients.
Birkaç restoranı var. Üst düzey müşterileri için sorunları hallediyor.
Do you have any idea who owns this establishment?
Buranın kimin mekanı olduğuna dair en ufak bir fikriniz var mı?
My client owns the place.
Müşterim oranın sahibi..
What would you rather do, explain to God how you were momentarily weak or explain to my husband, who owns a store full of guns, how he caught crabs?
Ne yapmayı isterdin Tanrı'ya bir anlık boşluğuna geldiğini açıklamak mı yoksa bir depo silahı olan kocama kasık bitinin nasıl bulaştığını açıklamak mı?
He owns you.
Seni sahip.
First, Marshall Field, who owns the Chicago Sun-Times, appointed me film critic...
" Öncelikle, Marshall Field, Chicago Sun-Times'ın sahibi beni film eleştirmeni yaptı...
So... whoever gets to her first owns Federov.
Onu önce kim bulursa Federov'u eline geçirir.
He thinks he, like, owns Ocean City just because he drives an IROC and is super rich and totally hot and ridiculously talented at everything he ever does.
Kendini Ocean City'nin sahibi gibi görüyor... çünkü bir IROC kullanıyor ve acayip zengin ateşli, yaptığı her işte saçma bir şekilde yetenekli görünüyor.
She owns that old building, right?
Eski binanın sahibi o, değil mi?
He owns two sports bars up in New Hampshire. Wife, two kids.
New Hampshire'da iki tane barı, eşi ve iki çocuğu var.
The man who unloads the coal off the train owns the train and runs the coal trade
Trenden kömürleri boşaltan adam trenin sahibidir ve kömür ticaretini yürütür.
He owns the employment agency where I work.
Çalıştığım iş kurumunun sahibidir.
Viscount Rothermere, he owns the Daily Mail.
Viscount Rothermere, Daily Mail'in sahibi.
Find out who owns this pistol.
Bu tabancanın kime ait olduğunu bul.
He acts like he owns us and everyone else in this town.
Sanki biz ve kasabadaki herkes ona aitmiş gibi davranıyor.
Nobody owns the air.
Hava kimsenin değildir.
The guy who owns the bar.
- Barın sahibi.
Now, Billy Lee Tuttle owns three houses in Louisiana.
Billy Lee Tuttle'ın, Louisiana'da 3 evi var.
He owns the place.
Mekânın sahibi.
Do you know who owns it?
Sahibi kim biliyor musun?
I take it your third cousin owns electronics shops.
Kuzenin elektronik mağazası işletiyor herhâlde.
It's over by that dam my Uncle Billy owns.
Billy Amca'nın barajının orda.
Who owns the loan shop?
Kredi dükkanı kimin?
She owns the loan shop?
Kredi dükkanı onun mu?
Somewhere there is a white man who thinks he owns the moon.
Bir yerde, beyaz birinin, Ay'ın ona ait olduğunu söylediğini duydum.
I want to be the guy that owns the station that owns the camera.
Ben kameraların ve kanalın sahibi olmak istiyorum.
Owns about six businesses, three homes.
Altı tane şirket sahibi. Uç evi var.
My company owns a patent on iris biometrics and consolidate all their data into one database.
Şirketim iris biyometrelerini ve tüm veri tabanlarını tek bir veri tabanında toplamak için patent aldı.
I'm a man who owns a hell of a lot of properties.
Sayısız emlağı olan bir adamım.
And now lives in Arizona with a man who owns a chain of sporting goods stores.
Şimdi Arizona'da spor mağazası zinciri sahibi bir adamla yaşıyor.
You don't know who owns the hotel?
Otelin sahibinin kim olduğunu bilmiyor musunuz?
I know who owned it yesterday, but I don't know who owns it today.
Sahibinin dün kim olduğunu biliyordum ama bügünkü sahibini bilmiyorum..
He owns that ho.
O sürtüğün sahibi o.
And on the back : "Dawn Morton owns Dakota Rose."
Arkada ise : "Dawn Morton, Dakota Rose'u haklıyor."
Our investor owns the place.
Yatırımcımız mekânın sahibi.
He owns a bar. Hey, are you gonna see her again?
- Kızı bir daha görecek misin?
And he owns a restaurant.
Bir restoranı var.
- He owns this place?
- Buranın sahibi mi o?
- Do you know who owns this place?
- Buranın sahibi km biliyor musun? - Elbette biliyorum.
Proctor owns this whole town.
Kasaba baştan aşağı Proctor'a ait.
No one owns me.
Kimse bana sahip olamaz.
The place where you fuck your clients, my father owns all of it.
Hepsinin sahibi benim babam.
He's hot, thank you. This guy, he owns a motorbike.
Bu adamın bir motosikleti var.
Owns some newspapers.
Gazeteleri var.
Owns an auto shop.
Oto kuaförü var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]