English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Packaged

Packaged translate Turkish

124 parallel translation
It's bad enough working in a third-rate nightclub packaged with the strippers and floozies and playing second fiddle to them.
Striptizciler ve sürtüklerle dolu üçüncü sınıf bir gece kulübünde çalışmak... ve arka plana atılmak yeterince kötü zaten.
All prepared foods, either canned or packaged.
Yemekler hazır olsun, paketli veya konserve.
That's packaged.
Bunlar paketlenmiş.
Our dear young friend will take the stone for us to London, packaged in lead and plaster.
Sevgili genç arkadaşımız Londra'dan taşı bizim için getirecek, kurşun paket ve alçı içinde.
How is it packaged?
Nasıl paketlenmiş?
Out drop small, neatly packaged brown objects.
Damla şeklinde, ufak, düzgün paketlenmiş, kahverengi nesneler.
Broiled alive, packaged in seaweed... and shipped out here by train.
Canlı canlı haşlanıp yosunlara sarılıyor... ve trenle buraya yollanıyor.
Yeah, all packaged and ready to go.
Evet, Hepsi paketlendi ve gönderime hazır.
10 : 07, ate dinner consisting of packaged condiments he lifted from Barney Dog.
On sıfır yedi ; sosisli sandviççi Barney'den arakladığı paket soslardan oluşan akşam yemeğini yedi.
Yugo, I don't have to tell you this, but most of the goods collected, refined and packaged here in Scrap Iron City get exported to Zalem through the Factory tubes.
Zalem'in tadını alabiliyor musun? Yugo, sana bunu anlatmama gerek yok ama eşyaların çoğu burada, Demir Şehri'nde toplanıp, arıtılıp paketlenerek Zalem'e Fabrika tüplerinden ihraç edilir.
Before you even knew what you had, you patented it, and packaged it and slapped it on a plastic lunch box, now you're selling it.
Daha elinde ne olduğunu bilmeden patentini alıp paketlemişsin. Şimdi de plastik çantalarda satıyorsun.
You see two IVs, c-collars, backboards, monitors all packaged and ready to go.
İki serum, boyunluk, sırtlık ve monitörlerin hepsi size hazır bir şekilde teslim edilir.
I'm checking out an Irish playwright for a sit-com that I packaged.
Düzenlemeye çalıştığım bir komedi için İrlandalı bir oyun yazarı ile temastayım.
He took the whole'60s Southern California zeitgeist and ran with it. Packaged and sold it.
Bütün yaptığı... 60'ların Güney California ruhunu toplayıp paketleyip, satmaktı.
I merely noticed that you were improperly packaged, my dear.
Senin iyi paketlenmemiş olduğunu anlamamıştım bile hayatım.
But I didn't count On this packaged deal
Bu paket teklifi kabul etmedim
Dismembered, packaged... loaded onto a small plane.
Parçalanıp paketlenip küçük bir uçağa yüklenmiş.
Grissom wants it packaged in plastic.
Grissom paketlenmiş olarak istedi.
Packaged.
Paketlendi.
Two lenarts are packaged and ready.
İki lenart ambalajlı ve sevkıyata hazır.
All neatly packaged for these robber barons.
Düzenbaz iş adamları tarafından, zekice hazırlanmış.
Robert Reich - Member of Clinton Cabinet 1993-1997 - Candidates for the presidency of the United States has been pre-packaged and designed for many many years.
Birleşik Devletlerin başkan adayları uzun yıllardır hazırlık yapıp, planlıyorlardı.
We packaged it, yes.
Evet, bizim yapımımızdı.
A man can live on packaged food from here till Judgment Day if he's got enough rosemary
Bir adam kıyamet gününe kadar hazır yiyeceklerle yaşayabilir, eğer yeteri kadar baharatı varsa.
What about the one with the pre-packaged, chemicalised food?
Paketlenmiş kimyasal besin diyeti nasıl?
Cornell said, " That's because they're packaged properly.
Cornell dedi ki, " Paketleme düzgün olduğu için.
Now, if we packaged people in cars the same way we could reduce the breakage. "
Şimdi, biz de insanları arabalara aynı şekilde yerleştirirsek ölümleri azaltabiliriz. "
Already pre-sliced and pre-packaged for our convenience. And let's kick it off first with a little shrimp cocktail, huh? Whoa!
Dilimlenmiş ve rahat olsun diye önceden paketlenmiş ama önce karides kokteyliyle başlayalım, ne dersiniz?
It would be hundreds of years before people could enjoy a pre-packaged and nutritious breakfast.
İnsanların önceden paketlenmiş besleyici bir kahvaltının keyfini çıkarmaları için daha aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekecekti.
The product is packaged in vials.
Ürün, küçük ilaç şişeleri içinde olacak.
This school does not outsource their food service, but they are on the federal school lunch program, providing USDA reimbursable meals to the students, most of which are reheated, reconstituted packaged foods.
Bu okul, yemeklerini dışarıdan almıyor. Onlar da okul yemekleri programındalar. Öğrencilere USDA ile yemek sunuyorlar.
Polyester base is an inert fluid pre-packaged in test tubes used for HIV testing.
Bu, HIV testleri için kullanılan test tüplerinin içinde vardır.
The letters have become a serious problem because glorify give glamor, and packaged evil.
Şarkı sözleri çok tehlikeli. Kötülüğü yüceltiyor, çekici hale getiriyorlar.
I've been pre-washed, pre-cooked, pre-heated, pre-screened, pre-approved, pre-packaged post-dated, freeze-dried, double-wrapped, vacuum-packed, and... I have an unlimited broadband capacity!
Önceden pişmiş, kanıtlanmış.... paketlenmişim... ileri bir tarih atılmış, dondurularak kurutulmuş, çifte paketlenmiş, vakumlanmış, ve... limitsiz bir frekans aralığım var!
Reports from every city, every country, every planet, and they all get packaged inside her head.
Her şehirden, her ülkeden, her gezegenden geliyor. Hepsi kafasının içinde paketleniyor.
You spout enough pre-packaged wisdom, there's bound to be something for everybody.
Önceden paketlenmiş akıllılığını yeterince püskürttün, herkes için birşey olmanın sınırı vardır.
Packaged meat was pretty extraordinary.
- "Et paketi" gayet olağanüstüydü.
Packaged? The all-male revue we took her to.
- Onu götürdüğümüz erkek revüsü.
What are you thinking? Well, either she had some more g-strings left to stuff at packaged meat or someone forced her to take that money out.
Ya "Et Paketinde" nde nakitle doldurulacak seksi iç çamaşırları kalmıştı ya da biri parayı çekmesi için onu zorladı.
( hushed ) : Eat only what is packaged.
Sadece paketli şeylerden yiyin.
It's just information, to be packaged and moved on.
Olay paketleyip ilettiğimiz bilgiden ibaret...
All nicely packaged in a $ 3,000 suit.
Ve hepsi 3 bin dolarlık takım elbisenin içine girmiş.
Yeah, I gave up trying to predict Helen's behaviour... when she swapped our marriage for a packaged tour into the Permian Era.
Evet, evliliğimizi Permiyen çağına yapılacak bir paket tura değişdiğinde... Helen'ın yapacaklarını tahmin etmeye çalışmaktan vazgeçtim.
You know, the way this cocaine is packaged small quanties buys you a distribution charge.
Kokaini küçük paketler halinde satın alıp dağıtımını yapıyorsun.
It's been processed, packaged and put on a shelf.
Sindirdim ve rafa kaldırdım.
- Does it need to be packaged?
- Paketleyecek miyiz?
You can't eat packaged food the rest of your life.
Hayatının geri kalanını hazır yemek yiyerek geçiremezsin.
For the last three years I have been active in encouraging target nations to accept loans, large loans, packaged as unrestricted American aid.
Son üç yılda hedef ülkelerin kredi kabul etmesini teşvik etmek için aktif görev üstlendim.
That's the value of a human body if it's properly processed and packaged.
Eğer tam anlamıyla düzgün yerleştirilip paketlenmişse.. .. bir insan bedenine biçilen fiyat bu.
To be fattened and slaughtered... then packaged and sold...
-... beslenip katledilmek için... - Özlüyor musun... -... sonra da paketlenip satılmak...
It was a pre-packaged robbery.
Önceden hazırlanmış bir soygundu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]