English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Packed

Packed translate Turkish

4,762 parallel translation
Peek inside and you shall find them packed... with clean green.
İki çanta çıkacak. İçine bakınca temizinden mangır göreceksiniz.
I packed it.
- Çantaya koydum.
Car's all packed.
Çantaları arabaya yerleştirdim.
I already packed your bag for Bobby's camp.
Bobby'nin kampı için çantanı hazırladım.
you know, I want to spend as much time with you as possible, and I've got a really, really packed schedule.
Çok dolu bir programım var da.
If I don't stock the fridge you'll live on sodium-packed TV dinners.
Dolabı depolamazsam TV önünde sodyumlu şeylerle besleneceksin.
She had packed a bag... and she was gone.
Çantasını toplamış... ve gitmişti.
It was packed.
Dopdoluydu.
After Declan's funeral, he packed up the Stowaway and left with Carl.
Declan'ın cenazesinden sonra Kaçak Yolcu'yu kapatıp Carl'ı da alıp gitti..
You just gonna lie there, or are you gonna get packed?
Orada yatacak mısın yoksa hazırlanacak mısın?
I packed you a bunch of nice dresses...
Sana bir sürü güzel kıyafet koydum...
Ah, my day is jam-packed.
Günüm çok yoğun.
Packed her bags, slipped away, never seen again.
Çantalarını topladı, gözden kayboldu. Bir daha da görülmedi.
My bags were all packed.
Çantalarımı hazırlamıştım.
They're always packed with...
Yemeklerinde her zaman yeni şeyler vardır.
Fortunately, you've all packed for a wilderness vacation.
Neyse ki, hepiniz vahşi tatil için hazırlanmışsınız.
Your mind? You packed that away.
Zihnini bunlardan uzak tut.
So we packed up, and we moved.
Bu nedenle toparlanıp, taşındık.
I packed a picnic and went.
Piknik için hazırlandım ve gittik.
Yeah, the drugs were vacuum packed.
Uyuşturucular vakumlanarak paketlenmişti.
The cafeteria was packed.
Kafeterya çok kalabalıktı.
I packed your suitcase.
Bavulunu hazırladım.
The sermon ended, and all of us kids packed ourselves into the car.
Tören sona erdi ve biz çocuklar arabaya bindik.
Up top, it packed the gals together like opening night of a Sex and the City movie. And down south, it made mama look like a dream Sir Mix-A-Lot would never want to wake up from.
Üst kısmı, Sex and the City filminin gala gecesinde kızları bir araya toplarken alt kısmı, anneciğin kalçalarını Sir Mix-a-Lot'ın hiç uyanmak istemeyeceği bir rüya hâline sokuyordu. *
I mean so much so that... one night he packed us up and said, "We're moving."
Yani o kadar dertteydi ki bir gece eşyalarımızı topladı ve "Gidiyoruz." dedi.
You get the impression that there's a lot of information being packed into a small area.
Çok sayıda bilginin bu küçük alana sığdırıldığı izlenimine kapılıyorsunuz.
'The wires are packed incredibly densely.'
Kablolar çok yoğun olarak paketlenmişler.
All the clothespins were packed away because we had a dryer at this house.
Bütün mandallar paketliydi çünkü evimizde çamaşır kurutma makinesi vardı.
You just packed my favorite T-shirt, didn't you?
En sevdiğim tişörtü götürüyorsun, öyle değil mi?
It's packed with trout.
İçinde alabalık kaynıyor.
All my stuff is packed.
Eşyalarımın hepsini toplamışlar.
Someone covered the lens of that security camera, and this place is packed with killers, literally.
Birisi güvenlik kamerasının merceğini kapatmış ve burası da katillerle sarılmış, abartısız.
18 amino acids packed into an antimicrobial, flavonoid-filled, honey-based tonic that will rid you of your symptoms and also cure warts, elevate your mood, and enhance performance.
18 aminoasit bir antimikrobik, flavonoid'le dolu bal özlü bir sıvıda toplandı. Seni semptomlarından arındıracak, siğilleri iyileştirecek, moralini yükseltecek ve performansını artıracak.
Well, dear, have you packed your bags?
Canlarım eşyalarınızı toparladınız mı?
Oh, Romy, that reminds me, I packed that chocolate cake for your mom's birthday.
Romy, şimdi hatırladım annenin doğum günü için çikolatalı pastayı paket yaptım.
I thought you'd brought a packed lunch today.
Bugün öğle yemeğini yanında getirdiğini sanıyordum.
He thinks when the movers packed our stuff they stole his socks.
Eşyalarımızı taşıyanların çoraplarını çaldığını söyledi.
For some reason, you packed them with a bunch of seashells.
Nedendir bilmem ama deniz kabuklarıyla beraber kaldırmışsın.
- Where the baskets are packed?
- Tamamlanmış olan sepetler nerede?
I've packed a bag.
Bir çanta hazırladım.
Uh, so I just got off the phone with my client's niece, and her schedule is packed, but she can fit you in for an interview tomorrow at 4 : 00.
Müşterimin yeğeninin telefonunu aldım az önce. Programını ayarlamış. Sana yarın saat 4'te bir röportaj ayarlayabilmiş.
I was too busy feeding my family breakfast and getting my sister wife's breast pump packed - to feed myself this morning.
Bu sabah aile kahvaltısını ve sabah kendimi beslemek için kardeş karımın göğüs pompasını hazırladım.
Is the ladies'room packed as usual?
Bayanlar tuvaleti dolu muydu? Bu hiç adil değil.
You know, that we just packed up the car and got the hell out of here?
Pılımızı pırtımızı toplayıp arabaya atlayıp buralardan gitmeyeli?
And you must have miscounted because I packed that bucket myself.
Yanlış saydın herhalde, çünkü o kovayı bizzat ben hazırladım.
Then fat cells harvested through liposuction are packed in the cheekbones to create fullness.
Yağ emme yöntemiyle aldığımız yağ hücrelerini dolgunluk yaratması için elmacık kemiklerine enjekte ediyoruz.
I've packed some things for you.
Senin için eşyalarını hazırladım.
His own mother packed all his stuff.
Kendi öz annesi bütün eşyalarını toplamış.
She was scrutinized by the media, she was harassed, so one day, she just packed up her stuff, disappeared.
Kız medya tarafından didik didik edildi hatta taciz bile edildi ve sonunda neyi varsa toplayıp ortadan kayboldu.
You're already packed.
Zaten eşyanı toplamışsın.
Please tell me you packed my Batsuit.
Lütfen bana Yarasa kostümümü yanına aldığını söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]