Panda translate Turkish
1,242 parallel translation
Don't you know the Panda?
- Pandayı bilmiyor musun?
The Panda is our national animal.
Panda ulusal hayvanımızdır.
- In Peking, like the Panda.
- Pekin'de, panda gibi.
He's going to give me a rare panda lilly.
Bana nadir bir panda zambağı verecek.
A panda lilly!
Ah, bir panda zambağı!
Not just any flower... a panda lilly.
Sırf herhangi bir çiçek değil. Panda zambağı.
Okay, probably calls them "taddy" bears.
Muhtemelen ayıya da panda falan der.
Like that rare panda that everyone stares at.
Herkesin gözünü diktiği panda gibi.
I think that panda died alone.
O panda sanırım yalnız öldü.
I took two black bears and I bleached one, and then I sewed them together in a panda pattern.
İki siyah ayıyı aldım ve bir tanesine çamaşır suyu döktüm. Sonra da panda gibi olsun diye parçaları birbirine diktim.
And sadly, Ling-Ling the panda... was destroyed by federal wildlife officials.
Maalesef, panda Ling-Ling federal vahşi yaşam görevlileri tarafından öldürüldü.
But you, drop the panda!
Ama sen, pandayı bırakıyorsun!
I've read that the Chinese invented stils so they could survive among Panda bears.
Duyduğuma göre ayaklıkları pandaların arasında yaşayabilmek için Çinliler keşfetmiş.
There is something about a panda that touches people and I can't tell you exactly what it is.
Pandanın insanlara dokunan bir tarafı var tam olarak ne olduğunu ben de bilmiyorum.
- The World Wildlife Fund Panda.
- W.W.F. Pandasından.
Another right at the panda.
Pandadan sonra yine sağa dönün.
Ladies and gentlemen, please give a big Panda welcome... to our new President of Prime Time Programming... Richard McAllister!
Bayanlar baylar, yeni prime time programlama başkanımız Richard McAllister'a kocaman bir Panda alkışı alalım!
Mondays, nine o'clock, only on the Panda.
Pazartesileri saat dokuzda, sadece Panda'da.
Panda?
Panda?
And gibbons and pandas.
Maymun ve panda da.
We're not giant pandas, you know?
Bizler panda falan değiliz.
How do you feel about pan-roasted panda?
Peki tavada kızartılmış pan-panda nasıl olur? - Ciddi ol.
Of course, I already shaved the panda, but, you know.
Elbette, zaten Panda'yı tıraş etmiştim, ama, biliyorsun.
We know he's not at Panda Express, Taco Bell, or Wetzel's Pretzels.
Makarnanın sosunda, dürümün arasında, simidin içinde olmadığını biliyoruz!
I have an invisible dog in a leash, a goldfish in a bag and a giant stuffed panda, of course I got some stupid stuff too.
Tasmalı görünmez bir köpeğim bir poşette süs balığım ve kocaman doldurulmuş bir pandam oldu. Tabi bir kaç aptal şeyim daha oldu.
Most other bears would be sleeping underground by now, but the giant panda can't fatten up enough to hibernate.
Diğer ayıların çoğu, çoktan yeraltında kış uykusuna yatmış olur. Ama dev panda, kış uykusuna yatacak kadar yağ depolayamaz.
Most of the creatures here move up or down the slopes with the seasons but the panda is held captive by its diet for the kind of bamboo it eats only grows at this altitude.
Burada yaşayan canlıların çoğu mevsimlerle beraber yer değiştirir. Ama panda, diyetinin tutsağıdır. Çünkü onun yediği bambu türü sadece bu yükseklikte yetişir.
The golden snap-nosed monkey, like the giant panda, lives only in China.
Altın maymunlar da, tıpkı dev pandalar gibi sadece Çin'de yaşar.
The red panda, rarely glimpsed in the wild.
Cüce panda, tabiatta nadiren görülmüştür.
A giant panda nurses a tiny week old baby.
Bir dev panda, bir haftalık bebeğini emziriyor.
She won't leave this cave for three weeks, not while her cub is so utterly helpless.
Anne panda, üç hafta bu mağaradan çıkmayacak. Yavrusu bu kadar çaresizken çıkmaz.
The struggle of a giant panda mother to raise her cub is a touching symbol of the precariousness of life in the mountains.
Bir dev pandanın yavrusunu büyütmek için verdiği mücadele, dağlardaki yaşamın içerdiği tehlikelerin dokunaklı bir simgesidir.
AND WHO WALKS OUT OF THERE WITH A GIANT PANDA?
Ve kim dev bir pandayla oradan çıkıp gitti?
Well, I was just in my panda car, enjoying a spot of fisting.
Şey, az önce devriye arabamdaydım ve birisi kıçıma kolunu sokuyordu.
Now get your 7'2 " asthmatic ass back here, or I'm gonna tell everyone what a whiny bitch you were about Padamami or
Hemen o 7.2 inçlik götünü buraya getir yoksa Padamami veya panda ayısı, ismi her neyse..
See Turk? Now we can see that dead didine and go to see the new panda baby at the zoo.
Gördün mü Turk, babanın ölmesi bahanesini, hayvanat bahçesindeki yeni bebek pandayı görmek için kullanabiliriz.
Panda boy.
Pandacı çocuk.
- I want to come back as a panda.
Panda olarak geri dönmek istiyorum. Gerçekten mi?
The next one, and the panda is yours, yes?
Sonraki, ve panda senin, tamam mı?
The panda on the end is a little crooked.
Sondaki panda biraz çizilmiş.
The panda?
Panda mı?
A red panda, elephant and peacock, Your Highness.
Kırmızı bir panda, fil ve bir tavuskuşu, majesteleri.
What makes it interesting is the backbone of D-xylopyranose, linked with eight xylose units.
Asıl enteresan olansa, D - ksilopiranozun 8 ksiloz birimiyle bağlı olması. Panda kakası.
- Panda...
- Panda mı? - Kakası.
A while ago, a group of Chinese researchers decided to try to recycle panda poop into high-quality paper.
Bir süre önce Çinli araştırmacılar, panda kakasını geri dönüştürerek kaliteli kağıt yapmaya karar verdi.
You're telling me I'm the only who has a problem with the panda poop paper?
Yani panda kakasından kağıt yapılması bir tek beni mi rahatsız ediyor?
Dad, don't you remember that all the time in Chiangmai his eye looked like a panda, all the time during the trip.
Babacım, Chiangmai'ya gittiğimizde aynı panda gibi gözle dolaştığını hatırlamıyor musun?
- l thought you wanted to win a panda.
- Panda kazanmak istediğini zannediyordum.
Hayley, you're gonna be a squirrel, and I'm gonna be a panda!
Onları ham ham yapmak istiyorum, onları ham ham yapmak istiyorum!
Panda Bear or whatever the hell her name is.
... onun hakkında ne kadar mızmız bir orospu olduğunu herkese söyleyeceğim.
Take panda boy with you.
Pandacı çocuğu da yanında al.