English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Parades

Parades translate Turkish

229 parallel translation
Parades...
Tutsaklar...
It's all right, if you like Easter Parades.
Fena değil, eğer Paskalya Geçitleri'ni seversen.
He'd fought bravely, and they'd glorified him - parades, waving flags, women's smiles.
Cesurca savaşmıştı ve insanlar da O'nu... geçit törenlerinde bayrak sallayarak ve kadınların gülücükleriyle göklere çıkarmıştı.
Exactly, and I think it should be reduced to its realistic proportions- - an entertainment unit for holiday parades and state fairs. [Laughing]
kesinlikle, bence bu gösteri birlikleri gerçek oranlarına indirgenmeli ve- - sadece şenliklerde ve şehir karnavallarında kullanılmalı.
- I hate parades.
- Geçit törenlerini sevmem.
They'll hold parades, you'll be famous and treated like a king.
Tören yaparlar, ünlü olur, kral gibi karşılanırsın.
I see you forgetting to check the rigging, missing parades.
Seni donanımları kontrol etmezken, geçiş törenini kaçırırken görüyorum.
Napoleon was 1,000 miles away, and the streets of Moscow were excellent for parades.
Napolyon binlerce kilometre uzaktaydı ve Moskova caddeleri resmi geçit için harikaydı.
- For parades.
- Resmi geçit için.
- Parades, Nashville...
- Resmi geçit, Nashville...
There were parades.
Burada geçit törenleri yapılırdı.
He'd prefer to do a long detour rather than take off his hat at the parades.
Gösterişten ziyade... uzun bir yolculuğu tercih etti.
I suppose they used this in parades and exhibitions.
Sanırım bunu geçit törenleri ve sergilerde kullanıyorlar.
You should have seen the torch-light parades we used to have.
Fener alayı geçişimizi görmelisin.
Rallies and parades of storm troopers were becoming more and more immense in scale.
SA tören ve geçitleri her geçen gün daha da kalabalık oluyordu.
Parades in the cities assumed frightening proportions and resembled state ceremonies, although the future Nazi party did not yet hold the reigns of power.
Zanneden der ki : "Bu bir devlet merasimi." Henüz o aşamada değil ama.
Looking at these peaceful parades, it is hard to imagine, though, that they were a prelude to the extermination of other nations.
Bu insanın kendisinin büyük bir ırka ait olduğu için diğer ırklardan üstün olduğuna inandırması.
Permit for parades and special events.
Gösteri ve özel olaylar için izin belgesi.
- I like parties more than I like parades. - So do I.
Partileri resm-i geçitlerden daha çok severim.
She parades around in the nude at night to get her kicks. That's...
Zevkini tatmin etmek için, camda çıplak gösteri yapıyor, işte böyle!
Oh, and from here, parades come marching down the avenue, past the steps of the churches,
Oh, tören alayı, şuradan başlayıp, hükümet binasının büyük kolonlarının yanından,
And all the streets come together, here at the grand plaza, where the parades go marching down the avenues.
Ve tören alayının yürüyeceği bütün caddeler, merkezde, yani buradaki büyük meydanda birleşiyor.
He likes parades, the theatre, stage props.
Gösterişe, tiyatroya, eğlenceye meraklıdır.
Well, the parades will come later.
O da zamanla olur.
The cops use'em to keep order at parades!
Polis onları gösterilerde düzeni sağlamak için kullanır!
All the parades and jubilation were just the wall behind which innocent people were condemned and executed.
Tüm geçit törenleri ve büyük sevinçler, arkasında masum insanların mahkûm edilip idam edildiği bir duvardı yalnızca.
– You'll have parades in your honour.
- Onuruna törenler düzenlenecek.
When the guys see where the numbers lead - to work stoppages and May Day parades - and when they get fed up and do something on their own, they get yelled at, and they see it's the numbers that stand in the way the most.
İnsanlar rakamların idare edip yönettiği grevleri 1 Mayıs gösterilerini gördüğünde ve onlara artık bıkkınlık geldiğinde ve kendi başlarına bir şeyler yapmaya kalkıştıklarında bağırmaya başlarlar ve yollarına en çok o rakamların engel koyduğunu görürler.
Did you ever march in one of these peace parades?
Şu barış törenlerinde hiç marş tuttun mu?
You know, they would love to see us at their parades.
Biliyo musun, bizi geçit törenlerinde görmeye bayılırlar.
They're good only for parades.
Sadece gösteriş yapmakta başarılılar.
You expect me to draw fire, like one of those penny arcade bears that parades back and forth, waiting for somebody, somebody very good, to take another shot.
Durmadan ileri-geri yürüyen,... birilerini, iyi birilerini bekleyen köprü altındaki şu ayyaşlardan biri gibi... ateş açmamı bekliyorsun benden,... birilerini daha vurmak için.
I envy you : the finest parades, the finest officers the finest cook.
En iyi teftişler sizde, en iyi subaylar sizde,... en iyi aşçı sizde.
Parades, air shows, belly dancers.
Geçit törenleri, gökyüzü gösterileri, dansözler.
These parades are very expensive.
Polisimi kullanacaksınız... temizlik işçilerimi, otomobillerimi.
I can't believe your life consists solely of meetings ovations, presentations parades and civil defence exercises
Hayatınız yalnızca toplantılardan tezahürattan, sunumlardan şölenlerden ve sivil savunma tatbikatlarından oluştuğunu sanmıyorum.
They will stage torchlight parades, build rostrums... fill the rostrums... and from those rostrums, preach our destruction.
Meşaleli geçit törenlerini sahneye koyacaklar. Platformlar inşâ edip, onları dolduracaklar. ve bu platformlardan yıkımımızın vaazlarını verip duracaklar.
Our leaders are only good for parades.
Bizim liderlerimiz sadece resmi geçitleri bilir.
They'll give us parades, dinners.
Bizim için törenler düzenleyip, ziyafetler verecekler.
I guess all of these marching bands and parades are old stuff to you.
Sanırım bu bandolar ve geçit törenleri falan senin için çok sıradan şeylerdir.
- So you can have chopper parades?
— Helikopterlerle gövde gösterisi yapmak için mi?
That's how Parades surprised him.
Paredes onu böyle şaşırttı.
His wife parades half naked on the beach and he thinks she's just there for the sun.
Karısı kumsalda yarı çıplak bir halde dolaşıyor... ama o onun güneşlendiğini sanıyor.
A journey, for some Japanese advertising and two parades.
Döndükten sonra bir kaç Japon için reklâm ve iki defile için Paris'e gideceğim.
There will be parades and drums and flutes, and Falangist flags overthe church.
Sokaklarda kutlama törenlerinde Çalacak tüm davullar, Ve yaldızlı kilisenin tepesinde Falanjist bayrakları.
Next time those "some people" come here, I'm gonna ask if they don't want anybody to know... who they are under those sheets... when they go marchin'in those stupid parades, how come they don't have sense to change their shoes?
bir dahaki sefere o "bazıları" buraya geldiğinde, aptal törenlerinde üstlerine çarşaf geçirip, ayakkabılarını değiştirmeyi akıl edemeyenlerin... gerçekte kimler olduğunu herkesin bilmesini... isteyip istemediklerini sorarım.
One other thing, little Miss Smarty-pants, I do not wear a size 14 shoe... and I don't much care for parades, bedsheets or otherwise.
Bir şey daha, Bayan Ukala, 47 numara ayakkabı giymiyorum... ve ne o merasimlerle, ne de çarşaflarla ilgileniyorum.
We're the warriors that don't get the ticker-tape parades.
Bizler sahte şeritler takılmayan savaşçılardık.
I got the mayor scheduling parades, up my Lincoln tunnel for that stunt you pulled on the beach!
Plajdaki gösterin yüzünden belediye başkanının parmağı kıç deliğimde!
Everyone else is too busy going to parades.
Diğer herkes askeri geçitleri izlemekle meşgul.
Anniversary parades, fireworks.
Askeri gösteriler, havai fişekler...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]