English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Paramour

Paramour translate Turkish

85 parallel translation
You know, it may be she made up to him deliberately in order to gain entrée into these houses so as to, as you would put it, case the joints for her real paramour Compton.
Belki de ona bilerek yanaşmış olabilir, bu şekilde o evlere giriş imkanına sahip olacak ve gerçek aşkı olan Compton'ı izleyebilecekti.
You remember, Mr Stringer, that the victim in that play wore a rose to receive her paramour.
Oyundaki kurbanın sevgilisini karşılamak için gül taktığını hatırlarsınız.
You thought you outwitted me, didn't you, having your paramour here cancel my call.
Oynaşının aramamı iptal etmesiyle beni atlatacağını zannettin değil mi Shannon.
Miss Fellowes, honey, if paramour means what I think it does..... you're gambling with your front teeth.
Bayan Fellowes, canım, oynaş düşündüğüm anlama geliyorsa ön dişlerini riske atıyorsun demektir.
Leering into the face of that stupid paramour of yours.
Senin aşıklarından biri olan o aptal adamın içine düşüyordun.
Shall I believe that unsubstantial death is amorous and that the abhorred monster keeps thee here to be his paramour?
Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü aşık oldu sana? O iğrenç karanlığın sevgilisi olasın diye mi sakladı seni bu karanlığa?
Paramour, concubine, fille de joie- -
"Metres, kapatma, fille de joie." Bunlar değiliz.
Your girlfriend, your mistress, your paramour, your concubine?
Sevgilin mi,.. ... metresin mi, kapatman mı, dostun mu?
Nick Tortelli, this is someone with whom you have absolutely nothing in common, my paramour, Doctor Frasier Crane.
Nick Tortelli, bu adamla kesinlikle hiçbir ortak noktan yoktur. - Sevgilim, Doktor Frasier Crane.
But most of the folks voted for your paramour, the Red Widow.
Ama çoğunluk metresine oy verdi, Kızıl Dul var ya.
I fatally know the Governor's paramour.
Müdürün metresini yakinen tanırım.
Shall I believe that unsubstantial death is amorous and keeps thee here in dark to be his paramour?
Ölüm mü aşık oldu sana ; inanayım mı onun bu karanlıkta Sevgilisi olasın diye seni sakladığını?
A sometime paramour of Spike's.
Spike'ın uzatmalı sevgilisi.
Yes, you keep saying I should accept Daphne's relationship with Donny and find a paramour of my own.
Daphne'nin Donny ile ilişkısini kabul etmemi ve kendime sevgili bulmamı söylüyordun.
... caused his wife, Parisina, and his adored son, Ugo, her secret paramour, to be beheaded.
... Çünkü karısı Parisina, bu yüce sırrı uğrunda bu yola baş koyarak başını kestirtti.
"I'm your playful paramour"
Ben, neşeli aşığınım.
Of course! If there be amour, paramour there is too.
Olabilir aşk herşeyden daha yücedir.
You missed telling me? Or made a pariah of me? Paro and paramour.
Bana neden söylemedin.Yoksa beni yok mu saydın?
I've got a conflict here because, see, the part of me that happens to be your close friend and erstwhile paramour says, " Hey, life's too short.
Bak, burada bir çelişki yaşıyorum. Çünkü, senin yakın dostun ve eski aşkın olan parçam, hayat çok kısa, ne mutlu ediyorsa onu yapmalısın diyor.
"Shall I believe that unsubstantial death is amorous, and that the lean abhorred monster keeps thee here in dark to be his paramour?"
Ölümün hayaletinin seni yakaladığına mı inanmalıyım? yoksa seni koruyan bu canavar, seni kendisine mi ayırıyor?
"By my whore of a mother..." "And her foul paramour..." "SHAKY!"
Oruspu annem ve onun metresi Shaky tarafından.
Okay. Gloria Haberfield, 19 years old, sitting, uh... with her paramour, Duane Edmunds, in his car.
19 yaşındaki Gloria Haberfield, sevgilisi Duane Edmunds'la arabada oturuyormuş.
Shall I believe that unsubstantial death is amorous, and that the lean abhorred monster keeps thee here in the dark to be his paramour?
Asılsız ölümünün ahlâkdışı olduğuna, o nefret edilesi iğrenç yaratığın seni bu karanlıkta kendi sevgilisi olman için tutmasına inanmalı mıyım?
Well, do I know your new paramour?
Şey, ben senin yeni aşığını tanıyor muyum?
She mopes and mourns for her pubescent paramour... but she knows my interventions have saved her life.
Sübyan aşığı için sızlandı, matem tuttu ama müdahalemin hayatını kurtardığının farkındaydı.
No. Perhaps it's from a secret paramour.
Hayır, belki gizli bir hayranı göndermiştir.
Within a triad of solar periods, You'll recognize your dearth Of compatibility with your paramour
Güneş etrafında bir üçlüden sonra, yareninle olan uyumluluğunun kıtlığının farkına varacaksın ve münasebeti keseceksin.
And I reassert my commitment To both the aforementioned paramour And the philosophies he espouses.
Ve hem sözü geçen yarenime hem de benimsediği felsefesine bağlılığımı tekrar ileri sürüyorum.
I'm just jubilant my former paramour's jubilant.
Eski yarenim bahtiyar olduğu için mesudum.
The lovely Leela's on-again, off-again paramour.
Güzel Leela'nın bir öyle bir böyle sevgilisi.
Every woman has burned the photographs of her paramour only to later realize her love burns even hotter than the flames she used.
Her kadın, içindeki aşk ateşini yok etmek için fotoğrafları yakar ama sonradan içindeki aşkın, resimleri yakmak için kullandığı ateşten daha beter olduğunu farkeder.
She tried to hire me to find her missing paramour, Dwight Dixon.
- Niye, ne oldu? - Vivian teyzen beni görmeye geldi.
- Paramour.
Değil... - Aşık.
Omar's paramour.
Omar'ın aşığı olmalısınız.
- Paramour is not the right word.
Aşığı, sanırım doğru kelime olmaz.
- The paramour.
- Aşığı.
Succubi paramour.
Dişi Şeytan.
And I've positively identified some of the cells As succubus paramour.
Succubus paramour hastalığına dair hücrelerinde kesin izler buldum.
Succubi paramour.
Succubi Paramour.
Shall I believe that unsubstantial death is amorous, and keeps thee here in dark to be his paramour?
İnanayım mı, o iğrenç canavarın bu karanlıkta Sevgilisi olasın diye seni sakladığına?
So it's likely Nurse Rowan and her paramour had their trysts here under the cover of darkness.
Hemşire Rowan ve aşığı burada buluşmuş olmalılar, karanlıkta saklanmışlardır.
That's the blood of an ex-paramour.
Bu eski bir sevgilimin kanı.
Your paramour has gotten herself into some trouble.
Sevgilinin başı fena belada.
Caldwell likes to buy expensive baubles for his paramour.
caldwell metresi icin pahali süsler satin almayi seviyor.
So it's your belief that Amanda and her childhood paramour worked together to murder Tyler and frame Daniel?
Öyleyse Amanda ve çocukluk aşkı beraberce Tyler'ı öldürüp suçu Daniel'in üzerine attığını mı düşünüyorsunuz?
He's in Reno with his paramour.
Reno'da metresiyle beraber.
Mm-hmm, and yet, you pretend to have only met Amanda Clarke last year, which leads me to conclude that your paramour and your former cell mate are one and the same.
Ama Amanda Clarke ile geçen yıl tanışmışsın gibi davranıyorsun. Buradan şu sonucu çıkardım, yavuklun ve eski hücre arkadaşın aynı kişi.
That insubstantial Death is amorous, keeping you perfect for his paramour?
Bedensiz ölüm o kadar şehvetli ki seni sevgilisi olabilesin diye mi güzel tutuyor
FIRST VICTIM OF ANARCHIST PARAMOUR
ANARŞİST AŞIĞIN İLK KURBANI
He is my wife's paramour!
O eşimin aşık olduğu!
Paramour.
Cariye?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]