English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Paraphrase

Paraphrase translate Turkish

70 parallel translation
To paraphrase an old saying :
Eski bir sözdeki gibi :
To paraphrase an old adage, if I may, sir, "Practise makes caution."
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş.
To paraphrase Mr. Churchill ;...
Bay Churchill'in dediği gibi :
To paraphrase Marie Antoinette : I can hardly say of my people, "Let them drink oil."
Marie Antoinette'in alıntısıyla oynayacak olursam halkıma, "Petrol içsinler." diyemem.
To paraphrase the Führer, "Today myself, tomorrow the world."
Führer demiş ki, "Bugün kendimi, yarın dünyayı."
To paraphrase a well known exhortation :
Çok iyi bilinen bir deyim şöyle der :
However, to paraphrase Verlaine, in subtlety lies the essence of things.
Ne olursa olsun sözlerin tefsiri bir şeylerin inceliğinde yatar.
You should just sort of, uh, paraphrase them... uh, put them in your own words.
Onları yorumlamalısın... kendi sözlerinle yeniden yazmalısın.
To paraphrase Freud, I'm trying to turn her neurotic misery into general unhappiness so she can be like the rest of us.
Freud'un dediği gibi, Onun sinir bozukluğunu, genel mutsuzluğa çevirmeye çalışıyorum ki, O da hepimiz gibi olsun.
But I would like to paraphrase the good doctor and say that sometimes a violet is just a violet.
Ancak ben yine, bu iyi doktordan alıntı yapıp, menekşe bazen yalnızca menekşedir, diyeceğim.
To paraphrase the Bard, " l am a mutant.
Bard'dan alıntı yaparak, "Ben bir mutantım."
Can you paraphrase it for us?
Ne yazdığını açıklar mısın?
To paraphrase a famous little engine, "I think we can."
Bir başka şekilde söylemek gerekirse "Bence bunu yapabiliriz".
Then let me paraphrase one of my own.
O zaman kendiminkilerden birini zikredeyim.
I'll paraphrase and give him credit.
Alıntı yapıp adını söyleyeceğim.
She said - and I paraphrase -
Onun söylediği benim başka sözcüklerle olayı açıklamam.
To paraphrase an old joke :
Eski bir şakanın yeniden doğuşu :
Go on, paraphrase.
Aklında kalanı söyle.
Don't paraphrase what I said.
Dediklerimi tekrarlama.
You can paraphrase.
Farklı şekilde ifade edebilirsin.
So, to paraphrase, you're telling me... the Neptune sheriff's department is a locked-down, squared-away citadel of security?
Bir başka deyişle, söylediğine göre... Neptüne Şeriflik Bürosu kale gibi korunuyor.
To paraphrase the Ancients, they think you won't be able to let go.
Kadimleri gözlemlerken, senin eskiyi unutamayacağını düşünüyorlar.
It's as if, again, for the male libidinal economy, to paraphrase a well-known old saying, the only good woman is a dead woman.
Bu sanki erkeğin libidinal ekonomisi için, eğer alıntı yapmam gerekirse,...'en iyi kadın, ölü kadındır.'
To paraphrase from celtic mythology, tomorrow night all order is suspended, and the barriers between the natural and the supernatural are temporarily remooooved!
Kelt mitolojisinden alıntı yapmak gerekirse... "Yarın akşam, tüm düzen bozulur ve dünyamızla... doğaüstü dünya arasındaki... bariyerler kalkar."
Okay, to paraphrase the long and tedious subject that we just discussed, I am a womanizer, okay?
Tamam, henüz tartıştığımız uzun ve sıkıcı... konuyu özetlemek gerekirse, Ben çapkınım, tamam?
I'll paraphrase Thoreau here.
Thoreau'nun yorumuyla karşılık vereceğim.
In order to paraphrase the report of doctor Bennett, this virus would have served of biological weapon.
İzin verin Doktor Bennett'in masasının üzerinde bulduğumuz raporu yorumlayayım, bu virüsü biyolojik silah olarak kullanmayı düşündüler.
To paraphrase Mr Punch, son,
Açıklamak için Bay Punch...
Well, to paraphrase Mozart, all the subatomic particles are there.
Mozart'tan alıntılamak gerekirse, tüm atomaltı parçacıklar oradaydı.
The writing gets kind of fancy, do you mind if I paraphrase now and again?
Fantastik bir tarzda yazmış. Sana izah etmemin mahsuru var mı?
- Paraphrase?
- İzah mı?
Snorri Sturluson who has laid the basis, by the noun to replace... a paraphrase or a metaphor.
İzlandalı Snorri Sturluson, bir biçim oluşturmuş ve temelleri koymuştur. Uygun kelimeler yerine dolaylı anlatımı ve metaforu tercih etmiştir.
If I may paraphrase Dorothy Parker, we shouldn't put all our eggs in one bastard.
Dorothy Parker'ın da dediği gibi tüm yumurtaları tek bir adama atmamalı.
Realty Track reports over 900,000... yet, a paraphrase of the old TV commercial, these private equity guys, they make money the old fashioned way... they steal it.
Realty Track, 900,000'den fazlasının........
Erm. Perhaps I could paraphrase the last section.
Belkide son kısmı farklı bir şekilde anlatmalıydım.
And by the way, don't paraphrase me.
Ayrıca lütfen cümlelerimde değişiklik yapma.
Perhaps I could paraphrase the last section.
Erm. Belkide son kısmı farklı bir şekilde anlatmalıydım.
To paraphrase some poet :
Bir şairden alıntı :
To paraphrase, the friend of my enemy, is my enemy.
düşmanımın arkadaşı düşmanımdır.
Well, to paraphrase the man who brought down the Soviet Union, it's easier to trust when you can verify.
Sovyetler Birliği'ni deviren adamı izah edersek, tanımlayabildiğinde güvenmesi daha kolaydır.
Well, uh, to paraphrase Shakespeare :
Shakespeare'in bir sözünü uyarlayacak olursam...
To paraphrase Du Picq.
Du Picq'den bir alıntı.
Jane Jacobs once said - - and I paraphrase - -
Jane Jacobs, bir keresinde kelimesi kelimesine hatırlamamakla beraber şöyle demişti :
That's not an exact quote, but I think it's a pretty good paraphrase.
Tam doğru alıntı olmadı,... ama başka sözcüklerle oldukça güzel açıklandı.
to paraphrase Winston Churchill,
Winston Churchill'un bir sözüyle açıklayacak olursam :
Actually, that was a paraphrase.
Aslında biraz değiştirdim.
Leopard, sparkles, or to paraphrase Coco Chanel, you can never go wrong with a little black case?
Leopar, parıltı ya da Coco Chanel alıntılamak gerekirse küçük siyah bir kasa sizi asla yanıltmaz mı?
- It's what you call a paraphrase.
- Buna teşbih yapmak denir.
To paraphrase Cowper,
Aynen filmlerdeki gibi.
- I paraphrase.
Ben anladım.
Do you even know what "paraphrase" means?
"Sana nasıl koydum, Gus?" demektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]