English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pared

Pared translate Turkish

21 parallel translation
I'd say half an inch of being pared alive 295 times.
1,5 santimlik bir yeri hayatınızla 295 kere karşılaştı.
Pared down to a population of 38, we're perfect for our utopia.
Nüfusu 38'e düşürerek, ütopyamız için mükemmelleştik.
Todos ustedes, um... arrísmense a la pared.
Todos ustedes, um... arrismense alapared.
Todos ustedes arrísmense a la pared.
Todos ustedes arrismense alapared.
It's gotta be pared down to the absolute essentials.
Ana hatlarına kadar küçültülmeli.
" My afternoon rides have been pared down to short circular patrols...
Öğleden sonra gezintilerim, kısa dairesel devriye gezintilerine indi.
Well, that's what this moron thought... and he had pared off his own skin... about an inch at a time... but you know what the fucked up thing was?
İşte, bu aptal herifin düşüncesi buydu ve kendi derisini yavaş yavaş soymuştu. Bu şeyin insanı ne hale getirebildiğini düşünebiliyor musun?
The crowd pared, We were pushed onto a wire netting.
Feci boşaldı. Kalabalık gaza geldi, biz tel örgülere itildik.
I pared down before the divorce. "Pared down"?
Bu yüzden boşanmadan önce mallarımı yavaş yavaş elden çıkardım.
Yeah, he pared down, didn't he?
Mallarını elden çıkarmış öyle değil mi?
So, the set of possible paths is pared down with each new measurement.
Böylece her yeni ölçümde olası güzergahların bazıları elenecek.
387 that need to be pared down to a final crew of 20.
İçlerinden 20 kişi seçilecek toplamda 387 kişi.
He is the master of pared down décor.
Minimalist dekorların ustasıdır.
Where Brazilian films of the'60s often used pared down minimalism to express their anger in politics, this Russian Cuban film believes that the beauty of a shot like this, a camera on wings, the soul of a dead student, will make the idea
60'lar Brezilya filmleri, öfke ve siyaseti yansıtmak için minimalisttir. Bu film ise, böyle güzel bir çekimin ve kanatlı bir kameranın, ölü öğrencinin ruhunu yansıttığını ve devrim fikrinin kendisini güzelleştirdiğini savunur.
The 3 months process of walking... towards each other... very simple, really pared down, and extraordinary in its clarity.
Üç aylık birbirine doğru yürüme süreci son derece sade, açık ve olağanüstü gerçekti.
That's debatable, seeing as how you got us pared down to three people against a goddamn Apache raid.
Koca bir kabadayı baskını karşısında sayımızı 3'e indirdiğin için, orası tartışılır valla.
Pared she tell you?
- Sana başka bir şey söyledi mi?
The wedding will go on just in a slightly pared-down version.
Düğün daha indirgenmiş şekilde devam edecek.
Well, you really pared it down, man. A little bit under the centre.
İşin özüne varmışsın, adamım.
I've pared a lot of jewels in my time.
Zamanımda birçok mücevher yontmuşluğum var.
Well, that's why I've pared it down to only the things that matter.
Bu yüzden ben de sadece önemli seylere yer verdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]