English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Parenting

Parenting translate Turkish

1,030 parallel translation
You're giving us parenting lessons now?
Bize eğitim hakkında ders veren sen misin anne?
Parenting is nothing if not selfless. - That's a Fishism.
Özverisiz ebeveynlik hiçbir şeydir.
Oh! Great parenting form!
Harika bir annelik gösterisi!
This parenting isn't about delegating responsibility it's about being there.
Bu sahiplenme işi sorumluluğu tayin etmek değil üzerine almak.
I can't imagine a parenting problem I couldn't handle.
Başa çıkamayacağım, herhangi bir şey olduğunu, hayal bile edemiyorum.
It's part of good parenting.
Bu iyi bir aile olmanın parçasıdır.
- A parenting class?
- Aile olma dersi mi?
- My mom and dad never took a parenting class.
Annem ve babam hiç böyle bir şey yapmadılar.
- I gotta go to grand parenting class at 3 : 00.
Saat 3'te büyükbaba nasıl olunur dersim var.
Bi-coastal parenting.
İki kıyıda birer aile.
That's what parenting is all about, little girl.
Annelik yapmak budur küçük kız.
About the parenting skills class?
Ebeveyn sınıfı için mi?
You will split into parenting teams..... sharing equally in the daily task of raising your egg.
Anne-baba ekipleri oluşturacaksınız. Siz ve partneriniz yumurtanızın bakımını ortak bir şekilde paylaşacaksınız.
- How's the parenting going?
- Annelik nasıI gidiyor?
Parenting's a pain.
Annelik tam bir bela.
- Oh, that faux parenting gig we're doing.
- Okulda yaptığımız anne-babalık oyununu anlatmıştım.
I don't need this much active parenting.
Bu kadar çok ebeveyn müdahalesine ihtiyacım yok!
I've read all the parenting books.
Bütün çocuk yetiştirme kitaplarını okudum.
Looks like you've really gotten a handle on this parenting routine.
Bakıyorum da babalık işini bayağı öğrendin artık.
Well, Mom and Dad.... You know, this parenting stuff, it's just not their field.
Şey, annem ve babam... bilirsin, şu ebeveylik işi pek onların işi değil.
Without great parenting, things can go awry.
İyi ebeveynlik olmazsa işler ters gidebilir.
Nice parenting.
Ne iyi babasın.
She liked his values and believed in his parenting skills.
Değerlerinden hoşlandı. Babalık vasıflarına inandı.
It seems my mom is a graduate of the Ho Chi Minh school of parenting.
Görünüşe göre annem Ho Chi Minh ebeveynlik okulundan mezun olmuş.
I want you to join the parenting program.
Ebeveynlik programına katılmanı istiyorum.
I am in violation of every parenting book ever written. - Do you have kids?
Bütün çocuk yetiştirme kitaplarındaki kuralları çiğniyorum.
Do either of you guys remember the zero parenting responsibility clause... that we all agreed to?
Hepimizin üzerinde hemfikir olduğu sıfır çocuk yetiştirme mesuliyeti şartını... -... içinizden hatırlayan var mı?
Parenting?
Anne babalıktan mı?
Then I'll use him to live out all my frustrated hopes and dreams, because that's good parenting, right, Bing Crosby?
Ve sonra da onu tüm içimde kalmış hayallerimi gerçekleştirmek için kullanacağım. İşte ebeveynlik budur, değil mi, Bing Crosby?
How dare you call my parenting into question? !
Ne cüretle benim ebeveynliğimi sorgularsın!
I have used all my parenting skills to change my son from a lazy slacker into a workin'man.
Tüm ebeveynlik yeteneğimi tembel oğlumu çalışkan birine dönüştürmek için kullanıyorum.
You know, kind of like, uh, a driving range for parenting.
Bir koca bebek al, atış yap. Bak bakalım, ne durumdaymışsın.
At parenting classes.
Ebeveyn dersindeydim.
You failed the parenting midterm.
Yaptın tabii. Babalık dersinden kaldın.
SO YOU'RE HERE TO INSULT MY PARENTING SKILLS?
Yani buraya benim ebeveynlik vasıflarımı aşağılamak için mi geldin?
Four marriages, I never had any kids, so I don't know dick about parenting, but you, fuck, you deserve some sort of prize.
Dört evlilik yaptim, hiç çocugum olmadi ve ebeveynlik hakkinda bir sik bilmiyorum, ama seni pislik, sen bir ödülü hak ediyorsun.
After all this, telling me nothing's my fault because of poor parenting you pick now to be Betsy-fucking-Ross?
Bunca zaman, suçun ailemde olduğunu söyledikten sonra, şimdi Betsy Ross havasına mı giriyorsun?
That's just good parenting.
İyi ebeveynlik budur işte.
Nice parenting.
Ne iyi bir annesiniz.
Ms. Davis, I assume in your therapy session... that Mr. Dawson extolled his parenting ability.
Bayan Davis, terapileriniz sonucu Bay Dawson'ın ebeveyn olabilme yetisine sahip olduğunu söyleyebilir misiniz?
Who do you want to be like... as a father when parenting Lucy?
Lucy'yi yetiştirirken kendinize kimi örnek alıyorsunuz?
I'm afraid my parenting skills are somewhat dormant.
Bu baba olmak Harry, sürgüne gitmek değil. Sen öyle diyorsan.
I began to question my capacity to make the necessary sacrifices parenting requires.
Ebeveyn olmanın gerektirdiği fedakarlıkları yapabilir miyim diye kendimi sorgulamaya başladım.
Sometimes the key to parenting is knowing when not to.
Bazen ebeveyn olmak, yeri gelince, olmamayı bilmektir.
We use them in parenting classes all the time.
Bunları ebeveynlik kurslarında hep kullanırız.
I read all the literature on the Internet, the parenting magazines.
İnternet'teki yazıları, ebeveynlikle ilgili dergileri okuyorum.
Parenting.
Babalıkta.
See, I... I let Carla take on a lot of the parenting while I pursued my career.
Ben kariyerimin peşindeyken ebeveynlik işini Carla'ya bıraktım
Parenting will do that to you.
- Anne olmanın sonuçlarından biri
Look, I just think there's just a little too much criticizing of our parenting going on here today.
Bugün burada bizim ebeveynliğimiz fazla eleştirildi.
Well, I don't believe in equal parenting. I believe men should be involved, but I believe there should be father figures and there should be mother figures.
Erkeğin yardım etmesi gerektiğine inanıyorum ama bir baba ve anne figürünün olması gerektiğini düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]