English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Parley

Parley translate Turkish

189 parallel translation
I've got a swell parley for you tomorrow, Doc.
Yarın için çok kıyak bir bahis buldum doktor.
Yesterday's parley must be acclaimed a...
Dünkü müzakere alkışlanmalı.
Even in a period replete with developments of climactic significance the parley is a major landmark.
Çok kritik önem taşıyan gelişmelerle dolu bir dönemde bile bu müzakere büyük bir kilometre tası.
Lieutenant, let me go up there and parley with the fellows.
- Oraya gidip onlarla bir konuşayım.
That'll mean a parley.
barışçı gibi görünüyor.
You pretend to parley with us for a road through our lands, but soldiers are here to steal a road before we say yes or no.
Siz bizimle, topraklarımızdan geçecek bir yol hakkında görüşüyor gibi gözükürken askerleriniz biz evet yada hayır demeden önce yolu çalmaya çalışıyorlar.
Why Washington? If they want to parley with the whole world, why meet there?
Tüm Dünya'yla görüşmek istiyorlarsa neden Washington?
I'm no parley diplomat, I'm an army man.
Ben müzakereci diplomat değilim bir askerim.
I'm going to parley.
Onlarla konuşacağım.
You figure they came to parley, Ben?
Konuşmak için gelmiş olabilirler mi?
There must have been 50 other officers at that parley.
O gün 50 asker vardı.
Now, I either parley with those Cheyennes or I consider you and your troops trespassers.
Şimdi, ya bu Cheyenne'lerle görüşürüm ya da sizin ve birliğinizin arazi tecavüzcüsü olduğunu düşünürüm.
Or maybe set up a truce parley between him and the gunfighter?
Belki de silahşörle aralarında ateşkes sağlamak için bu buluşmayı ayarlamışsındır.
But Brewster's coming in to parley.
Ama Brewster seninle görüşmeye geliyor.
I will not parley with you.
Sizinle pazarlık etmeyeceğim.
GRIMES : I think I will take me a little hike up that hill and parley.
Şu tepeyi tırmanıp onlarla pazarlık etmeye gideceğim.
To parley.
- Barış görüşmesi yapmak.
- A truce, a parley, a...
Anlaşma? Barış görüşmesi?
What's the business, that a hideous trumpet calls to parley the sleepers of the house?
Uyuyanları toplamak için bu korkunç çan sesi de ne? Konuşun!
But in case there were some survivors, we took MacDonald with us so that he could parley with them and secure permission for our search.
Ama bazı sağ kalan kimseler olduğu olasılığına karşı, bizde MacDonald'ı yanımıza aldık, çünkü o, orada bizim adımıza güvenli bir biçimde barış görüşmesi yapabilirdi.
Well, you come armying down here, invading our territory - no permits, no parley.
Buraya ordu gibi geliyor, bölgemizi işgal ediyorsunuz - izinsiz ve konuşmadan.
He wants parley.
Konuşmak istiyor.
Maybe just a little hands-on parley?
Birazcık oynaşmaya ne dersin?
He requests thatyou send a starship to parley for our release at once.
Pazarlıklara başlamak için Federasyon gemisi istiyorlar.
Now, all I ask is a parley and safe conduct... in and out of this here stockade.
Şimdi sadece konuşmak ve bu çitlerden geçmek için izin istiyorum.
So... Shall we proclaim Our secret parley A success?
Bu gizli görüşmemizi başarılı addedebilir miyim?
You called this parley for a better reason than an exchange of compliments.
Sanırım bu toplantıyı da birbirimize iltifat edelim diye düzenlemediniz.
We could parley this into a hummer!
İstediğimiz gibi pazarlık yapabiliriz.
Set your entreatments at a higher rate than a command to parley.
Ucuz olmamalı seninle görüşmek, hadi deyince elde edilecek bir şey.
Parley Wayne, at your service.
Adım Parley Wayne, hizmetinizdeyim.
Parley Wayne is my first name.
Parley Wayne benim ilk adım.
Say that the emperor requests a parley of war like Lucius and appoint the meeting even at his father's house - the old Andronicus.
İmparatorun savaşçı Lucius'la müzakere dileğini ilet. Yaşlı Andronicus'un evinde bir görüşme ayarla.
Lord Lucius, and you princes of the Goths, the Roman Emperor greets you all by me and, for he understands you are in arms, craves a parley at your father's house.
Lord Lucius ve Got prensleri. İmparatorumuz sizleri selamladığını ve mesajını dikkate almanız gerektiğini iletti. Babanızın evinde toplanılmasını talep ediyor.
He rode in under a white flag for formal parley.
Beyaz bayrakla resmi bir görüşme için geldi.
Parley that shit off into the stock market.
Parayı borsaya filan yatırırım.
"now posing as a fakir of a type well known in the East... " striding half-naked up the steps of the Viceregal Palace... " to parley on equal terms...
Kendisi bir fakir kılığında, yani Doğu'da çıplak ayakla dolaşan kişi olarak bilinen bu insanların kılığında, Viceregal Sarayı'nın... merdivenlerini çıkarak, Kral İmparator'un temsilcisiyle... aynı statüye sahip biçimde toplantıya katılıyor
- How you get a hold of him to parley?
- Onun maç gününü nasıl konuştun?
He gonna listen, if we parley.
Eğer konuşursak bizi dinleyecektir.
- They said they want to parley on it.
- Müzakere yapmak istediklerini söylediler.
- Parley?
- Müzakere mi?
Said he would, if I guaranteed a parley.
Eğer görüşmeyi ben ayarlarsam, gelirim dedi.
Parley.
Görüşme.
- I invoke the right of parley.
- Görüşme hakkımı istiyorum.
You can do me no harm until the parley is complete.
Görüşme tamamlanana kadar bana zarar veremezsiniz.
She's invoked the right of parley with Captain Barbossa.
Kaptan Barbossa'yla görüşme hakkını kullandı.
And ye will not lay a hand on those under the protection of parley.
Sen de görüşme hakkını kullananlara el kaldırma.
- Parley?
- Görüşme?
Parley!
Görüşme!
Parley?
Görüşme mi?
Damn to the depths whatever muttonhead thought of parley!
Görüşme fikri kimden çıktıysa canı cehenneme!
Any of you so much as thinks the word "parley", I'll have your guts for garters!
İçinizden herhangi biri "görüşme" lafını aklından geçirirse bağırsaklarından kemer yaparım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]