English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pays

Pays translate Turkish

4,208 parallel translation
He pays bills on this place, Gus.
Bu yerin faturalarını ödüyor, Gus.
She pays the bills.
- Faturaları ödüyor.
This one guy Warren, I mean, he pays via Paypal.
Ödemeyi PayPal ile yapıyor. Süper bir olay.
Pays really good money.
- Gerçekten iyi para ödüyor.
Well, it pays the same, Bob.
Aynı parayı ödüyorlar, Bob.
Pays the same.
Aynı parayı.
Chaos pays, Mr. leth.
Kaos para öder, Bay Leth.
His premise pays for their crimes.
Suçlarının bedeli ödenecek.
He who pays the piper calls the...
Parayı veren...
As long as he pays.
- Ödediği sürece sorun yok!
As long as he pays.
Ödediği sürece sorun yok!
Ah, sometimes it pays for a girl to be practical.
Ah, bazen kullanışlı şeyler kızlar için faydalıdır.
Sometimes it pays for a girl to be practical.
bazen kullanışlı şeyler kızlar için faydalıdır.
Guarantee you it pays better.
- Maaşının daha iyi olacağına emin ol.
Because no other job pays up to 10,000 dollars a day!
Çünkü başka bir iş bir günde 10.000 dolar ödeme yapmaz.
Who pays these people?
Bu insanlara kim maaş ödüyor?
Who pays for it all?
Tüm bunların parasını kim ödedi?
Pays $ 150. This one's on a high colonic.
150 kağıt ödüyorlar.
I mean, it pays better.
Yani, daha iyi oluyor.
- That pays for everything, right? - Yes.
Bununla tamam.
In fact, Dr. Cole pays me very well not to care.
Aslında Dr. ole umursamamam için bana çok para veriyor.
She thinks I'm a grownup who works at a law firm and pays rent.
Hukuk bürosunda çalıştığımı ve kira ödediğimi sanıyor. Daha fark etmemiş bile.
It pays well.
Maaşı iyi.
Oh, come on, who pays that kind of money for flowers? What?
- Kim çiçeklere o kadar para verir ki?
Roach Collections pays into and receives stipend from a trust.
Roach Tahsilat güvenilir birinden para alıyor ve gönderiyor.
Actually, it's more like a... like a slot machine when it pays out.
Aslında, daha çok kumar makinelerinin çıkardığı sese benziyor.
Pays or I'll call the city Vogt.
Ödeyin yoksa görevlileri çağıracağım.
Who pays for the damage?
Peki ya hasar?
Someone always pays.
Biri her zaman ödeyecektir.
Three months he pays nothing for his son!
Bir kuruş bile yok oğlu için!
Oh! New kid always pays.
Daima çömezler öder.
I won't feel too bad if someone has a nice meal off them, maybe, uh, pays their rent.
Birisi o paralarla güzel bir yemek yerse ya da... -... kirasını öderse çok da kötü hissetmem.
Patience pays off.
Sabrın sonu selamettir.
Um, a bit boring, but it pays really well, and you wouldn't believe the vacation time that these guys take.
Biraz sıkıcı ama maaşı gayet iyi ve adamların aldığı tatile inanamazsın.
- I'm sure Grayson pays attention to you like that.
- Eminim Grayson da senin üstüne böyle düşüyordur.
Stay on the owner and see who pays her too much attention.
Mal sahibinin yanında dur ve ona en çok kim dikkatini veriyor bir bak.
That only pays like $ 8 an hour.
Saatte sadece $ 8 veriyorlarmış.
I mean, it's cool to be the sole breadwinner. I get to pay for the mortgage by myself and- - ooh! I even get to pay for your son's college tuition, but he pays me back by being surly and stealing my shirts.
Tek başıma aile reisi olmak güzel olabilir evin ipoteğini yaptırırım oğlunun üniversite harcını öderim ama o bunu tişörtlerimi çalarak ve aksi davranarak geri öder.
I guess I got homesick... When they told me this pays double.
- Çifte maaş olduğu söylenince sıla hasreti çıktı sanırım.
And did you know Ginny's husband pays her for oral sex?
Ayrıca kocasının Jenny'ye oral seks yapması için para verdiğini biliyor muydun?
Do you know how much the Government pays for a set!
Devletin bir grup için ne kadar para ödediğini biliyor musun? !
Mr. Borkus says my salary doesn't even cover the rent, - so he pays the difference for me.
Bay Borkus maaşımın kirayı bile karşılamadığını söylüyor, yani geri kalanı benim için ödüyor.
Guess it pays a lot better to report crime than it does to solve it.
Suçu bildirmek çözmekten çok daha iyisini kazandırıyor.
Well, crime pays.
Suç, insana para kazandırır.
See, it pays to trust me.
Bana güvenini ödüyor.
Ben pays out whatever wins in Havana on Saturday.
Cumartesi günü Havana'da yapılan çekilişteki kazanan numaraları Ben ödüyor.
Do it fast, because at sunrise, I'm going to leave pieces of this girl all over Starling City unless he pays me a little visit.
Elini çabuk tut çünkü güneş doğduğunda bana uğramazsa tüm Starling'e bu kızın parçalarını yayacağım.
There's no way Mark Cuban pays that much.
Mark Cuban o kadar parayı hayatta ödemez.
I'm the guy that pays the rent around here.
Ben buraların kirasını ödeyen adamım.
That's what the government pays, and it's plenty of money.
% 20. Devletin ödediği para bu kadar ve baya da iyi bir para.
Yeah, he sells books on the Internet, that's how he pays the rent.
Evet, onları internette satıyor. Kirayı böyle ödüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]