English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Peculiar

Peculiar translate Turkish

1,319 parallel translation
It seems peculiar that they didn't say what it was.
Söylememeleri biraz garip değil mi? Gerçekten öyle.
- Well, that's peculiar.
- Bu çok garip.
It's marvelous, Your Grace, but it is peculiar.
Bu harikulade, efendim fakat biraz tuhaf.
I find that peculiar, Mr. Benedict.
Biraz tuhafsınız Bay Benedict.
The peculiar conditions of the desert had created an only camaraderie.
Çölün kendine has durumu, benzersiz dostlukların doğmasına yol açtı.
A nd the heathen Chinee is peculiar.
Ve garip bir Çinli.
Isn't it peculiar, Charlie Brown how some traditions just slowly fade away?
Garip değil mi Charlie Brown, bazı gelenekler nasıl da yavaş yavaş kayboluyor?
That does seem a bit peculiar.
Bu biraz garip görünüyor.
And believe me, from where I'm sitting, it looks damn peculiar.
Bana inanırsan, burdan oturduğum yerden çokta özgün duruyor.
Gee, now, that's peculiar.
Vay anasını, garip bir şey.
What is peculiar?
Garip olan ne?
No, it's peculiar that you would walk into the lobby... and see a man that was lying on the floor, he just got shot.
Hayır, senin yürüyerek lobiye girmen ve yerde yatan yeni vurulmuş birini görmen garip.
There's something peculiar about one of them.
Buna özgü bir durum var ortada.
Peculiar.
- Sus, garipmiş...
You've been peculiar lately.
Birkaç gündür garip bir halin var.
You've been peculiar lately.
Birkaç zamandır bir garipsin.
Something's peculiar about this film.
Bu filmde garip bir şey var.
- I seen something peculiar.
- Garip bir sey gördüm.
- What's peculiar about him?
- Garip oIan ne?
Something peculiar is happening.
Çok garip bir şey oluyor.
He acts peculiar.
Garip davranıyor.
My dream is a very peculiar one.
Rüyam hayli özgün bir rüya.
Very peculiar indeed.
Hayli özgün, hakikaten.
Listen, Hubbell this is kind of peculiar.
Dinle Hubbell, bu, tuhaf birşey.
Anyway, the peculiar thing is it's really a request, you know, a favour.
Herneyse, tuhaf olan şu, bir rica, yani, bir yardım isteği.
A peculiar moment during a lunch party.
Öğle yemeğinde tuhaf bir an.
Must be something peculiar to Minnesota.
Sehirlilerin garipligidir.
Stop being so peculiar!
Böyle tuhaf davranmayı bırakın!
Well, we wondered if you see anything peculiar tonight.
Sunu, gece boyunca gozunuze carpan ilginc bir durum oldu mu?
You're a peculiar conscientious objector.
Sen sıradışı bir askerlik karşıtısın.
We have here a peculiar situation, Mr. Kersey.
Sıra dışı bir durumdayız, Bay Kersey.
You know, I find it peculiar, almost amusing.
Bunu garip, hatta komik bulduğumu bilmeni isterim.
Peculiar.
Acayip.
Very peculiar.
Çok acayip.
- Peculiar?
- Acayip mi? Nasıl yani?
- Peculiar.
- Tuhaf.
- Very peculiar.
- Çok garip.
- Peculiar?
- Garip mi? Nasıl?
That looks peculiar.
Çok garip görünüyor.
It seems very peculiar.
Çok garip görünüyorlar.
Very peculiar.
Çok garip.
How's this for peculiar?
Bu gariplik nasıl?
No - No peculiar behavior.
Tuhaf davranışlar yok.
I just don't see anything peculiar about it, that's all.
Sadece bunda tuhaf bir şey görmüyorum, hepsi bu.
But I find it most peculiar... you would even discuss makeup.
Ama sizin böyle bir durumda... makyajı düşünmenizi çok garip buluyorum.
I feel peculiar in this purple shirt.
Bu mor gömlekte tuhaf duruyorum.
And we don't want, not that it would ever happen... we don't want these clowns to have the opportunity to say... we were peculiar in any way.
Böyle bir şey olur demiyorum, ama bu soytarıların... bir şekilde bizde bir gariplik olduğunu söylemelerine... fırsat vermek istemeyiz.
You've been peculiar lately.
Alexandre, bir zamandır, çok garipsin.
You've been peculiar lately.
Birkaç gündür bir garipsin.
- Peculiar.
- Garip.
- Peculiar?
- Garip mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]