English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pedicure

Pedicure translate Turkish

204 parallel translation
- He's an excellent pedicure.
Kendisi mükemmel bir ayak hastalıkları uzmanıdır.
He was an excellent pedicure.
Mükemmel bir ayak hastalıkları uzmanı olacak.
Shampoo, set, pedicure. Right.
Şampuan ve pedikür değil mi.
I went to the Iranian Queen for a pedicure. His manic-depressive boyfriend stole my purse with everything in it!
Pedikür için "İran Kraliçesi" ne gittim ve manik depresif erkek arkadaşı cüzdanımı çaldı.
lm supposed to give her a pedicure today.
Bugün ona pedikür yapmam gerekiyor.
I can't run a computer, and I can't give a pedicure, and that's all there was, so, we won't be paying you anything this week or next.
Ne bilgisayarım var ne pedikür kabiliyetim açıkta olan işler de bunlardı anlayacağın bu hafta ve gelecek hafta da sana ödeme yapamayacağız.
I'm getting a pedicure.
Pedikur yaptiriyorum.
What are you gonna do, a pedicure next?
Sırada ne var, pedikür mü?
she needs a pedicure!
Ona pedikür lazım.
I always get those confused... enema, pedicure, epidermal.
Karıştırıyorum. Epilepsi, pedikür, epidermal.
It's been a while since our last pedicure.
En son yaptırdığımız pedikürün üzerinden baya zaman geçmiş.
Kelly, could you help me give grandma a pedicure?
Kelly, büyükannene pedikür yapmama yardım eder misin?
Sorry. My pedicure ran late.
- Afedersiniz, pedikür uzadı.
I got the manicure-pedicure option, and I can sit here while I'm getting my back rubbed and get a facial too.
Manikür ve pedikür fonksiyonları var. Sırtıma masaj yaparken yüz bakımı da yapıyor.
Everybody who works for me gets a pedicure every week.
Benim için çalışan herkese her hafta pedikür yapılacak.
We were in the neighbourhood for a pedicure and a seaweed wrap and we thought we'd stop by.
Pedikür ve yosun banyosu için gelmiştik, uğrayalım dedik.
- Of course, the pedicure was for- -
Elbette pedikür.
You got a pedicure.
Pedikürde yaptırmışsın.
I mean, there's lingerie shopping, waxing, manicure, pedicure.
İç çamaşırı alman, cilt bakımı, manikür, pedikür yaptırman gerek.
Frank, you're bidding on the pedicure?
Frank, pedikür setinin fiyatını mı arttırıyorsun?
I'm not going to her again. She calls that a pedicure?
Bir daha ona gitmiyorum.
"Back scrub" "Pedicure"
"Sirt ovalama" "Pedikur"
Let him give you a pedicure first. Now, if you'll excuse me, I have to get back to work.
Şimdi eğer izin verirseniz benim işe dönmem lazım.
I thought you said that getting a pedicure was the best thing you ever did.
Pedikür yaptırmanın şimdiye kadar yaptığın en iyi şey olduğunu söylediğini sanıyordum.
who he sniffs and when he needs a pedicure.
Manikür zamanını ve kimi koklayacağını ben söylerim.
I was gonna give myself a manicure, a pedicure and do a conditioning.
Kendime manikür, pedikür ve bakım yapmayı düşünüyordum.
Teeth, hair, manicure, pedicure.
Dişler, saç, manikür, pedikür.
- I need to give you a pedicure.
- Size pedikür yapmam lazım.
Yoga, pedicure, shopping, lunch.
Yoga, pedikür, alışveriş, öğle yemeği.
It says "bank, dry cleaners, pedicure."
"Banka, kuru temizleme ve pedikür." diyor.
Pedicure. Hello?
Pedikür denen şeyden haberin yok mu?
- Are you giving yourself a pedicure?
- Pedikür mü yapıyorsun?
Oh, um, there's a roll of quarters in my top drawer right beside my eye cream and my pedicure kit.
Çekmecemin üzerinde biraz bozukluk var göz kremim ve pedikür setimin yanında.
Officer, this knife is for pedicure, it weighs 0.8 kg.
Hocam, bu bıçak pedikür için, ağırlığı 800 gr.
Charlie off getting his pedicure?
Charlie pedikür yaptırmaya mı gitti?
- They are? I had them move the pedicure tubs together in the same room...
Ayak küvetlerini bile aynı odaya almalarını söyledim.
Or indulge your aching arches in our Foot Fantasy pedicure.
Ya da Foot Fantasy Pedikür merkezimizde ayak bakımı yaptırmak istersiniz.
Mom says if you can walk on a beach and you got a steady hand with nail polish there's no reason to ever pay for a pedicure.
Annem der ki eğer sahilde yürüyebilirsen ve tırnak cilalı titremeyen bi elin varsa pedikür'e para ödemene gerek yok.
Pedicure, It's for the toes
Pedikür ; ayaklar için olan.
- Throw in a pedicure and you got a deal.
Araya bir de pedikür atarsan anlaşırız. - Tamamdır.
I hope that's my pedicure.
Umarım pedikürcüm gelmiştir.
What about my pedicure?
Pedikürüm ne olacak?
Keep it up, Fiona, and I'm gonna find a place to put my $ 6 pedicure.
Devam et Fiona. Ben de 6 dolarlık pedikürümü koyacak bir yer bulacağım.
Betty, today why don't you start me off with a Swedish massage, a manicure and a pedicure, OK?
İsveç masajıyla başla, sonra da ve pedikür yap, tamam mı?
Pedicure? Yeah, but do I have to be pretty all the time?
Evet ama her zaman güzel olmak zorunda mıyım?
Yes, but I meant take a day off, you know, go to the spa, have a pedicure, get a massage!
Evet, ama, bir gün biliyorum çıkarmak demek, bir pedikür, bir masaj almak var, spa gitmek!
If you ever need anything, you know, concert tickets, pedicure...
Bir şeye ihtiyacın olursa, mesela konser bileti, pedikür...
The difference is you've given yourself a pedicure.
Tek fark, sen kendini pediküre verdin.
Or, my body is dropping so fast... I can have a mammogram and a pedicure at the same time.
Vücudum o kadar hızlı sarkıyor ki... meme filmimi çektirirken, aynı anda pedikür de yaptırabilirim.
FACIAL A. 9 : 00, PEDICURE AT 10 : 00,
9 : 00'da yüz bakımı, 10 : 00'da pedikür.
Manicure, pedicure, full body wax.
- Manikür, pedikür, epilasyon

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]