Pendejo translate Turkish
172 parallel translation
- I kill you, pendejo! I'll bust your Jewish bones!
O Yahudi kemiklerini kıracağım!
That pendejo judge, man.
O Pendejo hakim yok mu, adamım...
Suelteme, pendejo! Por favor. Por favor.
Lütfen, lütfen.
Yeah, right, pendejo.
Evet, haklısın dingil herif.
No shit, pendejo!
Yapma, pendejo!
You're hurting my cars, pendejo!
Arabalarıma zarar veriyorsun!
Last chance, pendejo!
Bu son şansın ahmak herif!
- Pendejo.
- Götveren.
( Roberto ] Tu eres un pendejo.
Tam bir götverensin.
- Pendejo jerk-off.
- Pendejo git başımdan.
- Wake up, pendejo!
- Kalk, pendejo! .
Now, Pendejo... Shall we see what sort of swordsman you've become?
Şimdi, genç sersem, bakalım ne kadar keskin kılıcın varmış.
There are 10,000 disappeared and every day the list grows, and you pendejo talk about good press.
10,000 kayıp insan var ve liste her gün uzuyor. Ve sen, pendejo iyi medyadan bahsediyorsun.
The pendejo was smoking weed. He was smoking milkweed!
Bizim salak çer çöp sarıp çekiyordu.
Don't call me gordita, pendejo.
Bana tombik deme, salak.
I got a skill, pendejo. Yeah?
Benim kabiliyetim var bir kere, denyo.
Two months of planning, and you can't anticipate one pendejo of a cop.
İki ay plan yap ve bir polis "pendejo" sunu hesaplayama.
Stupid-motherfucker-cocksucking son-of-a-bitch asshole-pendejo.
Aptal-piç kurusu-orospu çocuğu puşt-moruk.
Better keep the blankets over your head, pendejo... so your fluorescent skin don't keep me awake all night.
Battaniyeyi kafana çek, pendejo... Böylece o florsan cildin beni tüm gece uyanık tutmaz.
What do you think I am, a pendejo?
Ne olduğumu sanıyorsun benim, pezevenk mi?
Well, they ain't gonna be going to Mass, pendejo.
Evet, hep beraber olmayacaklar, pendejo.
- What the fuck are you doing, pendejo?
- Ne s.kim yiyorsun, pendejo?
- Oy, e, pendejo, you don't know how to knock?
- Oy, ee, aptal, kapı çalmasını bilmiyor musun?
- Who the fuck are you, pendejo?
- Sen ne s.kimsin, pendejo?
- Stay straight, pendejo.
- Düzgün dur, pendejo.
Oy, e, pendejo, this is my lunch hour.
Oy, e, pendejo, bu yemek saatim.
I'll tell you what I'm talking about, pendejo.
Sana neyden bahsettiğimi anlatacağım, pendejo.
- Adiós, pendejo!
Elveda kaz kafalılar.
Hey, pendejo.
Hişşt göt.
- You fucking with me, pendejo?
- Benle dalga mı geçiyorsun? - Hayır.
Eh, pendejo, you think I'm stupid?
Dostum, beni aptal mı sandın?
I'll get you another one, pendejo.
Sana başka bir tane alırım, aptal.
Intensive care, you pendejo fucking gutter shits.
Ağır bakımdaydım, sizi ölü sikici pezevenkler.
Get in, pendejo.
İçeri gir, aptal.
Yo, come on, man. That pendejo broke Julio's neck. - All right?
O ödlek Julio'nun boynunu kırdı, değil mi?
- They should have taken you, pendejo! That's enough!
- Aslında seni almalıydılar pislik!
Fucking pendejo!
Lanet olası kaltak!
What the fuck are you looking at, pendejo?
Neye baktığını sanıyorsun pislik?
Give me back what you took, and if I catch you with this pendejo again...
Benden aldığını geri vereceksin, ve seni bir daha o "pendajo" ile görürsem, yemin ederim...
Every week, she would've had to walk right past that pendejo.
Yani her hafta o serserinin önünden geçiyordu.
Those are my cattle out there, pendejo.
Söz konusu olan benim davarım aşağılık herif.
"Pendejo." "Jerk." "Pinche." "Goddamn it."
"Pendejo." "Hıyar" "Pinche." "Allah belasını versin"
- Balls... cojones, pendejo.
- Taşak... cojones, geri zekâlı.
Any last words pendejo?
Son sözlerini söylemeye hazır mısın?
Hey, pendejo...
Bak, dostum.
I went to high school with this chick.
- Seni pendejo! - Okulda bu bebekle birlikteydik.
Fucking ass, stupid ass, fucking pendejo.
Sersem herif, pis serseri!
- You fuckin'pendejo!
Çekilin!
See you around, pendejo!
- Hey! Görüşürüz enayi!
To kill you, pendejo!
Seni öldürmeye geldim aptal!
Let me tell you something, pendejo.
Bir şeyi söylememe izin ver pendejo.