People like you and me translate Turkish
493 parallel translation
The characters are neither heroes nor villains but plain people like you and me
Karakterler ne kahraman ne de kötü ama ben ve sizler gibi normal insanlar.
The world's open for people like you and me.
Dünya senin benim gibi insanlar için ne fırsatlara gebe.
But what can people like you and me really know?
Ama bizim gibiler ne bilebilir ki?
Oh, Scott, for people like you and me the world can be a wonderful place.
Yapma, Scott. Dünya senin benim gibiler için de mükemmel bir yer.
They need him for the safety of ordinary, crummy people like you and me.
Senin ve benim gibi sefiller sıradan ve güvenli bir yaşam sürüyor.
We'll find new people like you and me, and you'll see we'll put the show on.
Yeni insanlar buluruz, senin benim gibi, hatta göreceksin bu sefer gösteriyi sahneleyeceğiz.
It is up to people like you and me who are out of our tiny little minds to try and help these people overcome their sanity.
Sizin benim gibi kafadan çatlak insanların görevi bu insanların akıllılığın üstesinden gelmelerine yardım etmek.
For people like you and me, it's still too much.
Senin ve benim gibi insanlar için, hala çok pahalı.
I want all that money back in the hands of black people like you and me.
Tüm o paranın tekrar sen ve ben gibi siyahların eline geçmesini istiyorum.
And people like you and me are only happy in our work.
Senin ve benim gibi insanlar ancak film yaparak mutlu olurlar.
Shame, huh, for two such smart people like you and me, never to know what it's like to run away?
İki yetişkin insanın içinden çıkamadığı şu duruma bak, utanç verici. Sorun ne peki? Belli bile değil.
Why should they live so well when good people like you and me get shafted?
Bizim gibi iyi insanlar sürünürken onlar neden böyle iyi yaşamak zorunda?
Look, we're going to start getting together, people like you and me.
Sen ve ben gibiler, bir araya gelip birbirimize yardım edeceğiz.
It's a crime, but she holds people like you and me in nothin'but contempt.
Ne kadar suç işlemesen de o senin ve benim gibi insanları aşşağılamaktan vazgeçmez.
They're just ordinary people like you and me.
Sen ve ben gibi sıradan insanlar.
I just... want to shine brightly and be popular only amongst the ghosts. But when I'm with you... I feel like I'm an unlucky sun who makes people die... and it makes me fear and hate myself.
Sadece hayaletler arasında popüler olan parlak bir güneş olmak istiyorum ama sana baktığımda kendimi insanları öldüren kara bir güneş gibi hissediyorum.
You think you're superior, but you're quite an ordinary man... even if you did marry money... and people like me have got to slave for you... for 320 marks a month.
Herkesten üstün olduğunuzu sanıyorsunuz, ama çok sıradan birisiniz... para basıyor olsanız da... ve benim gibi insanlar, ayda 320 marka... köleniz olmak zorunda kalsa da.
"and people like me and you, son, he said :"
"ve benim senin gibi insanları yarattığında dedi ki :"
You don't lie, make insults, and leave me, like my people.
Sen yalan söylemezsin, aşağılamazsın, diğerleri gibi beni terk de etmezsin.
And I do want people to like me... so... I was wondering... if you would accept... my building.
İnsanların beni sevmesini istiyorum, merak ediyordum binamı kabul eder misiniz diye.
All those comfortable swabs who sit at home in their beam-ends reveling in the luxuries that seamen risk their lives to bring to them, and despising the poor devils if they so much as touch a drop of rum, and even sneering at people who try to do them some good like you and me.
Evlerinde oturup, denizcilerin hayatlarını tehlikeye atarak ayaklarına getirdiği şeylerin tadını çıkaran ama bir damla içkiye dokunsalar zavallılardan nefret eden, hatta senin benim gibi onlara iyilik etmeye çalışanlara dudak büken tüm o aptalların anlaması için.
You and me, honey, with what we got salted away, we could live down there like real people.
Sen ve ben tatlım, kenara attıklarımızla orada normal insanlar gibi yaşayabiliriz.
All that he can look forward to is the honest gratitude of the little people that he helps, like you and me and Mr Dawes
Onun arzu ettiği tek şey yardım ettiği küçük insanların içten bir teşekkürü, sizin gibi, benim gibi ve bay Dawes gibi.
To you, you're some kind of a national glory, but to me, and a lot of people like me, your slimy scandal and your phoney patriotics... To me, Mr Hunsecker, you're a national disgrace.
Kendinizi bir ulusal kahraman olarak görüyor olabilirsiniz, ama benim ve benim gibi insanların gözünde, aşağılık iftiralarınızla ve sahte nutuklarınızla, ulusal bir utanç kaynağından başka bir şey değilsiniz Bay Hunsecker.
You kill people and never lose - just like me.
Adam öldürüyor ve asla kaybetmiyorsun, aynı benim gibi.
He's strong and dependable. He takes care of me and protects me from people like you.
O kuvvetli ve güvenilir ve senin gibi kişilerden beni korur!
I would like you to come out on the balcony with me and let me photograph you waving to our people, to my people.
Benimle birlikte balkona çıkmanızı sizi halkımızı, halkımı selamlarken fotoğraflamayı istiyorum.
And all the people like you, that know how to read and write will be burned with their books, trust me!
Ve senin gibi, okuma yazma bilen bütün insanların süslü kitapları yakılacak, çünkü onlara ihtiyacımız yok.
I mean, you can't have people waving about winners if there's no burks like you and me, running around making fools of ourselves, come in last.
Yani bizim gibi ahmaklar rezil olup sonuncu gelmezse insanlar kazananları alkışlamaz.
No one'but good people house me and feed me'just like you have this evening.
Hiç kimse. İyi insanlar beni barındırıp, besliyor. - Bu akşam sizin yaptığınız gibi.
People have been telling me you look more and more like me.
Sen de kaçtın. - Evet, haklısın.
This is why people like me gotta go. And this is why you faked than gun fight... to get me out of the West clean.
İşte bu yüzden, benim gibi insanlar gitmeli..... ve bu yüzden o yalancı düello düzenlendi batıyı terketmem ve temiz bir yaşam için.
'I'm not tellin'you how to run the country,'but this whole 55 double nickel was a jive-ass turkey wrap,'and I don't like people giving me bullshit!
Benim aklım devlet işlerine ermez ama bence koltuklarını hak etmeyenleri kovalamakla işe başlamalı. Bu insanlara dokunulmaması ise resmen saçmalık!
They can only be opened and closed by the driver... to protect people like me from people like you.
Sadece şoför kapatıp açabilir. Benim gibi insanları senin gibi insanlardan korumak için.
Like me and you, and all you nice people at the bar that I've listed as my dependants.
Senin gibi, benim gibi ve barda bakmakla yükümlü olduğum siz iyi insanlar gibi.
Poor people are just like you and me, except with no money.
Fakir insanlar da aynı senin ve benim gibi, sadece paraları yok.
You need people like me. You need people like me so you can point your fucking fingers and say, "That's the bad guy."
Benim gibi adamlara muhtaçsınız. böylece parmakla gösterip...
- When you saw that you can't kill me in a war, than you sent me to jail you didn't like the idea that we're all equal..... and that there are no class differences between people...
Baktınız beni savaşta öldüremediniz, tutup hapse attınız. Tüm insanların eşit olup insanlar arasında sınıf farkı olmaması fikrinden hoşlanmadınız.
You keep clear of people like me, and you might stay alive.
İnsanlara benim gibi temiz görünüyorsun, ve hayatta kalabilirsin.
People who aren't like you and me.
Senin ve benim gibi olmayan insanlarla.
There's people at the alamo like you, and they won't listen to me.
Alamo'daki insanlar da sizin gibiydi ve beni hiç dinlemediler.
Tell me, Dr. Sommers, when people aren't as strong as you'd like them to be and they let you down, have you ever considered forgiving them?
Peki, Dr. Sommers, insanlar senin istediğin kadar güçlü olamayıp seni hayal kırıklığına uğrattığında onları affetmeyi hiç düşündün mü?
Only burners like you get high. And I didn't have any shoes, so I had to borrow my dad's. It's weird'cause my mom doesn't like me to wear other people's shoes.
Ayakkabım yoktu, bu yüzden babamdan ödünç aldım.
You know, you taught me, if I just relax and be myself, people will like me.
Ne öğrettin biliyor musun, rahat davranıp yalnızca kendim olursam insanlar benden hoşlanır.
So taking them to Indianapolis to play in front of 15,000 people is kind of like you and me going to the moon.
Onların lndianapolis'e gidip 15,000 kişi önünde oynamaları sizin ve benim aya gitmemize benzer.
There are people out there who would like to see me dead, and I've told you that.
Dışarıda beni ölü görmek isteyen insanlar var. Bunu sana söylemiştim.
You know this is my favorite time and my favorite place. Yeah, some people like Hawaii at sunset. Me?
Oh, ama hayatım, onu aşağıya indirmeden önce sana birkaç öğütte bulunmasını ister misin?
A lot of people would love to see a guy like me and a guy like you out of business.
Birçok kisi senin ve benim gibilerin aradan çikarilmasin ister.
You got into bed so people like me could come and see you.
Yatağa girdin çünkü benim gibiler buraya geleceklerdi.
I just had triple bypass, open-heart surgery, and it's people like you who make me wanna get out of the hospital...
Şu anda tam ardı ardına üç tane bypass ameliyatı geçirdim ve sizin gibileri yüzünden bir an önce hastaneden çıkmak istiyorum...
I told you, Fay, right from the beginning, that I wasn't stupid, and I didn't like for people to treat me like I was.
Sana en başta söylemiştim Fay. Ben aptal değilim. Bana öyleymişim gibi davranılmasından da hiç hoşlanmam.