Petal translate Turkish
236 parallel translation
For each petal of each orchid, another kiss extra.
Her orkide yaprağı için ayrıca bir öpücük.
Every page was like a petal fallen from you soul.
Her yaprağı, ruhundan kopmuş taç yaprağı gibiydi.
- Sit up straight, petal
- Dik oturun.
Little petal
Minik çiçeğim.
With a body like a young boy and skin on him smooth and sweet as a yellow rose petal.
Bir delikanlının, gül yaprağı gibi yumuşak ve tatlı bedeniyle.
It's a petal of a peony, dear
O sadece bir çiçek yaprağı tatlım.
On a flower's petal
Çiçeğin yapraklarında...
Yes, petal.
Evet, tatlım.
Carole is like a rose petal. She's so innocent.
Carol, bir gül yaprağı gibi öyle masum ki.
A flower petal.
Bir çiçekten taç yaprak.
I would not exchange one single petal for anything your world has to offer, including an Aston M-Martin with lethal accessories.
Ölümcül aksesuarları olan bir Aston M-Martin dahil olmak üzere, Dünyanızın sunduğu hiçbir şey için, tek bir taç yaprağını bile feda etmem...
What you're seeing now is a model, petal by petal.
Burada görmüş olduğunuz bir modeldir.
As you see, the flowers are modeled petal by petal and stamen by stamen.
Çiçekler yaprağından stamenine kadar tasarlanır.
What is it, Petal? What's the matter?
Ne oldu taçyaprağım?
I tend to them carefully, saying to each petal... as I caress it with my lips, "I love you."
Çiçeklerin üzerine titriyorum, her bir yaprağını dudaklarımla okşayarak "seni seviyorum" diyorum.
Can Nina sing now? Oh, yes, my rose petal.
Nina şimdi şarkı söyleyebilir mi?
That interaction between starlight and petal- - or water, or Van Gogh- - is what makes blue.
Yıldız ışığı ile yaprak, su veya Van Gogh arasındaki bu etkileşim mavi olarak bildiğimiz rengi doğuruyor.
Now, look, petal, "faithful" is my middle name.
Dinle çiçeğim, "sadakat" benim göbek adım.
Now, for the last moment, a big flower emerges around her petal and wraps her body with blooms and fragrance.
Şimdi son olarak, güzel koku ve çiçeklerle kaplı vücudu ve taçyaprakları etrafındaki büyük bir çiçek ortaya çıkıyor.
" and every petal that falls...
" ve dökülen her bir yaprak...
Your slightest look easily will unclose me though I have closed myself as fingers, you open always petal by petal myself as Spring opens touching skillfully, mysteriously, her first rose...
Küçücük bir bakışın çözer beni kolayca Kenetlenmiş parmaklar gibi sımsıkı kapanmış olsam da Yaprak yaprak açtırırsın ilk yaz nasıI açtırırsa
In my country, it is written... only kiss of beautiful woman... can compare to petal of a rose... babe.
Benim ülkemde, şöyle denir... sadece güzel bir kadının öpücüğü... bir gül yaprağıyla karşılaştırılabilir... bebek.
- I'm just saying, Lister, with times as good as those, there's no point in letting something small and silly like this come between a friendship we've nurtured, like a small flower, petal by petal,
- diyorum ki Lister, O kadar güzel zamanlar geçirdikten sonra, Böylesine küçük, saçma bir şeyin Aramıza girmesine
The bottom petal, shaped like a lower lip, is called a labellum.
Alt taraftaki dudağı andıran yaprağa "labellum" denir.
If he could learn to love another and earn her love in return by the time the last petal fell then the spell would be broken.
Eğer prens, gülün son taç yaprağı düşmeden önce birini sevmeyi öğrenebilir ve karşılığında sevilirse büyü bozulacakmış.
Need I remind you that if the last petal falls from this rose the spell will never be... broken!
Size hatırlatmalıyım ki, eğer bu gülün son yaprağı da düşerse büyü bir daha asla... bozulamaz!
You are but a petal on my rose.
Sen gülümün taçyaprağısın.
You can use them to make... quails in rose petal sauce.
Onları, gülün taç yaprağından yapılan... bıldırcın sosu hazırlamakta kullanabilirsin.
'Quail in rose petal sauce
'gül yaprağı soslu bıldırcın'
Katya, you are petal.
Katya, sen yapraksın.
If only someone in the family would realize How unnatural this flower is with its little golden "made in Hong Kong" tag glued under a petal.
Keşke aileden biri, taç yapraklarından birinin altına "made in Hong Kong" etiketi yapıştırılmış olan bu çiçeğin yapma olduğunu fark etse.
As hard and as ruthless as a rose petal.
Bir gül yaprağı gibi, sert ve acımasız.
Water under the bridge, my petal.
Köprü altı suları, taç yaprağım.
- This is Petal.
- Bu Petal.
Lady-love... your skin is as soft as a rose petal.
Hoş kadın... Cildin bir gül yaprağı kadar yumuşak.
What's your name, petal?
Senin adın ne, taç yaprağım?
Love is a dew drop on a rose petal.
Aşk bir gül yaprağındaki çiğ tanesidir.
He's deadly. He once killed a man with only a rose petal. Interesting.
- O öldürücü... bir keresinde bir adamı sadece gül yaprağıyla öldürmüş.
Bye-bye, Petal.
Güle güle, Petal.
Feel and place the finger like a petal.
Ateş etmek istediğinde parmağını şu düğmeye değdirmelisin...
No, Petal...
Peta...
Look, look. The first rose petal pressed in a book.
Kitabın içindeki ilk gönderdiğin gülün yaprağı.
Where you going, Petal?
Nereye gidiyorsun Petal?
Yeah, but, Petal, Petal, is everything okay?
Ama Petal, Petal, her şey yolunda mı?
Petal?
Petal?
Petal, you're the only woman I've ever loved.
Petal, sen benim şu ana kadar sevdiğim tek kadınsın.
- Hey, Petal.
- Selam Petal.
Petal's got to run.
Petal'ın gitmesi gerekiyor.
What's their house worth?
Hayır Petal.
No, Petal, the bank is taking it.
Orayı banka geri alıyor. Geride hiçbir şey kalmadı.
And Petal.
Ve Petal.